Yer sanki Adana değil, Hava sanki sıcak değil, Bölgenin en güzel yemeği sanki HAMSİ!
Adana’da resmen bordo mavi esintileri vardı. Demirspor tıpkı Trabzonspor’un oyun anlayışıyla sahaya çıktı. Pendik, Trabzon ve Brugge maçlarında Beşiktaş’ın oyununu yorumlarken şu tanımlamayı kullanmıştım. “Merkezde Amir’in etkinliğini kısıtlayan her rakip, Beşiktaş’a karşı oyunu da skoru da alır.” Öyle de oldu. 10 eksikle sahaya çıkan, futbol tabiri ile elleri soğuk kalecisi Vedat ile kalesini savunan Adana Demirspor, topu Beşiktaş’a bırakıp, Yusuf gibi, Niang gibi, Nani gibi hızlı oyuncularıyla arkaya sarkarak, kanatlardan Beşiktaş defansının dengesini bozup oyunu lehine çevirdi. Skor 3-0 olduğunda istatistik bilimi bize şöyle diyordu. Demirspor sezonun en kötü gol beklentisi ile oynuyordu (0.43), en kötü asist istatistiğinle oynuyordu (0.07). topa en az hakim olduğu maçı oynuyordu (%33). Tüm bunlara rağmen skoru, DENEYEREK aldı. Özellikle orta alanda Stambouli’nin eksikliğinin farkında olan Kluivert, oyuncularına “VUR” emri vermiş, Niang, Belhanda ve Yusuf gördükleri her topa, her yerden vurdu. Mert’in hatasıyla gelen 2 golün sebebi tam olarak bu oyunun karşılığıydı. Sorun, Beşiktaş’ın, 10 kişi eksik olan rakibi karşısında bu oyunu engelleyecek bir taktiği ve anlayışı ortaya koyamayışı oldu.
Saha içinde tüm bunlar olurken, saha dışında Beşiktaş’ın yönetenleri taraftarı her geçen gün hafife almaya devam ediyor. Transfer döneminin sonlarına doğru, As Başkan ve Basın sözcüsü ayrıca transferden sorumlu yöneticisi Emre Kocadağ, “Biz hata yaptığımızı düşünmüyoruz. Taraftar şapkasını önüne koysun, düşünsün.” Dediğinden bu yana düşünen Beşiktaş taraftarı, birkaç gün önce de başkan Çebi’nin kameralara “Beni neden istifaya davet ediyorlar ah bir bilsem! Zaten edenlerin sayısı kaç kişi ki?” şeklinde sabrın sınırlarını zorlayan ifadelerde bulundu. Transfer sezonunda defalarca uyardık. Yazdık, konuştuk, anlattık olmadı… İkaz ettik, dinletemedik.
Beşiktaş’ın;
İLETİŞİMDE KUSURSUZ…
TRANSFER DÖNEMİNDE HATASIZ…
İŞİN MALİ DİSİPLİN TARAFINDA CEVVAL olan yöneticilerinin, şimdi taraftarla YÜZLEŞME VAKTİ geldi.
Kulüp yöneticiliği sadece mali disiplinle olmaz! Futbolda başarının anahtarı sadece borç ödemek demek değildir dedik, eleştirildik, hedef gösterildik. O top 3 direğin içinden geçmeden ne ödediğiniz paranın anlamı ne de yaptığınız anlaşmaların karşılığı olur dedik, kabul ettiremedik… Şimdi geldik sonun başlangıcına… Bakalım istifa diye bağıracak taraftarın sayısı kaç kişiymiş.