Öncelikle bilinmeyenlerinizle bizlere kendinizden bahseder misiniz?

Sevgili Aslan Sayım,öncelikle size çok teşekkür ediyorum. Kıymet verip,ilgi gösterip röportaj yaptığınız için.Kendimi, dilim döndüğünce anlatayım.Müzik tutkusuyla dolu olan,yıllardır Türkçe Öğretmenliği yapan;roman, psikoloji ve kişisel gelişim kitapları okumayı çok seven “ Duygu Eskin “, ismiyle özdeş çok duygusal biri.Dışımdaki dünyaya duyarlılığım yüksek. Öğretmenlik yapmanın da etkisi olsa gerek çocuklara hassasiyetim fazla. Çiçek, böcek, insan ve doğanın değeri bende yüksek düzeyde. İnsanlarla iletişimimde çok vericiyim, karşımdakini üzmek ve kırmaktan çok çekinirim. Yaradılışım gereği kırılgan ve hassas bir yapım var.Fakat yıllar içerisinde bu durumu dengelemeyi öğrendim.Yaşam tecrübelerimden ya da başkalarının tecrübelerinden ders çıkarırım. Sinsi ve yalancı insanlardan uzak durmaya çalışırım.Tevazu sahibi olduğum söylenir.Bu da çok sevdiğim bir özelliğim.İçimde farklı"Duygu!”  lar var J Bazen çılgın bir konser kızı,bazen dingin bir deniz,bazen haksızlığa boyun eğmeyen  bir yumruk, bazen ketum bir sırdaş...Hepsi de ben...Çok kolay ağlarım çok kolay gülerim.Anlık duygularımı çok güzel yaşarım. Cömertliğim, sevecenliğim,güzel sohbetim ve anaçlığım çokça bilinir.Çevrem hep huzur ve mutluluk veren yapımı söyler. Gerekli yer ve zamanda (kendimce) çok mesafeli oluyorum. Zamanla aldığım yaralar,insanlarla arama duvarlar örmeme sebep oldu kanımca.. Benimle tanışmamış ama sonradan bir vesileyle tanışma imkanı bulmuş kişilerden hep şunu duydum.”Soğuk ve havalı duruyorsun ama  öyle değilmişsin" Sezgilerim  çok güçlüdür,beni yanıltmaz.Bir gün ışığa kavuştuğumda ruhumda götüreceğim şey hoşgörü ve merhametim olsun isterim...

 

Müziğe ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Müzik ,çocukluk yıllarımdan beri tutkum.Bir süre onsuz kalırsam hasta olabilirim.Sevgili babam, 70’lerde bas gitaristlik yapmış;farklı enstrümanları deneyimlemiş ve şimdilerde de bağlama çalan bir müzik sevdalısı.Böyle olunca,çocukluk yıllarımda müzik yolculuğum Cem Karaca,Barış Manço ,Timur Selçuk gibi efsane isimlerle başladı. Babam bizi bu ustalarla büyüttü.Kulağım çok iyiydi.Zaten küçükken,dinlediğim bir şarkıyı  müziğiyle birlikte hemen ezberlerdim.Aile meclisinde müzik başladğı zaman ben ortada oynayan kız... Kasetlerimi, walkmanimi hâlâ saklarım.Gitar çalmaya başlayıp yıllar içinde kendimi ve sesimi keşfedip üretme enerjisiyle bütünleştiğimde gerçek Duygu’yu insanlara sunmanın zamanı geldiğini düşündüm.Artık şarkılarım müzikseverlerle... Umarım benimle aynı duygularla,aynı enerjiyle dinlerler şarkılarımı.

Yeni çalışmanız hayırlı uğurlu olsun projenin oluşumunu anlatır mısınız?

Çok teşekkürler güzel dileğiniz için.”Karanlık Yollardayım “ aşkın düğüm olmuş hali aslında.İçinden çıkılamayan dağlar ve karanlık yollar ,şarkıdaki metaforlar olarak  aşığın ruh halini çok iyi yansıttı diye düşünüyorum.İnsanın,aşkta hisleriyle gerçeklik arasında kaldığı ve kabullenişe geçemediği dönemler oluyor.Nereye gideceğimizi bilmediğimiz karanlık zamanlar ve yollar...Ayrılık ve özlem neden yaşanıyor?Bunun sorgulandığı, kendimize bile anlatamadığımız bazı gerçekler...Aşk kaosu diyebiliriz buna.Aşığa en çok acı veren şey ,tüm bunların ötesinde,yoksun olma;aşkta yoksun kalma...İç dünyasında insan onlarca duygu yaşar ama şarkıya göre bu duyguların  en acısı aşkta yoksunluk...

 

Otokontrolü müsünüz yoksa hatalar yapar mısınız?

Otokontrolüm çok yüksek.Bu yönümü sevmiyorum.Bazen yoruyor.Hata yapmamak için  titizlik gösteririm.İşimde çok disiplinliyim bu yüzden.Hayata karşı da duruşum böyle. Hata yapmaktan kaçınırım.Tedbiri seven ve planlı bir yapım var.

Başarılı bulduğunuz yorumcular kimler kimleri severek dinliyorsunuz?

Zor bir soru benim için.Çünkü müzik yelpazem o kadar geniş ki her tarz müziği dinleyen biri olarak çok isim geliyor aklıma.Sevgili Sezen Aksu’nun şarkıları ve tavrı çok vurucu.Tarkan,Yıldız Tilbe, Buray, Gökhan Türkmen, Kenan Doğulu, Feridun Düzağaç,Hakan Altun, Hüseyin Turan,Bora Duran, Gripin, Retrobüs,Yüksek Sadakat, Tuğba Yurt,Duygu Soylu,Özgün, Tan Taşçı,Gülşen,Ceza özellikle dinlemek için düğmesine bastığım isimler. Bu isimler hem yorumcu hem besteci hem de dinleyiciyi etkileme gücü olarak bende birçok sanatçıya göre öncelikli. Buraya yazamadığım birçok isim de var tabi ki...Sadece ritmik hazdan dolayı dinlediğim sanatçı arkadaşlar da var.Tüm isimleri tek tek sayamıyorum ama genel olarak böyle.

 

Müzikte hızlı tüketim devrindeyiz. Maalesef artık hit şarkı çıkmıyor. Sadece popüler oluyor şarkılar ve tüketimden sonra dinlenmiyor. Bunun nedenleri sizce nedir?

Popüler müzik çok aktif ama evet bir o kadar da hızlı tüketilen bir alan.Seçenekler çok fazla artık.Teknolojiyle birlikte eseri sunmak ve insanlarla buluşturmak kolaylaştı.Bundan 20 sene önce müzisyenlerin labellara ulaşması çok zordu.Ulaşabilirlik yükselince, sektörde çeşit çeşit eser görüyoruz ve ortam kalabalıklaşıyor.Bu karmada da birçoğu sonradan dinlenmiyor. Müziği gerçekten tutku olarak gören insanlar bence kendince çok iyi ayıklıyor ortamı. Dinleyici olarak baktığımda mesela benim kulağım hissiyat arıyor.Sonrasında yorum ve tavra kapılıyorum. Duygulara hitap eden şarkı ya da yorum yapılmadığında bence eksi birle başlanıyor.Yakaladığınız duygu, hafızanıza yerleşince artık o şarkının ya da şarkıcının sadık bir dinleyicisi oluyorsunuz.His ve yorum öncelikli bence kalıcılıkta.

 

Zamanda geriye gidip, hayatınızdaki bir şeyi değiştirebilseydiniz bu ne olurdu?

Geçmişi değiştirme gücüm olsaydı çocukluğumda İzmir’de, merkezde yaşamayı,büyükşehir ortamıyla büyümeyi isterdim. Ben,bir ilçede büyüdüm .Böyle olunca iyi veya kötü küçük yerin her şeyini deneyimledim.Bir kere baskı var ve özgürlük hissi eksik kalıyor.Gerçek potansiyeliniz dışarı çıkamıyor.İmkanlar kısıtlı ve yapmak istediğiniz bir çok şeyden yoksunsunuz.Hayallerinizi erteliyorsunuz.Büyük şehirler insanı büyütüyor diye düşünüyorum.Vizyonunuzu geliştiriyor ve kendiniz olma duygunuzu perçinliyor.İçinizdeki enerjiyi yakalama şansı sunuyor.Ankara’da,İstanbul’da ve İzmir’de yaşamı deneyimlemiş biri olarak ben şehirlerin büyüsüne inanıyorum.Yaşanan yer büyüdükçe,imkanlar ölçüsünde hayallerin de büyüdüğünü ve gerçekleşebilirliğinin arttığını düşünüyorum.

 

Müzikal anlamda hedefleriniz neler?

Müzikte en önemli amacım insanların şarkılarımda kendini bulması ve onlarla duygudaş olabilmek. Dinleyenler, şarkılarımı çok beğendiklerini,tüylerinin diken diken olduğunu söyledikleri zaman,o anki mutluluğumun tarifi yok.Çünkü aynı enerjiye geçebilmişiz.Bundan daha güzel ne olabilir?Besteci ve yorumcu kimliğimin fark edilmesini ve takdir görmesini diliyorum. İnsanlar ,sektörde kaliteli müzik yapan birinin varlığından haberdar olsun istiyorum.Çok daha fazla insana, müziksevere ulaşmak isterim. ”Kişisel tanınma isteği” anlamında söylemiyorum bunu.Şarkılarımın duyulması dileği olarak söylüyorum. Sektördeki çok iyi sanatçılarla projelerde yer alıp bu gururu da yaşamak istiyorum.

Size yapılan ne gibi hatayı affetmesiniz?

İnsan hata yapan bir varlık.Bana karşı yapılan bir çirkinlik kasti olsa bile , karşımdaki bundan dolayı pişman ve üzgün ise o noktada konuyu uzatmam.Sadece duygusal uzaklaşma yaşarım.Gönlüm soğur. Hayatta hiç kin tutmadım; çünkü kin hastalıklı bir duygu ve kişiyi hasta eder.Ama yapılanı da yapılmayanı da unutmam.Onlar ,kutusunda saklı kalır. Affetmemek demeyeyim buna.Kendimi böyle durumlardan böyle duygulardan özgürleştirmeyi öğrendim. Yaşananları geride bırakıp, karşımdakine biçtiğim değeri sorgulayıp o kişiyi hiç tanımamışım gibi yoluma devam etmek gibi (bence)harika bir huyum var.”Asla affetmem!” çok büyük bir söz.Büyük sözler silahtır ve gün gelir kendimizi vurur.

 

Aşk hayatınız nasıl gidiyor? Kıskanç birimisiniz?

Aşk hayatım çok iyi gidiyor. Yaşayabileceğim en güzel aşkı yaşadığımı düşünüyorum. Saygı,sevgi,tutku, dürüstlük,sabır ve emek dolu bir aşkın içindeyim yıllardır.Bunun için hep ilahi güce teşekkür ettim.Kıskançlık,yaşla birlikte yerini olgunluğa bırakan bir his.Kendinizi tanıyıp güçlendikçe,özgüveniniz geliştikçe bu his azalıyor. Kaybolmuyor tabi ki.İnsanız sonuçta.Bazen bazı durumlarda kıskançlık olabilir fakat bu hissi abartmadan yaşamak ve   karşı tarafa abartmadan aktarmak gerekir.Bugün kadın cinayetlerine baktığımızda dizginlenemeyen ilkel bir kıskançlık hissiyle gerçekleştiğini görüyoruz.Aşkta aşırı duyguları kontrol etmeyi öğrenmemek zarar verir.Ben de tadında kıskancım diyebilirim.

Bu harika röportaj için çok teşekkür ediyorum sevgili Aslan Sayım.