Evet yine bir milli ara sonrası yeniden bir aradayız. Çok şükür önümüzdeki birkaç ay milli ara yok, artık tam gaz ritim kaçırmadan Süper Lig’e ve Avrupa serüvenine daha iyi odaklanabileceğiz. Ritim demişken; milli maç dönüşleri ara ara Galatasaray’ın ritmini kaçırabiliyor, bu da öyle bir karşılaşmaydı. Bodrumspor maçında özellikle gördük ki sadece ritim kaçmamış, takımı inanılmaz bir ciddiyetsizlik ve rehavet havası da kaplamıştı. Puan kaybı çıksa bu maçtan kimse şaşırmazdı, o yüzden böyle bir maçtan 3 puanla ayrılmak ne olursa olsun iyidir. Ayrıca Bodrumsporlu Gökdeniz Bayrakdar’ın bir şutu var maç 1-0’ken, Galatasaraylıların yürekleri ağızlarına geldi, maç berabere de bitebilirdi. Maçı bıraksan değil 90 dakika, 180 dakika bile 0-0 sonuçlanabilirdi ancak nöbetçi golcü Michy Batshuayi oyuna girdi ve fişi çekti. Bir taraf zaten bu skora razıydı, diğer tarafın da gol atası yoktu resmen, öyle de sıkıcı bir maçtı. Daha demin Gökdeniz demişken; Gökdeniz ismi de yabancı değil bu arada Galatasaraylılara. Yazın kendisiyle anlaşma sağlanmıştı ancak o dönemde takımdan ayrılması planlanan oyuncular ayrılmayınca transfer bir kenara atıldı. Yunus Akgün’ün parlaması nedeniyle bu transferin yatması iyi mi oldu? İyi oldu da diyebiliriz. Neyse Yunus ile birlikte maça dönelim o zaman; Yunus Akgün’ü bu maçta beğenmedim, topla erken vedalaşma işini beceremedi bir türlü, yoksa skora katkı da sağlayabilirdi. Farklı farklı pozisyonlarda oynamanın verdiği karışıklık da oyununa yansımış gibiydi biraz. Geçtiğimiz maçlarda performansı daha eskiye nazaran aşağılarda kalan Barış Alper ise toparlamıştı, milli arada 1 karşılaşmada oynamayıp dinlenmesi işe yaramış, demek ki biraz daha dinlense daha da iyi toparlayacak. Davinson’un yokluğunda Okan hoca Nelsson beklenirken Metehan’a şans verdi, kendisi röportajında “Nelsson milli takımdaydı, fazla çalışamadık taktiksel olarak onunla” dedi ancak milli takımdan tek dönen oyuncu Nelsson da değildi, diğerleri 11 oynadı mesela o kısıma pek anlam veremedim. Metehan yazınki hazırlık maçlarında pek iyi bir tablo çizmemişti, bu karşılaşmada da performansı yine düşük kaldı maalesef. Nelsson yerine Metehan ile başlanması bana göre bir hataydı, Bodrumspor bir pozisyonda az daha golü buluyordu. Bodrumsporlu Ege’nin kırmızı yemesi dengeleri daha da oynattı, Galatasaray rakibi 10 kişi kalınca iyice saldı maçı. Skor 1-0’ken sanki 4-0’mış gibi alakasız alakasız denemeler, gereksiz yerde pas vermeler, çok enteresan anlar da yaşandı. Victor Osimhen çok mütevazı davrandı, biraz ego yapıp bazı pozisyonlarda kendi vursa golü rahat bulabilirdi. Hakim Ziyech’in boş kaleye kaçırdığı bir top var hele evlere şenlik! Şu maçtaki ciddiyetsizlik gerçekten takdire şayandı, teknik direktör Okan Buruk’un maçtan sonra gerekli uyarıları yapacağını düşünüyorum. Bodrumsporlu Fredy’i de beğendim bu arada, biraz şanslı olsa az daha Freddy’nin Kabusu’nu yaşatacaktı. Oyuna sonradan giren Jelert de yine iyi tempo yükseltti takımda, artık daha fazla süre alması gerektiğini düşünüyorum. Metehan oyundan çıkmadan önce 3’lü savunma ile 4-4-1-1 arasında geçişler oluyordu ancak Batshuayi’nin girmesiyle takım 4’lü savunmaya geçti, hatta bekler ve kanatlarda öyle değişimler oldu ki formasyon ilginç bir hal aldı açıkçası. Takımın bekleri Sallai ile Barış oldu. Roland Sallai için de şanssız bir maçtı ancak Sallai’yi beğeniyorum, takım oyununa katkısı gayet yerinde. Sonuca gelirsek; Galatasaray futbol anlamında pek göz doyurmasa da 3 puanı almayı bildi. Takımda ritim olmasa da nöbetçi golcü Michy Batshuayi her zamanki gibi işini yaptı ve galibiyeti getirdi. Söylemeden geçmeyelim stadyumun sürekli rüzgar alması da çift taraflı oyuna etki etti. Şimdi AZ ve Eyüpspor maçları var; yine oyun ve ciddiyet anlamında bu maçtaki gibi bir tablo çıkarsa bu sefer 3 puana uzanmak öyle pek de kolay olmaz…