MERHABALAR YENİ ÇAĞRI GAZETESİNİN DEĞERLİ OKUYUCULARI
Manavgat Belediye Başkanı Sayın Dr.Niyazi Nefi Kara'nın öncülüğünde Barut Hemera ve Seher Hotellerinin ana sponsorluğunda gerçekleşen Uluslararası Manavgat Girit'ten Side'ye Kültür ve Lezzet Festivali kapsamında 5 gün 4 gece Side'ye giderek muhteşem bir festival yaşadım. Başta Canım Dostum Sayım Çınar olmak üzere, festival boyunca tüm basın pr işlerini yürüten sevgili dostum Yasemin Arslan'a, Manavgat Belediye Başkanımız Sayın Dr. Niyazi Nefi Kara ve tüm belediye çalışanlarına, Side Jandarma ve Zabıta ekiplerine, Girit Kültür Evine, Elia ve Karma Restaurant'larına, Paloma Perissia Hotel'e daha ismini yazamadığım kısaca bu festival için emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyorum.
FESTİVALDE 1.GÜN:
GİRİT’TEN SİDE’YE KÜLTÜR VE LEZZET ŞÖLENİ COŞKULU BAŞLADI...
Türkiye’nin 61 milyar dolarlık turizm hasılasında 6,65 milyar dolar değer ile yüzde 10’dan fazla pay sahibi olan Manavgat, kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde dünya sahnesine Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali ile iddialı bir giriş yaptı. Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalin açılış etkinlikleri birbirinden renkli görüntülere sahne oldu.
Girit’e özgü yemeklerin tanıtılacağı, müzik etkinlikleri ve halk danslarıyla eşsiz bir atmosfer yaşatacak Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, Side Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kortej yürüyüşü ve Apollon Tapınağı’ndaki açılış seremonisi ile başladı. Yabancı turistler cep telefonlarıyla görüntü çekmek için birbirleriyle yarıştı. Kortej yürüyüşünde festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, Girit adasından ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen davetliler ile vatandaşlar katıldı.
Yaklaşık bir kilometrelik kortej yürüyüşüne katılanlar, bando takımının seslendirdiği şarkılara tempo tutarak ilerlerken Side Antik Kenti’ni gezmeye gelen turistler, coşku dolu anları cep telefonlarıyla görüntüledi ve tüm dünya ile paylaştı. Apollon Tapınağı’nın hemen yanında kurulan sahnede Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin resmi açılış seremonisi gerçekleştirildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder Atatürk ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ilk konuşmayı Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara yaptı.
“Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz”
Başkan Kara, Manavgat’ın sadece yaz destinasyonu değil, yılın her mevsimi keşfedilecek bir kültür ve doğa hazinesi olduğunu vurguladı. Manavgat’ı gastronomi turizminde de cazibe merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını belirten Başkan Kara, Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin bu hedefe ulaşılmasında büyük önem taşıdığını dile getirdi. Başkan Kara, “Kültür, tarih ve gastronominin iç içe geçtiği çok özel bir festivalin doğuşuna hep birlikte tanıklık ediyoruz. Girit’in denizle yoğrulmuş zarif kültürünü, Side’nin mistik sokaklarıyla buluşturuyoruz. Bu festival yalnızca eğlence değil, aynı zamanda Manavgat'ın kültürel vizyonunun güçlü bir yansımasıdır.” dedi. Başkan Kara, Girit’ten gelen sanatçılar, şefler ve akademisyenler; dans gösterileri, söyleşiler ve lezzet sunumlarıyla iki coğrafya arasındaki tarihî ve kültürel bağları çok daha güçlendirdiklerine dikkati çekti.
Mübadele öncesi Girit’in Hanya şehrinden göçüp Side’ye yerleşen hemşehrilerinin Girit’in zengin mutfak kültürünü yaşattığını vurgulayan Başkan Kara, Manavgat Belediyesi ile Hanya Belediyesi’nin kardeş şehir olacağını da ilan etti. Başkan Kara, festivalin ana sponsorları Barut Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Haydar Barut ve Seher Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güneş’e teşekkür etti. Hanya Belediyesi yöneticileri dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştiren mesajlar verdi. Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis de konuşmalarında Girit ve Side halkının kültür ve lezzet kaynaşmasının çok değerli olduğunu, dostluk ve kardeşlik duygularının pekişmesine büyük katkılar sağlayacağını dile getiren mesajlar verdi. Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis, konuşmasının ardından sahnedeki piyanoya geçerek sevilen bir Girit şarkısını seslendi. Apollon Tapınağı’nın silüetinde Manavgat ve Giritli dansçılar gösteri sundu. Açılış seremonisinde Apollon Tapınağı’nın sütunlarının gölgesinde Manavgat Belediyesi Folklor Ekibi veGirit Halk Dansları Topluluğu’nun gösterilerini hem festival misafirleri hem de yabancı turistler ilgiyle izledi.
Usta müzisyenler Georgis Skounakis ve Emmanouil Ntaountakis’in seslendirdiği eserlerle oynayan Giritli dansçılar büyük alkış aldı. Giritli dansçılar ve müzisyenler yağmura aldırmadılar, neşeli şarkılar söylediler. Coşkulu bir şekilde devam eden açılış seremonisi aniden bastıran yağmur nedeniyle sonlandırıldı, ancak Giritli dansçılar ve müzisyenler, yağmura karşı korunaklı sahnede neşeli şarkılar söylemeye başladı. Yağışa aldırmayan turistler de Giritlilerin kutlamasına alkışlarla eşlik etti. Yağmura rağmen kutlamaların devam ettiği sahneye gelen Başkan Kara, piyanonun başına geçen kızı İpek Kara ve solist arkadaşı İpek Dizdar’ın seslendirdiği unutulmaz şarkılara davetlilerle birlikte alkışlarla tempo tuttu. Benzer bir festivalin Girit’te yapılmasına yönelik görüş birliğine varıldı. Daha sonra festival konukları için Manavgat Girit Kültür Evi’nde resepsiyon verildi. Giritli göçmenlerin kültürel mirasını yaşatmak ve tanıtmak amacıyla Manavgat Belediyesi tarafından Side’ye kazandırılan müzede Başkan Kara, Hanya Belediyesi yöneticileri ve festivale ana sponsorluk desteği veren turizm duayenleri dostluk mesajları verdi. Bu buluşmada benzer bir festivalin Girit’te yapılmasına yönelik görüş birliğine varıldı. Başkan Kara, konuk belediye yöneticileri ile festivalin ana sponsoru iş insanlarına teşekkür plaketleri takdim etti. Festivalin akşam programında yer alan Sofia Vossou konseri elverişsiz hava koşulları nedeniyle iptal edildi.
FESTİVALDE 2.GÜN:
SİDE’DE GİRİT SOFRASI KURULDU, TARİH, TATLAR VE EZGİLER BÜTÜNLEŞTİ...
ÜNLÜ ŞEFLER, SİDE’DE GİRİT LEZZETLERİYLE GASTRONOMİ ŞÖLENİ YAŞATTI...
Toplumların tarihini, geleneklerini, kimliklerini tattırarak anlatan en lezzetli kültürel miras olan gastronomi ile turizmdeki marka değerini artırmayı amaçlayan Manavgat’ta dünyaca ünlü mutfak şefleri, sanatsal dokunuşlarla her tabağa Girit lezzetleriyle imza attı.
Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiren Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin ikinci düzenlenen tadım etkinliğinde lezzet sihirbazları Maria Ekmekçioğlu, Esat Özata, Dilek Yetkiner, Pasquale Lembo, Apostolos Altanis, Ioannis Koufos ve Argyrios Kontakis, Girit mutfağının efsanevi yemeklerini hazırladı. Girit, Selanik, İtalya, İstanbul ve İzmir’den Side’ye gelen duayen şefler, “Norma”, “Karides Saganaki”, “Kreto Pitaka”, “Sakız Enginarlı Kabak Çiçeği Dolması”, “Balkabaklı Otlu Köfte, “Katsikaki Me Maratho Ke Askolimbrus” isimli yemeklerin reçetelerini, püf noktalarını Girit mutfağındaki yerini detaylarıyla anlattı.
Side Antik Liman’daki lezzet şöleninde Manavgat Belediye BaşkanıNiyazi Nefi Kara, dünya mutfak kültüründe doğallığın ve sağlıklı yaşamın temsilcisi olarak öne çıkan, zeytinyağlıları, yabani otlarla yapılan yemekleri, taze deniz ürünleri ve damakta iz bırakan mezeleriyle Akdeniz’in en rafine lezzetlerini sunan Girit mutfağını modern dokunuşlarla yorumlayan mutfak şeflerine teşekkür etti. Mübadele öncesi Manavgat’a göçen Giritlilerin köklü kültürleri, misafirperverlikleri ve eşsiz mutfak mirasıyla Side’nin tarihine lezzet kattığını, bu kadim kenti Akdeniz’in en özel buluşma noktalarından biri haline getirdiğini vurgulayan Başkan Kara, “Girit’in yemek tariflerini Side’nin tarihi atmosferiyle buluşturarak bu toprakların zenginliğini dünyayla paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Manavgat, denizi, güneşi, doğal güzellikleri ve tarihi değerlerinin yanı sıra gastronomi zenginlikleriyle de gözde bir turizm destinasyonu olsun istiyoruz. Manavgat, lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olsun istiyoruz. Çeşitliliğimizi unutmadan, unutturmadan koruyacağız ve geliştirmeye devam edeceğiz. Her bir değerimize yenilerini ekleyerek yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.” dedi.
Tadım etkinliğini, Mersin Büyükşehir Belediyesi Halk Dansları Grubu’nun gösterisi renklendirdi. Denizin özgürlüğünü ve yüzyılların direncini aynı ezgide buluşturan bir ruhun sesi olan Girit müzikleriyle yapılan danslar, büyük alkış topladı. Önemli isimler, mutfak kültürüyle kurulan Girit-Side dostluğunu anlattılar. Festivalin bir başka önemli etkinliği “Girit’ten Side’ye Lezzet Yolculuğu” isimli söyleşi oldu. Apollon Tapınağı’nın yakınındaki sahnede Saray ve Kültür Tarihçisi Çağrı Başkurt’un moderatörlüğündeki söyleşide Şef-Ege ve Mübadil Mutfağı Uzmanı Dilek Yetkiner, Uluslararası Tarım Derneği Başkanı Seda Özel, Şef-Yazar-Türkiye ve Girit Gastronomi İlişkileri Temsilcisi Maria Ekmekçioğlu’nun konuşmalarını meydanı dolduran yüzlerce kişi ilgiyle dinledi.Dilek Yetkiner, Girit ile Side arasında sofranın birleştirici gücünün çok yüksek olduğuna vurgu yaptı. Girit mutfağını “Çok duygusal, çok sağlıklı ve hikâyelerle dolu” olarak tanımlayan Dilek Yetkiner, ortaya çıkarılan lezzetlerde zeytinyağı, domates, patates ve peynirin rolünün fazla olduğunu anlattı. Seda Özel ise “Giritliler Side’ye ne getirdi, Girit’ten ne götürdü” sorusu üzerinden düşüncelerini paylaştı. Manavgat’ın bitki çeşitliliği açısından çok zengin bir bölge olduğunu belirten Seda Özel, Side’de Yörük kültürü ile Girit kültürünün sentezinin ortaya çıktığını anlattı. Anadolu şehirlerine yerleşen Giritlilerin, zeytin üretimi, zeytinyağının farklı tekniklerle lezzetinin artırılması, bağcılık, üzüm ve enginar üretiminde İzmir, Muğla, Antalya ve Mersin bölgesine büyük katkılar sağladığını anlattı. Maria Ekmekçioğlu ise “Girit'ten Side'ye, Side'den Girit'e uzanan büyük hikayenin” birleştirici bir yolculuk olduğunu söyledi. Festival için hazırlık yaparken Girit yemeklerinde kullanılan otların Türkçe isimlerini öğrenmek için çok uğraş verdiğini anlatan Maria Ekmekçioğlu, Side’ye geldiğinde özellikle otların Girit’teki isimleriyle bilinmesinin kendisini çok şaşırttığını dile getirdi. Maria Ekmekçioğlu, Side’de sofralar kurarak dostluğu, kardeşliği güçlendirdiklerini, birlikte yaşamanın güzelliklerini keşfetmeye devam edeceklerini dile getirdi. Söyleşinin finalinde Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, konuşmacılara festival anısına teşekkür plaketleri takdim etti. Festivalin akşam programında ise Apollan Tapınağı’nadaki sahnede Giritli şarkıcı Chrysoula Stefanaki, unutulmaz bir konser verdi. “Tango Notturno", "Blue Haven" ve "The Last Waltz" eserleriyle tanınan ve "The Velvet Voice" albümüyle ülkesini uluslararası alanda başarıyla temsil eden sanatçı, canlı performansında dinleyicilere hem duygusal derinlik yaşattı hem de hareketli parçalarla coşturdu. Ücretsiz konserde festivalin ev sahibi Başkan Kara ve eşi Hacer Ceyhan Kara, birlikte sahneye çıkıp Chrysoula Stefanaki’ye teşekkür plaketi ve çiçek verdi.
SİNEMANIN USTALARI, SİDE’YE KÜLTÜR, SANAT VE LEZZETİN İZİNDE ROTA ÇİZDİ...
Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde Etki Derneği çatısı altında bir araya gelen sinema dünyasının usta isimleri Side’nin kültür, sanat ve gastronomi ile yeniden doğan bir kent kimliğine bürünmesine entelektüel pencereden bakış açısı getirdi. Festivalin ikinci gününde Apollon Tapınağı’nda kurulan sahnede düzenlenen “Side’nin Yeni Anlatısı” isimli söyleşide Etki Derneği kurucularından Oyuncu Güven Kıraç ve Ebru Koralı, yönetmenler Serdar Akar ve Vedat Atasoy, Manavgat Belediyesi’nin Türkiye’de az örneği bulunan “gastrodiplomatik” bir organizasyona imza attığına vurgu yaparak Akdeniz havzasındaki göçlerin, etkileşimlerin izlerini sürdü.
Söyleşinin moderatörlüğünü de yürüten Oyuncu Ebru Koralı, “Side, artık sadece denizin, güneşin değil, yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor. Bu dönüşümün lokomotifi kesinlikle kültür ve sanat içerikli üretim olmalı. Müzik, edebiyat, yerel festivaller olmalı. Bunlar turisti sadece konuk değil, hikâyeye ortak eden araçlardır.” dedi. Kamusal sanat ve kültürel etkinliklerin Side’nin kültürel mirasıyla bütünleşmesiyle nelerin değişeceğini irdeleyen Ebru Koralı, “Kültür ve sanat alıcılarının rotası Side’ye döner. Side, küresel ölçekte daha katma değerli bir turizm destinasyonuna dönüşür. Bir kentle bağ kurmak için hikâyeye ihtiyaç vardır. Kamusal alandaki sanat eserleri, özellikle yerel dokudan beslenenler, turistin zihninde o kente dair özgün bir iz bırakır. Günümüz gezginleri deneyimlerini belgelemek istiyor. Estetik açıdan güçlü sokak sanatı, sosyal medyada paylaşılan karelerle destinasyonun görünürlüğünü artırır. Sanat, sadece bakılan değil, dâhil olunan bir şey olduğundan turistin deneyimi dönüşür. Turizm sezonu denilen dönem ortadan kalkar. Yılın 12 ayı tercih edilen bir destinasyona dönüşür. Bu pencereden baktığımızda Side artık bir tatil yöresi değil, bir anlatı alanı. Tarihiyle konuşan, sofralarıyla bağ turan, sokaklarında sanat dolaşan bir şehir.” diye konuştu. Oyuncu Güven Kıraç ise Side’nin antik kalıntılarıyla, tiyatrolarıyla, mabetleriyle kültürün izlerini taşıyan kadim bir yerleşim olduğunu, kentin tarihini Girit’ten göçen insanların şekillendirdiğini belirtti. Side’nin geleceği için kültür ve sanatla dönüşüm zamanının geldiğini belirten Güven Kıraç, “Kültür ve sanat yatırımlarını artırarak, etkinliklerle dolu bir ajanda oluşturarak, sadece deniz, kum ve güneş değil, yılın 12 ayına yayılmış bir turizm anlayışıyla Side'nin potansiyelini sonuna kadar değerlendirebiliriz. Bu şekilde oteller dolup taşacak, yoğunluk asla düşmeyecek. Side'nin cazibesini yılın her ayında sürdürmek, bölgeyi sürekli canlı tutacak, ziyaretçilerine 12 ay boyunca buraya gelmeleri için sebepler sunacak. Eylül ayında bir jazz festivali, ağustosta başka bir etkinlik, ekim ayında farklı bir organizasyon… Topyekûn bir kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün. Gastronomi, tiyatro festivalleri, sinema günleri, heykel sempozyumları, resim sergileri gibi etkinliklerle buranın zengin kültürünü ve tarihini her yönüyle tanıtabiliriz.” dedi. Güven Kıraç, Etki Derneği olarak Side’nin sanatla, kültürle tanıtımı için her türlü projede iş birliğine hazır olduklarını duyurdu. Yönetmen Serdar Akar da şehirlerin tanıtımında sinemanın gücünün etkisinin büyük olduğunu, Side’de buldukları çok ilginç ve etkileyici hikâyeleri birini sinema filmi olarak çekeceklerini söyledi. Serdar Akar, “Sinema, sadece turistleri çekmekle kalmaz, aynı zamanda o şehre ait kültürleri de dünyaya tanıtır. Hepimizin bildiği gibi, Avrupa’yı görmek, Paris’te, Roma’da vakit geçirmek birçok insan için bir hayaldir. Çünkü bu şehirler tarih, kültür ve sanatla özdeşleşmiştir. Side de tam böyle bir yer. Burası, adeta bir açık hava müzesi gibi, bir platonun içinde gibiyiz. Bir sanatçı olarak, Side’nin kültür ve sanatla şahlanabileceğine inanıyorum. Çünkü zaten Apollon Tapınağı’nın hemen yanındayız; yani sanatın ve sanatçının tanrısının olduğu bu şehirde, sanat her şeyin merkezinde olmalı.” diye konuştu. Yönetmen Vedat Atasoy ise büyük şehirler ve popüler turizm destinasyonlarının kendi kimliklerini güçlü bir şekilde tanıttığına dikkati çekti. Sinemanın Side’nin tanıtımında etkili bir araç olacağını aktaran Vedat Atasoy, “İnsanlar bir yere geldiğinde, sadece tatil yapmak değil, o yerin kültürünü, sanatını da deneyimlemek isterler. Eğer Side’nin kültürel ve sanatsal hayatını daha da geliştirebilirsek, bu şehri çok daha cazip hale getirebiliriz.” dedi. Side’de yaşayan, Side’yi yöneten insanların vizyoner olmasının kentin en büyük şansı olduğuna dikkati çeken Vedat Atasoy, “Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip. Fakat bunun devamlı olarak daha iyiye gitmesi lazım. Yani sadece geçen yıl yapılan bir etkinlik değil, her yıl yeni ve daha gelişmiş etkinlikler olmalı. Bu da Side’nin kalitesini sürekli yükseltecektir.” değerlendirmesini yaptı. Söyleşinin sonunda festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Etki Derneği üyelerine plaket vererek teşekkürlerini sundu.
FESTİVALDE 3.GÜN:
3 OSCARLI “ZORBA” GİRİT’TEN SİDE’YE KÜLTÜR VE LEZZET FESTİVALİ’NDE İZLENDİ...
Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde Yunan edebiyatının en büyük isimlerinden Nikos Kazantzakis’in dünyaca ünlü romanından uyarlanan 3 Oscar ödüllü kült film Zorba’nın özel gösterimi gerçekleştirildi.
Yönetmenliğini Michael Cacoyannis’in yaptığı, başrollerini Anthony Quinn (Alexis Zorba), Alan Bates (Yazar - Basil), Irene Papas (Dul kadın) ve Lila Kedrova’nın (Madame Hortense) paylaştığı, 1964 yapımı Zorba filmi, festivalin son gününde Antik Liman Side Kültür Evi’nde dev ekrana yansıtıldı. Hikâyesi Girit’te geçen film, Anthony Quinn’in sirtaki dansıyla hafızalara kazındı. İngiltere’de yaşayan içine kapanık bir yazarın, Girit Adası’nda babasından kalan maden işine bakmak üzere Yunanistan’a gitmesiyle başlayan hikâyesini konu alan, yaşamın anlamı, ölüm, aşk, özgürlük ve insan doğasına dair derin temalarla örülü olan Zorba, 1965 yılında 3 dalda Oscar ödülü kazanmıştı. Başrolde Anthony Quinn (Alexis Zorba) ve Alan Bates’in (Basil) oynadığı film, Lila Kedrova’ya “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, Walter Lassally’e “En İyi Siyah-Beyaz Görüntü Yönetmeni”, Vassilis Photopoulos’a “En İyi Sanat Yönetimi (Siyah-Beyaz)” ödüllerini getirmişti. Mikis Theodorakis’in bestelediği ve son sahnede Anthony Quinn ve Alan Bates’in dans ettiği ünlü "Sirtaki"müziğiyle hafızalara kazınan film, sinema tarihinin en ikonik anlarından biri olarak yorumlanıyor.
Zorba filminin özel gösteriminden sonra Hürriyet Gazetesi Yazarı ve Suare Dergi Yayın Danışmanı Sayım Çınar’ın moderatörlüğünde Sinema Yazarı Kerem Akça ve Kültür Sanat Yazarı Mustafa İri, Nikos Kazantzakis’in ölümsüz karakteri Zorba üzerinden hayata, özgürlüğe ve tutkulara dair derinlikli bir söyleşi gerçekleştirdi. Festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, hikâyesi Girit’te yaşanan ve Girit’te çekilen bir filmin Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde gösterilmesinden büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Bu filmin festival programına alınması fikrini veren Sayım Çınar’a, eserin verdiği mesajların Manavgatlı sinemaseverler tarafından daha iyi anlaşılması konusunda yorumlarda bulunan yazarlar Kerem Akça ve Mustafa İri’ye katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi.
SİDE’DE GİRİT LEZZETLERİ KAŞIKLARDAN TAŞTI, MÜZİĞİN BÜYÜSÜ APOLLON’DA YANKILANDI...
Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde de cazibe merkezi olmayı hedefleyen Manavgat’ın simgelerinden Side Antik Kenti’ndeki tadım etkinliğinde Girit lezzetleri kaşıklardan taştı. Apollon Tapınağı’ndaki görkemli sahnede konser veren ünlü sanatçılar Girit ve Türk müziğini dostlukla harmanladı. Platin Plak ödüllü Sofia Vossou, Türkçe şarkıyla sürpriz yaptı. Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde organize edilen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin son gününe, ülkesini Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil eden, “Platin Plak” ödüllü Sofia Vossou ile Anadolu rock ezgilerini modern soundlarla harmanlayan Necati ve Saykolar Grubu damga vurdu.
Türk müzikseverlere tanıdık gelen ve Türkçe’ye çevrilmiş özel bir repertuar hazırlayan sanatçı Sofia Vossou, canlı performansında Ebru Gündeş’in “Seni Seviyorum” şarkısını seslendirerek meydanı dolduran dinleyicilere sürpriz yaptı. Sofia Vossou, Eurovision hayranları arasında klasikleşen ve kendisine plak kazandıran "I Anixi" (Bahar) isimli şarkısını seslendirirken de duygusal derinlik yaşattı. Apollon Tapınağı’ndaki sahnede daha sonra Necati ve Saykolar grubu konser verdi. Sahne performanslarında doğaçlama replikler ve tiyatral unsurlar kullanarak interaktif bir atmosfer oluşturan Necati ve Saykolar, enerjik şarkılarla sevenlerini coşturdu. Repertuarlarında, Barış Manço ve Cem Karaca ve Selda Bağcan’ın özgün eserlerinin yanı sıra, "Bey Diyeceksiniz", "Leyla" ve "Fırtına" gibi kendi bestelerine de yer veren Necati ve Saykolar, dinleyicilere hem nostaljik hem de yenilikçi bir müzik deneyimi yaşattı. Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve festival konuğu şefler ile müzisyenler sahne önünde hareketli müziğin ritmine kapılıp, karşılıklı danslar oynadı. Hemşehrilerini ücretsiz konserlerle buluşturan Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara ve eşi Hacer Ceyhan Kara, Sofia Vossou ile Necati ve Saykolar’a plaket ve çiçek vererek ilçe halkı adına teşekkür etti. Ünlü şefler, Sideli kadınlarla birlikte Girit’in gizemli mutfağını keşfetti. Festivalin gündüz kutlamalarında ise Sideli kadınlarla Girit mutfağının hafızası bir araya geldi. Side Antik Liman’daki “Sideli Kadınlarla Girit Yemekleri Yorumu” başlıklı tadım etkinliğinde dünyaca ünlü şefler Maria Ekmekçioğlu, Ioannis Koufos ve Rasim Sakarya’nın katkılarıyla yerel otlar, geleneksel tarifler ve köklü yemek hikâyeleri anlatıldı. Sideli kadınların pişirdiği “Lor Tatlısı”, “Pitaraça” ve “Kuzu Etli Şevketi Bostan” lezzet avcılarına ikram edildi. Girit lezzetlerinin kaşıklardan taştığı etkinliği Girit Halk Dansları Topluluğu ve Manavgat Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu’nun gösterileri renklendirdi. Manavgat ve Girit arasındaki kültürel bağlar irdelendi. Apollon Tapınağı’ndaki “Manavgat ve Girit” başlıklı söyleşide iki kadim yerleşim arasındaki kültürel bağlar irdelendi. Kuşadası, Hatay, İzmir, Mersin, Adana, Silifke ve Antalya’nın tüm ilçelerinden Giritlileri Side’de buluşturan söyleşinin moderatörlüğünü Antalya Giritliler Derneği Başkanı, Gazeteci Cem Çon üstlendi. Samimi bir sohbet havasında geçen söyleşide Giritliler Federasyonu Başkanı Yunus Çengel, Yazar-Halk Kültürü Araştırmacısı Öznur Tanal ve Side’de yaşan Giritli Emekli Mehmet Çoban, Manavgat ile Girit bağlarını anlattı. İlk sözü alan Mehmet Çoban, eski Side'nin nasıl bir yer olduğunu, Giritlilerin Side’ye yerleşmesini ve geçmişteki yaşam zorluklarını anlattı. Giritlilerin tarımla, el sanatlarıyla geçindiklerini, dayanışma içinde büyüdüklerini vurguladı. Yunus Çengel ise Antalya’nın ve Side’nin Girit kültürü açısından önemini anlattı. Girit kültürünün unutulmaya yüz tutmuş dil, mani ve dans unsurlarını canlandırmak için bir merkez kurmayı hedeflediklerini söyleyen Yunus Çengel, Side’deki gibi kültür ve lezzet festivallerin aileleri bir araya getirme açısından çok değerli olduğuna dikkat çekti. Öznur Tanal da Side’deki Giritlileri araştırmasının sonuçlarını anlattı. 11 yıllık çalışmanın sonucunda 2011’de yayımlanan “Side Giritlileri” kitabından bahseden Öznur Tanal, Giritli kültürünün sağlıklı yaşam tarzını ve yaşanan göç acılarının nesiller üzerindeki etkilerini dile getirdi. Giritlilerin kök arayışında olduğuna dikkati çeken Öznur Tanal, Side’deki festivalin bu bakımdan çok kıymetli olduğunu ifade etti.
Saygılarımla....
Sağlıcakla Kalın ama Sevgisiz Kalmayın...