Hint anlayışına göre yaşam dört döngüden ibaret; Hakikat dönemi: İnsan yılında bulunan mevsimlerden ilkbahara, yeniden varoluş, canlanmanın olduğu döneme denk gelir. İnsan bilinci en yüksek seviyesindedir. İnsan benliğinin evrensel ruhla birliğini içerir. O dönemde saf ve temiz niyetlerle irade gücünü kullanarak tüm istekler gerçekleştirilirdi. Erdem ve ahlâkın hüküm sürdüğü parlak ve altın çağ, barınma gereksinimlerinin olmadığı, doğanın onlara her türlü ihtiyacı sağladığı bir dönemdi; herkes iyi doğar ve mutlu güzel bir yaşam sürer, insanlar kendini en büyük erdem olan düşünmeye adar, erdemli ve adaletli yaşardı. İnsanlar kâmildi. Zengin, fakir yoktu; en önemli fazilet dünyevi arzuları terk etmekti. Hastalık, yaşlanmak yoktu; kin, kibir, kötü düşünceler yoktu. Birlik, bütünlük ruhu hâkimdi.

Beşeriyet dönemi: Erdem ve ahlâki değerler azalmıştır. İnsanlar düşünmek yerine bilgi edinmeye adan- mışlardır; daha tutkulu, kıskanç, doyumsuz, başkasının malına göz diken ve güçsüz olanı ezerek güç kazanma çabaları olan bir insanlık oluşmaya başlamıştır. Sahip olma istekleriyle kendilerine alanlar oluşturmak için doğayı tahrip etmişlerdir. Üretim ve bereket azalır, insanlar hayatta kalabilmek ve yiyecek bulmak için çalışmak zorundadır. Kötülüklerin ve negatifliğin ortaya çıkarak bölünmenin başladığı dönemdir.

Çökme dönemi: Yaşamın olumlu ve olumsuz yönlerinin yarı yarıya olduğu bir dönemdir. Sonbahara denk gelir ve havalar soğumaya, renkler sararmaya başlar. Bilinç seviyesi de azalır. Arzular, istekler artar; felaketler ve hastalıklar gelir. İyi ve kötüyü dengede tutma çabaları vardır. İnsanlar ahlâki duygularını yitirmeye başlamışlardır; başlangıçta bütün olan Veda (Bilgi, kutsal metinler) ise bu dönemde bölünmeye başlamıştır. Bilinç seviyesi ilk dönemden yarı yarıya daha azdır. Dürüstlük, iyilik, güzel ahlâk azalırken “Hakikat” arayışları da yok olmaya başlamıştır.

Karanlık Çağ, şu anda içinde bulunduğumuz dönemdir. Kış mevsimine denk gelir. Maddi ve manevi yozlaşmanın çoğaldığı; kaosun, çatışmaların, savaşların, hastalıkların, öfkenin, korkunun, umutsuzlukların, kederin, doğal felaketlerin dönemi, negatif enerjinin çok yüksek olduğu bir dönemdir. Güzel ahlâk, adalet yok olmuş, çıkarların ön planda tutulduğu bir yaşam biçimi oluşmuştur. Para, maddi değerler her şeyden daha üstün tutulmuştur. Sahtekârlık, yalan söylemek normal, hatta başarılı olabilmek için gerekli görülmüştür. Yoksul olanlar erdemli kalabil- miştir. Kalan tek erdem ise iyiliktir. Oluşan bu kötü sistemden uzaklaşmak isteyenler tekrar doğaya döneceklerdir. Doğadaki sert koşullar nedeniyle insan ömrü azalıp yok olmasıyla sonlanır. Hint anlayışına göre yaradılış bu döngü içinde tekrar başlayıp aynı dönemlerden tekrar tekrar geçer.

Kaynak: Mahabarata, 

Bhagavad Gita