BUGÜN 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele günü. Ben her 25 Kasım’da yıl boyunca şiddet gören ya da öldürülen kadınların sayısını paylaşmaktan utanıyorum. Tam resmi sayı araştırması yapıp sizlerle paylaşacağım an da bir kadının daha öldürülüyor olma ihtimalinin gerçekliğinden utanıyorum. Lakin olmayan şereflerine boncuk takıp da nazar değdirtmeyen büyük kesim utanmıyor! 

Ülkemizde maalesef gündemde çok da yer almayan, bazı kadın haklarını savunan platformların dışında çok ilgi görmeyen gün. "Kadına yönelik şiddeti hep birlikte durdurabiliriz" sloganıyla mücadele eden, destek veren birkaç kadın platformu var. Durum sanıldığından çok daha zor ve vahim. Ekim ayında 48 kadın öldürüldü. 
KADIN CİNAYETLERİ DURDURACAĞIZ palatformunun yayınladığı verilere göre 2024 Yılında Erkekler Tarafından 315 Kadın Öldürüldü, 248 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu. Kadına yönelik şiddeti durdurmak için önce erkeğin kadın üzerindeki tahakkümünü toplumsal kabul seviyesine çeken hastalıklı yetişme tarzını durdurmamız gerekiyor. Her ne kadar bu konu hakkında bir şeyler yazmak önemli olsa da, bu toplumsal ciddi problemi unutturmamayı kendime görev bilsem de, yazmayı bir kenara bırakalım sayıları görünce sinkaflı cümleler eşliğinde satırlarıma devam etmekten başka elimden başka bir şey gelmiyor. İşte beni bu kahrediyor… Çünkü ne yazarsam yazayım yüzeysel ve işlevsiz geliyor. Her şeyi eğitimcilerden beklemek hata mı? Belki de evet. Fakat ben sorunun bu konunun çok fazla gündem olmamasından ziyade farklı bir sorun olduğunu düşünüyorum. Siz hangi adamı ya da katili gördünüz ''artık karımı dövemem çünkü bu davranış doğru değilmiş sosyal medyada bağırıyorlar savunuyorlar.'' diyen. Bir genç kadının ardından “gezip tozan biriydi, su testisi suyolunda kırıldı” demeye utanmıyorlar. Onurun, utancın, umudun galebe çaldığı buruk bir yıl dönümü. Bir yanda şiddet, erkekçi zihniyetin hüküm sürdüğü tarihin çöp sepetine doğru yol alarak alçalan, diğer yanda kanat çırptıkça yükselen, yükseldikçe özgürleşen, yeni insanlığın kadın aklında, kadın yüreğine de, kadın elinde yücelttiği, güzel ile çirkinin hesaplaşmaya durduğu günün yıldönümü. 

Güne biraz değinmek istiyorum; Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile ilan edildi. BM Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti. 

MİRABAL KARDEŞLERİN KATLEDİLMESİ 

Bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni 1960 yılının 25 Kasım'ında Dominik Cumhuriyeti'nde meydana gelen Mirabal kardeşler cinayetine dayanıyor. Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo'ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal Kardeşler adlı üç kız kardeş, Trujillo'nun, "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra vahşice öldürüldüler. Mirabel kardeşlerin tecavüz edilerek vahşice öldürülmesi, onları diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü haline getirdi. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da, cinayetin işlendiği gün olan 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi. 

Mirabal kardeşlerle başlayan bu utancın, kadın cinayetleri sayısı hususunda dünya genelinde bir çok ülkedeki verilerde ciddi, azımsanmacak sayılara ulaşıldığı görüldü. 


Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) 2024’ün ilk 10 ayında 357 kadının katledildiğini açıkladı. En çok kadın cinayetinin işlendiği illerse sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Adana oldu.


Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDKF), kadın cinayetlerine ilişkin raporunu yayımladı. Rapora göre; 1 Ocak 31 Ekim tarihleri arasında 357 kadın katledildi. Yaşanan cinayetlerin 61'i kayıtlara 'şüpheli ölüm' olarak geçti.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDKF), 1 Ocak-31 Ekim tarihlerine ait raporunu yayımladı. Rapora göre yalnızca 10 ayda 357 kadın katledildi. 

Katledilen kadınların 61’i kayıtlara 'şüpheli ölüm' olarak geçti. 198 kadın ateşli silahla, 77 kadın ise kesici aletle öldürüldü. 

KATİLLERİN ÇOĞU 'TANIDIK'
Raporda kadınları yaşamdan koparan katillerin çoğunun aile üyesi olduğu belirtildi. Katledilen kadınların ortalama yaşı 37, 168'i evli, 96'sı bekar, 26'sı boşanmış, 10'u dini nikahlı, 55'inin ise medeni durumu bulunmuyor. 

135 kadın aile içinde öldürüldü. Kadınların 53'ü boşanma aşamasında olduğu, 45'i tanıdığı ve 41'i ise ilişki yaşadığı erkek tarafından katledildi.


TKDF’nin derlediği il il kadın cinayeti verileri şu şekilde:


Adana 16
Adıyaman beş
Afyon dört
Ağrı bir
Aksaray bir
Ankara 23
Antalya 17
Antep 15
Artvin bir
Aydın altı
Balıkesir altı
Bartın bir
Batman üç
Bitlis bir
Bolu bir
Burdur bir
Bursa beş
Çanakkale üç
Çankırı bir
Çorum iki
Denizli beş
Diyarbakır yedi
Düzce iki
Edirne üç
Elazığ beş
Erzurum altı
Eskişehir altı
Giresun dört
Hatay dört
İstanbul 56
İzmir 23
Karabük iki
Karaman bir
Kars bir
Kastamonu iki
Kayseri üç
Kırıkkale iki
Kilis iki
Kocaeli 10
Konya dokuz
Kütahya üç
Malatya altı
Manisa yedi
Maraş üç
Mardin dört
Mersin 14
Muğla yedi
Nevşehir bir
Niğde bir
Osmaniye bir
Rize bir
Sakarya dokuz
Samsun 11
Siirt bir
Sinop bir
Şırnak bir
Tekirdağ yedi
Trabzon bir
Urfa dokuz
Van iki
Zonguldak iki


Kadına şiddette DAYANIŞMA YAŞATIR fakat simgesel ve yüzeysel kalmamalı. Ayrıca Üst merciler daha kalıcı çözüme yönelik adımlar atılmadıkça 25 Kasım’da da, 25 Aralık’ta da, Ocak’ta da kadına şiddet ve cinayetler var olacak ve artarak var olmaya devam edecek. 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesi ile kadına yönelik şiddetin son bulduğu ve hak ve özgürlüklerden yararlanma noktasında cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir dünya temenni ediyoruz.

Aslı M. SARI