Bir pazar sabahıydı... Bir pazar sabahıydı, Ankara'dan gelen haber yürekleri yaktı... Demokrat ve cesur kimliği ile bilinen gazeteci Uğur Mumcu, araba

Bir pazar sabahıydı...
Bir pazar sabahıydı, Ankara'dan gelen haber yürekleri yaktı...
Demokrat ve cesur kimliği ile bilinen gazeteci Uğur Mumcu, arabasına konmuş bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi.
24 Ocak 1993'te, özgür basının en önemli kalemlerinden, gazeteciliği ile, duruşu ile, hayat mücadelesi ile örnek Mumcu'nun hayatını kaybetmesi, yüzlerce kilometre uzaklardan birçok kişiyi Ankara'da, cenazesinde buluşturdu. Onu kaybedişimizin üzerinden 25 yıl geride kaldı... Yaptıkları ile, mücadelesi ile, demokrat ve vatansever duruşu ile Mumcu'yu anıyorum ben bugün...
Yaşasaydı bugün 76 yaşında olacaktı...

Yaşam öyküsü


Kırşehir doğumlu olan Uğur Mumcu, 1942'de dünyaya gelmiştir. İlkokul ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde okuyan Mumcu, başarılı bir tahsil hayatı sürdürmüştür.Üniversite döneminde ise, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okumuş, bu okuldan da 1965'te mezun olmuştur.

'Ordu uyanık olmalı' ve hapis cezası


Öğrenciliği döneminde 'Yol Dergisi'nde yazmaya başlayan Mumcu, bir yazısında kullandığı 'Ordu uyanık olmalı' cümlesi sebebiyle orduya hakaret etmekten gözaltına alındı, 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak karar Yargıtay'ca bozuldu ve serbest bırakıldı.

'Sakıncalı Piyade' Uğur Mumcu...


Orduya hakaret davasının üzerinden cezaevi ile tanıştığı için, Uğur Mumcu 'sakıncalı' olarak fişlenmişti, ve askerliğini er olarak yapacaktı.
Tuzla Piyade Okulu'ndaki üç aylık eğitiminden sonra, er olarak Ağrı Patnos'a gönderilen Mumcu, burada kendisinden yedek subaylık hakkını alanlara karşı bir dava açtı ve kazandı. Ancak gitmeyecekti.
O dönemde şu ifadeyi kullanmıştır:
"Evet, evet ne olursa olsun, ben Patnos dağlarında halk çocuklarıyla er olarak askerlik yapmayı emekli olduktan sonra siyasal iktidarın uzattığı yönetim kurullarında, on binlerce lira para alan orgeneral olmaya değişmem!"

Araştıran, sorgulayan, mücadele eden bir gazeteci


Uğur Mumcu, Yeni Ortam gazetesinde yazarlık yaparken, 1975 yılında Cumhuriyet'te yazmaya başladı. 1962 yılında yine Cumhuriyet'te yayınlanan 'Türk Sosyalizmi' başlıklı makalesi ile de, Yunus Nadi Ödülü'nü almıştı.
Analizlerle, yolsuzluk dosyalarıyla, incelemelerle dolu dolu bir gazetecilik hayatı bulunan Mumcu'nun birçok kitabı vardı.

Sorumlu gazetecilik anlayışı


Irkçılığa, mezhepçiliğie ve dinciliğe karşı çıkan; aydın bir demokrattı Mumcu. Çalıştığı birçok haber üzerinde, dosya üzerinde karşısındaki 'tehlikeli oyuncular'ın kim olduğu en iyi o biliyordu, ancak devam etti.
Nitekim, suikastten üç gün önce yine o dönemde Cumhuriyet'te olan İlhan Selçuk'a, 'Ağabey, seni ve beni öldürecekler' dediği biliniyor. Yani yaşanacaklardan haberdardı.

Tehlikeye yıllar öncesinden dikkat çekmişti...


Uğur Mumcu, yıllar önce bir yazısında cemaat tehlikesine dikkat çekmiş ve ‘’Tarikatlara ve cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra General olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” demişti.

Devlet namus borcunu henüz ödemedi.


Demokrat, vatansever ve kalemi kuvvetli bir gazeteci olan Uğur Mumcu'nun, birçok önemli dosya üzerinde çalışırken, emperyalist aktörler ve faaliyetlerini deşifre ederken böylesine hain bir suikaste kurban gitmesi, herkeste şok etkisi yaratmıştı.
Dönemin Başbakanı Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü 'cinayeti çözmenin devletin namus borcu' olduğunu söylemiştir. 24 Ocak 1993'ten bugüne, bu failimeçhul olayın karanlık perdesi hala aralanamamıştır.