Yazar Hasan Karataş ile bir araya geldik ve yazmaya nasıl başladığından, kitaplarından, yeni çıkan kitabı Bizi Hatırla’dan konuştuk…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Hasan Karataş? Neler yapar?

Kısaca yazar, şair ve mimar diyebiliriz. Isparta, Sütçüler doğumluyum. Gençlik yıllarım Antalya’da geçti ve çalışmaya da bu şehirde başlamış oldum. Çalışırken aynı zamanda eğitimime de devam ettim. Hem çalışıp hem de okumak zor olduğu için bir kaç üniversite gezmem gerekti. Lisans eğitimimi Abant İzzet Baysal Üniversitesinde tamamladıktan sonra Selçuk Üniversitesinde de yüksek lisansımı bitirdim.

Yazmaya nasıl başladınız? Sizi teşvik eden biri ya da bir olay olmuş muydu?

Yazmaya şiir yazarak başladım. İlk olarak ortaokul yıllarımda şiir yazmaya merakım oldu ve o yıllarda okumaya merakım da başladı. Lise yıllarımda biraz daha ilerlettim. Sonraki yıllarda şiirin yanı sıra denemeler de yazmaya başladım. Yazdıkça insanın kelimelerin sihirli dünyasında büyülü bir yolculuğa çıktığını ve henüz yazılmamış o en iyi metinleri ve şiirleri yazma isteğinin insanı sürekli motive ettiğini fark ettim. Yazmayı bırakmadığınız sürece bu istekle birlikte tarzınız ve üslubunuz da oturuyor. Yazmaya beni teşvik eden en önemli olay ailemden okul için sürekli ayrı kalmamdı ve bu ayrılıklar ortaokul yıllarımda başladı. Sonra da arkası hep geldi. Ben de sürekli şiirler yazdım. Belki de yarım kalmış bir çocukluğu aradım şiirlerde. Hasret, beklemek, aşk, hüzün gibi konular şiirlerimde sürekli yer buldu. Akıcı bir dil ile şiirsel bir üslup benim tarzım oldu. Kitaplarımı okuyanlar bunu fark etmişlerdir.

Kitaplarınızdan da bahsedelim isterim. İlk kitabınız nasıl çıktı ortaya? Nasıl karar verdiniz yayınlanmasına? Basım aşamasına kadar gelen süreyi konuşalım istiyorum.

Şiir yazma serüveni belli bir noktaya geldikten sonra yazdığım şiirleri bir kitapta toplama fikri hep aklımın kıyısında dolaşıp durdu. 2012 yılından sonra düzenli olarak bir haber sitesinde yazılar yazmaya başladım. Bu esnada tanıştığım bir yazar arkadaşıma kitap çıkarma isteğimi söylediğimde “sen şairsin ilk kitabın şiir kitabı olsun” dedi. Bunun ardından yazdığım şiirleri ve denemeleri bir araya topladım ve o zamana kadar ki yazma konusundaki en büyük hayalim olan “Yıllar Sonra”(2016) isimli kitabım meydana geldi. İlk kitap, ilk heyecan bekleyişlerle geçti ve kitabımı elime alınca bir hayali gerçekleştirmenin mutluluğunu tatmış oldum. 2018 yılında birbiri ile bağlantılı hikâyelerden ve denemelerden oluşan “Mor Melankoli” yayınlandı. Kitap yazmaya ilk karar verdiğim zaman yazmaya başladığım “Düş Yolculuğu” ve şiirlerden oluşan “Bir Umut İşte” 2021 yılında yayınlandı. Geçtiğimiz ay ise “Bizi Hatırla” isimli şiir kitabım yayınlandı.

Eminim tüm kitaplarınız sizin için değerlidir ama “yeri bende başka” dediğiniz bir kitabınız var mı?

Dediğiniz gibi bütün kitaplarım benim için kıymetli elbette ilk kitap ilk heyecan Yıllar Sonra’nın bendeki yeri ayrı tabii ki. “Mor Melankoli” ilk hikâye deneyimim olmasından ve çok beğenilmesinden dolayı yeri özeldir. Su ile rüzgârın masalsı yolcuğunu anlatan “Düş Yolculuğu” roman alanında ilk kitabım olduğu için bende ki yeri hep ayrı olacaktır.

Yeni kitap çalışmanız var mı?

Beşinci kitabım “Bizi Hatırla” henüz yeni çıktı ve üçüncü şiir kitabım. Bu kitabım ile birlikte birinci dönem olarak adlandırdığım bölümü kapatıyorum. Bundan sonra roman yazmaya devam etmeyi düşünüyorum. Şiir kitaplarımın yenileri elbette olacaktır. Artık bunca çalışmanın ardından roman konusunda kafamda tasarladığım bir tarz mevcut ve o yönde yeni kitaplar yazmayı düşünüyorum. Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir romanımın bitmesine de epey zaman var. Sanırım yeni kitaplarımda bitmeyen hayat mücadeleleri gibi bitmeyen yolculuklar hep olacak.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Yazmak eşsiz bir tutku ve kelimelerin büyülü dünyasında eşsiz bir yolculuk. Yazmanın en önemli kaynağı da insanlar. Bu nedenle bir köşede ya da bir yolculukta hep insanları izlemeyi, empati geliştirmeyi ve onları anlamaya çalışmayı kendime şiar edindim. Anlaşılmaz edebi cümleler arasına felsefi kelimeler ekleyerek yazmak ya da polisiye, bilim kurgu tarzı yazılar yazmak bana hep uzak gelmiştir. Ben tarihe olan ilgimi salt edebiyatla harmanlamayı seçtim. Akıcı, anlaşılır ve şiirsel bir dil ile de yazmayı sürdüreceğim. Bana yazmak ile ilgili çok soru geliyor bu konu ile ilgili düşüncelerimi de web sayfamda bir başlık altında topladım. İsteyenler “Yazmak Üzerine Notlar” serisini okuyabilirler. Elbette yazmanın en önemli olmazsa olmazı ve bence hayatın en önemli faaliyetlerinden biri olan okumayı asla unutmamak gerekir.