HABER: AYŞENUR MAMA

Hayatta başımıza istemediğimiz, korktuğumuz, hatta kaçtığımız her şey gelebilir. Sakınan göze çöp batar, misali yaşamsal deneyimler bizleri bulur. Mağdur oluruz veya mağdur hissederiz. Bu, bir çözüm değildir. Mağdurken zalime dönüşmek de olasıdır. Hayatta bazen mecazi anlamda dayak yemek gerekir. Hayat, ömrümüzün sonuna kadar bir öğrenme sürecidir. Kaybetmek yoktur, öğrenmek ve ders alarak bilgelik yolunda ilerlemek vardır. Hiçbir kitaba sıkı sıkıya bağlanmamak gerekir. Hayat, “Ben oldum, tamam, çözdüm.” dediğimiz noktalarda bizleri sınar. Yanlış anlaşılma ve damgalama neticesinde manipüle olur, sosyolojik travmanın esaretine düşeriz. Sosyal medya, uygun ve sağlıklı bir mecra değildir. Eğer travmanız varsa yanlış anlaşılmanız gayet kolaydır. Sanat, düşünmek ve felsefe yapmak bizleri kurtaracaktır. Hiç kimseye ve hiçbir şeye anti olmamak gerektiği, herkesin iyi ve kötü yanlarının olabileceği, zihniyetin bazen istemeden iyi niyetle zarar verebileceği aşikârdır. Birilerini kurtarmak için başka türlü zararlar da doğabilmektedir. Eleştiri ayrı, damgalama ayrıdır. Bilgi, bazen başa bela olabilmektedir. Şiddet, 20 sene önce okullarda ve ailede terbiye olarak gerekli görülen bir şeyken; şimdi karşı olduğumuz bir şeydir. Benim kitaplarım, sadece bir kılavuzdur. Hiçbir kitaba asla tapmamak gerekir. Hiç tahmin etmediğimiz insanlardan iyilik veya kötülük görebiliriz. Kendimizi sevmeli ve kendimize saygı duymalıyız ki zararlar doğmasın. Kitaplarım, iyi niyetli çalışmalardır. Mesele, suç veya hastalık yaratmak değil, her türlü şiddete “Dur!” diyebilmektir. Önce kendi şiddetimizi durduralım! Affet kendini ve insanları. Hepimiz bebektik.