Temsilcimiz Galatasaray, Şampiyonlar Ligi play-off turunda deplasmansa 3-2 mağlup olduğu maçın rövanşında Young Boys ile karşı karşıya geldi. Maçın başlama düdüğünden önceki süreçten başlayalım yazıya; son dönemde yaptığı açıklamalarla üzerindeki gerginliği hissettiren Okan hoca, maç önü basın toplantısında verdiği bazı cevaplarla kontrol kaybı yaşadığını açık ve net gözler önüne serdi. Maçta sahaya sürdüğü 11 de bunun tuzu biberi oldu. Takımda ne kadar hücumcu varsa sahaya sürmüştü Okan Buruk, sanki bir önceki maç 1 farklı skorla değil de 3 farklı skorla bitmiş gibi. Takımda 9 milyon euro’luk, Şampiyonlar Ligi tecrübeli sağ bek var ama ne alakaysa Barış Alper sağ bek oynuyor. Ziyech sahada, Batshuayi sahada ne kadar hamle oyuncusu varsa doldurmuş hoca ama böyle bir durumda orta sahanın boşalacağını düşünememiş maalesef… Batshuayi’yi 10 numara bölgesinde başlattı hoca ama onun çift forvete kayacağı belliydi. Orta saha bu yükü kaldıramadı, ezdi geçti Young Boys Galatasaray orta alanını, sağladığı üstünlüğün haddi hesabı yok. Yine iyi 0-0’lık skorla bitti ilk yarı, Köhn’ün o performansına ve orta alandaki boşluğa rağmen çok iyi skor. İkinci yarının hemen başında artık normal 11’e dönüldü; Berkan Kutlu sol beke geçti, Jelert oyuna girdi Ziyech’in yerine Barış asıl bölgesine geçti. E şimdi Ziyech’i 45 dakika oynatacaksan en başından neden 11 başlattın peki hocam? Berkan’a helal olsun devşirme bek olmasına rağmen canla başla savaştı. Jelert ise oyuna girdi çocuk leblebi gibi adam geçiyor, hep hücum hattını besliyor ama Barış tüm pozisyonları öldürüyor. İlk yarıda ‘Galatasaray adına maçın en iyileri kimdi?’ derseniz Icardi, Kerem ve Sara’yı seçerim ben. Hoca maçın en iyilerinden olan Sara’yı 63. dakikada oyundan aldı, ona da anlam veremedim. Tamam Kerem Demirbay iyi oynadı ama 3’lü orta sahaya geçsen de yeterli zaten 1 gol atsan uzatmaya gidiyorsun. Torreira o kadar top kaybı yaparken Sara’nın çıkması baya absürttü onu da söyleyeyim. İkinci yarıda Nelsson da toparlayınca Kaan ile savunmayı götürdüler ama hücum bir türlü gol üretemiyordu. Icardi sağda solda çırpınıp duruyor, orta sahaya gelip oyun kuruyordu. İşte bazıları bu derece hırslıyken bazı oyuncularda da doymuşluk gayet gözler önüne serildi. Barış Alper üst üste pozisyon öldürürken Yunus Akgün kenara geldi, ama anlamadığım bu çocuk niye 5 dakika kenarda bekledi Barış daha çok top öldürsün diye mi? 2 kere topun dışarı çıktığını saydım ben. Asıl olayın koptuğu yere geliyoruz; Muslera’nın şalterleri indirdiği an. Young Boys golü attı, tamam golü bulmuş da olabilir ama gidip rakibe çelme takmaya çalışmak nedir Muslera kaç yaşında adamsın Allah rızası için! 13-14 dakika var daha uzatmalarla birlikte, takımını eksik bırakmanı geçtim kaç maç ceza alacaksın sen Avrupa’da yine yoksun öyle hareket mi olur… Kayış orada koptu zaten, gerçi daha önceden de koptu diyebiliriz çünkü hocanın yaşadığı kontrol kaybı ve takımdaki doymuşluk bu skorun habercisiydi. Şimdi bugünden itibaren yapılacak en önemli şey hem takımda hem de yönetimde neşteri vurup gerekli taze kan takviyelerini yapmak. Takımda doymuşluğa sahip kim varsa gidecek, 3 aşağı 5 yukarı fiyat fark etmez 3’e 5’e bakarsanız sezonu kaybedersiniz ki o yolda emin adımlarla ilerliyorsunuz daha sezon başından. Yönetimde de son dönemde çıkan iddialar sonrası gerekli kesiklerin atılması şart, yoksa bu işin sonu yok.