Türkiye Hükümet yönetimi olarak dış politikada çok önemli kararlar alırken,bazı kritik noktalardada inanılmaz hatalar yapmıştır. Ortadoğunun değ

Türkiye Hükümet yönetimi olarak dış politikada çok önemli kararlar alırken,bazı kritik noktalardada inanılmaz hatalar yapmıştır. Ortadoğunun değişmez dengeleri vardır.Yüzyıllardır bir mezopotamya ele geçirme ve hakimiyet olgusu vardır.        Emperyalizm mimarları olan Devletlerde ve bu istek ve arzularında tek kritik noktası Osmanlı Devletinden başlarsak,Türkiye Cumhuriyeti Devletine kadar uzanan, o kritik nokta ve durak  hedef olarak Türkiyedir. Çünkü Türkiye jeopolitik konumu itibariyle ve yönetim şekli tarzı ile gerek müslüman devletler kategorisinde olarak, gerekse bir çok medeniyeti birleştiren  köprü olarak,  Laik, demokratik, çağdaş bir ülke olarak Orta Asya’da birleştirici unsur rolünde olmuştur. Gerek bazen gücü azalmış, gerekse bazen tekrar kendi gücünü toparlamıştır. Ne varki Türkiye’nin elinde imkan ve kabiliyetler neticesinde önemli fırsatlar varken, hükümet bu fırsatlardan istifade edememiştir, etmemiştir. Şangay beşlisi konusu bu doğrultuda çok kritik ve hassastır. Ama nedense Asya ve Avrasya gibi bir çemberde kendi çıkarlarını hep geride bırakan bir politika izlemiştir.Dış politika olarak gergin bir politika izlemiştir. 

  Sürdürülen ortadoğu politikası ile söylenecek tek söz başlangıç olarak dersek,Türkiye ne yaptığını da, ne istediğini de çok iyi bilmiyor. Tamamen bölgesel kuşatma altında olan Türkiye , Batı Emperyal güçlerinin tehdidi altında olup ve  Doğu Akdeniz havzası, batıda Ege,doğuda IRAK-SURİYE  kuzey doğu ve KAFKAS’lar  Ermenistan,Gürcistan, ve son olarakda RUSYA -KIRIM  eksenli bir politikanın içinde boğulmuş vaziyette.

   IRAK-SURİYE politikasının başarısızlığı tartışma götürmez. Ama bu sanıldığı gibi Türkiye’nin Irak-Suriye’yi bildiğinden değil; yanlış okunmasından kaynaklanmıştır,
özellikle IRAK’ta  Musul-Kerkük ve Türkmenler üzerindeki  ilgisizliği ve o bölgeye fazla hakim olamaması, geri planda kalması gibi bir durumu ortaya çıkardı, tabi ki yardım anlamında Türkmenlere gereken yapılmıştır. Ama Türkiye bölge gücü olarak niye sivrildiğini doğru değerlendirseydi, bugün Musul ve Kerkük üzerinde hakim güçtü, ve asgari hata yapardı. Suriye politikasında yapmış olduğu atraksiyonla hükümet aslında Esad’ın ekmeğine yağ sürdü. Türkiye Müslüman kimliğini terk etmeden demokratik laik kimliğiyle “yumuşak güç” projeksiyonu yaptı.  kendini tam da Esad’ın istediği mezhep çatışmasına sürükledi.

   Eğer siz Ortadoğu’da hakim bir konumda olmak istiyorsanız, bir kere medeniyetler köprüsü olmalısınız, bir gruba sınır açıp diğer bir gruba sınır kapatıp denge sağlayamazsınız.Yada biz bu kadar kişiye kapımızı açtık diyerek sevgi kelebeği olmazsınız.Çünkü o kadar insana sınır açmak içeri almak onları barındırmak onlarla ilgilenmek tam anlamıyla bir başlı başına profosyonel uzmanların ilgileneceği bir alan olup ve ortamı sorunsuz atlatacağı bir yol izlenmelidir.Yoksa biz sınırdan milyonlarca insan alalım.Sorun değil.Ama bekleyen tehlike mezhepsel çatışmanın hüküm sürdüğü o topraklarda başlayan körüklenen o savaşın kendi ülkemizde olabilme ihtimalidir,zira bu konuda yetkililer çok dikkatli olmalı bunları gerekirse çok iyi etüt etmeli ve bu dersi iyi çalışmalı okumalıdır. Yapılan dış politika hataları bizim kendi içimizde sorunlar yaratır. Bunun içinde çok dikkatli olmalı ve adım adım izlenen yol, sekteye uğramamalıdır. Çünkü bu politik hatalar Türkiye’de karışıklık kurgulamak isteyen  güçlerin elini kolaylaştıracaktır. Ve Paris–Sultanahmet hattı  bu doğrultuda çok önemlidir. Hadiseler aslında Batılı emperyal güçlerin Türkiye’ye bir mesajıdır. Özellikle Ortadoğu politikası  doğrultusunda bizimlemisin değilmisin mesajıdır.. Ve son olarakda Dış politika eksenli, içe dönecek olursak;

En başta  İktidarın bilinçli olarak sürdürdüğü gergin politika, ve sadaka ekonomisi,devlet kurumlarına, yöneticilerine ve siyasetçilere derin bir güvensizlik besleyen kitleler yaratır. Buda iktidarın zor bir döneme gireceğinin işaretidir. Türkiye hem dışta, hem de içte  kritik bir sürece giriyor. Bu sürecinde şifresi Paris-Sultanahmet hattıdır.