Fenerbahçe, Maribor'u 3-1 yenerek galibiyetle başladı; takımın net pozisyonları, yeni transferlerin performansı ve güçlü oyun ön plana çıktı.

UEFA Konferans Ligi'nin heyecanı Fenerbahçe için de tüm hızıyla devam ediyor. 3. ön eleme turu ilk maçında, Türk futbolunun gururu Fenerbahçe, Sloven ekibi NK Maribor ile kozlarını paylaştı. 90 dakika boyunca sahada yaşananlar, futbolun büyülü dünyasında unutulmaz bir senfoniye dönüştü. Maçın başlama düdüğüyle birlikte tribünlerin coşkusu ve oyuncuların sahadaki koreografileriyle birlikte adeta bir futbol şöleni yaşandı.

Fenerbahçe, ilk yarı boyunca rakibine göz açtırmadı. Rakip takımın defans hattını adeta delip geçen sarı-lacivertliler, çok sayıda net pozisyon üretti. Her top çalma, her pas, tribünleri adeta ayağa kaldırdı. Kaliteli kadrosu ve klas hareketleriyle Fenerbahçe, sahada adeta bir orkestra şefi gibi oynadı. Rakip Maribor'un çaresizliği ise adeta Fenerbahçe'nin baskın performansının gölgesinde kayboldu.

İlk yarının sonunda tribünlerde bir ümit, bir heyecan vardı. Taraftarlar, oyuncularına olan inançlarından asla vazgeçmedi. Çünkü sahada olanlardan daha fazlasıydı bu. Futbol bir aşk hikayesi, bir duygu seliydi ve tribünlerdeki her bir seyirci, bu hikayenin bir parçasıydı. 

Tabi o kadar gol pozisyonuna ve top kontrolüne sahip takımın golsüz bir şekilde ilk yarıyı bitirmesi tam bir skandaldı. 

İkinci yarıya hızlı bir başlangıç yapıldı ve Fenerbahçe için beklenen gol geldi. Tribünlerin çığlıkları arasında atılan gol, adeta bir coşkunun ifadesiydi. Ardından bir gol daha geldi ve tribünlerdeki sevinç katlanarak büyüdü. Ancak futbolun cilvesi, her an her şeyi değiştirebilir. Maribor'un ilk atağında gelen gol, sahanın gerçek bir denge taşı olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kalede yaşanan sıkıntıların altı çizildi. Kaleci Altay hakkında yazılacak çok şey var ama onun için ayrı bir makale sayfası açmak gerekir.

Bu maçın güzelliklerinden biri de, yeni transferlerin Baceo ve Tadic'in ilk gollerini atmasıydı.

Futbol, bir takım oyunudur ve her bir oyuncunun sahada gösterdiği performans, taraftarların yüreğindeki sevgiyi daha da pekiştirir. Fenerbahçe'nin bu maçta sergilediği futbol, taraftarların yüreklerindeki aşkı ateşledi. Bir sonraki maçta bu aşk daha da büyüyecek, tribünler bir kez daha coşkulu tezahüratlarla dolarak takımına destek olacak. Çünkü futbol, sadece bir oyun değil, bir tutku, bir aidiyet ve en önemlisi bir sevdadır.