Tüm dünya Ukrayna Rusya savaşında müzakerelere yönelik umudunu Türkiye’nin diplomasi alanındaki üstün başarısı ile birlikte taşırken, Buca ‘dan gelen sivillere yönelik kan donduran görüntüler umutları gölgeledi.

Rus güçlerinin çekildiği Buça'dan yakın zamanda gelen görüntüler, Moskova yönetimi ve Rusya ordusu hakkındaki savaş suçu işlenildiğine dair daha önce yapılan suçlamaları güçlendirdi. Rusya'nın şubat ayında başlattığı Ukrayna işgalinin ardından bazı dünya liderleri, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i 'savaş suçu' işlemekle suçlamıştı.

Başta Ukrayna lideri Volodimir Zelenski ve ABD yönetiminin dile getirdiği bu iddialar, Putin ve kurmaylarının yargılanıp yargılanmayacağına dair tartışmaları da beraberinde getiriyor. Batılı liderler Rusya'yı Ukrayna'da savaş suçu işlemekle itham ederken, Rusya, suçlamaları reddediyor ve bunun bir 'provokasyon' olduğunu belirtiyor.

ABD Başkanı Joe Biden da Buça'daki görüntülere ilişkin "Bu bir savaş suçu. Rusya'ya daha fazla yaptırım uygulayacağız" açıklamasında bulundu. Biden ayrıca Ukrayna'da görülen vahşetin ardından Putin'e karşı savaş suçları ile ilgili dava açılması çağrısı yaptı.

ABD Temsilciler Meclisi de Rusya'nın savaş suçlarının belgelenmesine dair yasa tasarısını onayladı.

Peki savaş suçu nedir? Uluslararası Kızılhaç Komitesi başta olmak üzere uluslararası kuruluşların sık sık hatırlattığı Cenevre Sözleşmesinde savaş ile ilgili kurallarda ne yazıyor?  

12 Ağustos 1949'da Cenevre'de imzalanan sözleşme, savaşın kurallarının belirlenmesi ve savaş mağdurlarının korunması bilinciyle toplanan uluslararası konferans sonucunda imzalanan 4 sözleşme bugün insancıl hukukun en temel belgelerini oluşturuyor. Ayrıca geçtiğimiz yüzyılın en önemli başarılarından biri olarak kabul ediliyor. 

Silahlı çatışma mağdurlarının korunmasına yönelik kurallar getiren Cenevre Sözleşmeleri'nde yer alan ağır ihlaller kasten öldürme, işkence ya da insanlık dışı muamele, kasten ciddi yaralanmalara yol açma, askeri gerekliliğin haklı kılmadığı, hukuka aykırı ve keyfi olarak gerçekleştirilen yıkım ve mülkiyete el konulması, bir savaş esirini ya da korunan birini yabancı kuvvet emrinde hizmete zorlama, bir savaş esirini ya da korunan bir kişiyi adil ve olağan yargılanma hakkından kasten mahrum etme, korunan bir kişiyi hukuka aykırı olarak sürgün, nakil ya da tecrit etme, rehin alma gibi gruplara ayrılıyor. 

Savaşın vahşetini engellemeye çalışan bu sözleşmeye rağmen dünyanın bugün geldiği konumda devletler bu kurallara gerçekten uymuyor ve önemsemiyor. 

Moskova ise Buça'da sivillerin topluca katledildiği iddialarını çok sert bir şekilde reddediyor. Bu iddiaların Ukrayna tarafının bir provokasyonu olabileceğinin altını çiziyor.

Kremlin Sözcüsü Peskov ise "Uzmanlarımız görüntüleri inceledi, bunların mizansen olduğunu gösteren kanıtlar var" dedi.

Savaş ve işgal zamanında taraf olan devlet insanlığın yaşadığı dramı mizansen olarak sunulabilecek kadar alçalabilir mi bilemiyorum ama Buca’dan gelen görüntülerin müzakereleri gölgelediği ortada. Gizli bir elin savaşı kışkırtmak ve uzatmak için çalışmalar yürüttüğünü de biliyor dış politika okuyucuları. Ancak bu zamana kadar insanlık olgusunun ikinci planlarda kaldığı savaş suçları ve katliamlar yine göz ardı edilecek gibi duruyor. Keşke edilmese ve insanlık sadece Batı insanına verilmiş lütufmuş gibi göze alınmasa ve bu zamana kadar liderlerin kör hırsları uğruna insanlığa yapılan zulümlere karşı uluslararası hukuk mercileri gereğini yapsa...Böylelikle sadece Ukrayna sivillerinin değil ; Suriye, Libya ,Yemen, Filistin ve akla ve dile gelmeyen nice savaş mağduru ve dünyanın görmeyi reddettiği insanların hakları da yerde kalmazdı.