Kıymetli okurlarım...

Kuran-ı Kerim'de Rabbimiz şöyle buyurur;

-Herkes ölümü tadacaktır, yaptıklarınızın karşılığı size eksiksiz olarak ancak kıyamet gününde verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılır da cennete konursa artık kurtulmuştur. Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir. (Al-i İmran Suresi)

Ölüm ve hakikat...

Belki de hayatımda ilk kez bir insanın ölümüne bu denli üzüldüm. İlk defa bir ölümün peşi sıra hüznümden haya ettim. Çünkü içimden, yüreğimin taa en derinlerinden gelen bir ses ona değil, kendime üzülmem gerektiğini kulağıma fısıldıyordu sanki...

İlk kez bir ölüm beni böyle etkiledi...

Toprağını, mezarını görünce içimden "bu mu yani" dedim...

Onca telaş, onca sınav, onca mektep, onca koşuşturma, onca hayal, hepsi buraya kadar mı diye düşündüm...

İlk kez iki gece ard arda bir ölüme ağladım dakikalarca...

Ölümünden sonra gönlümden damıttıklarımı göz pınarlarımdan boşalttım... 

Hayatı örnek alınacak, ölümüne ağlanacak bir şahsiyeti sizinle paylaşmak istedim...

Kamuoyunda "Bıçakçı Salih Amca" olarak bilinen, ismi gibi "Salih olarak tanıdığım" Abdulkerim Özalp amcayı bu hafta kara toprağın bağrına bıraktık...

Kendisini, çok sevdiği Sevgilisine uğurladık...

Uğrunda defalarca mahkemeye gidip geldiği, defalarca cezaevlerine düştüğü kutlu ebediyete, o şanlı yolculuğa, çok sevdiği Rabbine gönderdik...

(Yazının tam burasında yine gözyaşlarım, klavyemi ıslattı.)

"Salih Amca vefat etmeden evvel, ilerlemiş yaşına rağmen ev hapsindeydi, Allah davası uğrunda verdiği mücadelenin bedelini ödüyordu."

Vasiyetiymiş...

Abisi ile babasının mezarına komşu olmak istemiş...

Hayatı Nemrutlar'la mücadele ile geçmiş bir adamı, yine Nemrut dağının eteğinde bulunan Karadut Köyü'ne götürüp defnettik...

Adıyaman ilinin Kâhta ilçesi sınırları içinde bu köy...

Vefat etmeden birkaç gün evvel kendisini hastahanede ziyaret etmiştim. Güçlükle nefes alıyordu. Oksijen maskesi olmadan konuşamıyor, birkaç kelime konuşunca yoruluyordu. Kalbinin ne denli hızla çarptığını hissedebiliyordum...

Salih Amca o anda kafesteki bir serçe kadar masum gelmişti bana...

O halini günlerce unutamamıştım. Derken ölüm haberiyle karşılaştım.

Hastahanede bizi karşılamadan evvel son namazlarından birini kılıyordu. Hasta yatağında, ağzında oksijen maskesi ile Rabbine secde ediyordu!

Diri olan bizlerin, rahatımız yerindeyken bile üşendiği namazı, o Rabbine vuslat olarak görüyordu besbelli...

Belki de ölümüne bu denli üzülmemin sebebi buydu, bilemiyorum...

Onu o halde, hasta yatağında Rabbini anarken, namaz kılarken görünce çok etkilenmiş, kendimden utanmıştım...

Sevgilisine yaklaştığını hisseder gibiydi...

Hal, hatır etti güçlükle...

Son kez "Hamza nasılsın, ne yapıyorsun" deyişini ömür boyu unutamam.

Hastaydı ve yorgundu...

Bizlerde uzatamazdık ziyareti...

Ama o an Salih Amcaya sarılmak, elini öpmek istemiştim...

Keşke yapsaydım...

Çocukluk yıllarımın kahraman adamlarından biriydi...

Korkusuzca, her ortamda Rabbini ve davasını anlatır, tevhidi mücadeleyi öncelerdi...

Tam bir tevdih eri, harika bir davetçiydi...

Kendisiyle her konuşmamda üzerimde bıraktığı etkiyi tuhaf karşılar, samimiyetinden zerre kadar şüphe etmezdim...

Tağutların korkulu rüyasıydı Salih Amca...

Ölümünden bile korkmuşlardı...

Ölüsü bile korkutmaya yetiyordu...

Bir avuç toprağın bağrına emanet ettiğimiz beli bükülmüş ihtiyardan ürküyorlardı...

Allah düşmanlarını rahatsız etmişti sağlığında...

Ölümünde bile rahatsızlardı. Belki de rahatlamışlar, toprağa emanet edildiğinden emin olmak istemişlerdi...

O yüzden sistemin bekçilerini yollamışlardı mezarlığa...

Velhasıl...

Bir Salih Amca geçti bu diyardan...

Ölümüne bu kadar üzüldüğüm biri daha hiç olmadı şimdiye kadar...

Ben bile anlamadım kendimdeki etkisini...

Anlamlandıramadım...

Hani sen ölünce Salih Amca ve ardın sıra gözyaşı dökülünce nasıl dağlandı yürekler bilsen…

Bilal'in nasıl ağlıyordu bir görsen...

Yine de Rabbimize şükürler olsun...

Tevhid uğrunda verdiğin mücadeleye şahidiz...

Allah seni rahmetiyle yargılasın...

Rabbim yakınlarına sabırlar versin...

Bizlere ibret nasip etsin...

Selam ve dua ile Salih Amca...