Kıymetli okuyucularım bu haftaki yazımda sizlere akıl hastalığının boşanmaya etkisine ve boşanma sebebi olup olmadığ

Kıymetli okuyucularım bu haftaki yazımda sizlere akıl hastalığının boşanmaya etkisine ve boşanma sebebi olup olmadığına dair açıklayıcı bilgiler vermeye çalışacağım.



Evlilikte Sağlık Sorunları



Hukukumuzda evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında, boşanma konusu olmayan davranışlardan birisi de sağlık sorunlarının bulunması hâlidir. Kanun koyucu hastalığı tek başına boşanma sebebi saymamıştır. Eğer eşlerden birinin duçar olduğu hastalık tedavi edilebilir nitelikteyse sadece bu hastalığa dayalı olarak diğer eş tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekir. Burada önemli bir nokta, hasta eşin tedaviden kaçmıyor olmasıdır. Şayet tedaviden kaçınma, tedaviyi reddetme gibi bir durum söz konusu ise hüküm değişir. Bu nedenle de tedavi edilebilir ve tedavisi süren bir hastalık dolayısıyla eşler arasında açılmış davada boşanma kararı verilemez.



Akıl Hastalığının Boşanmaya Etkisi



Medeni Kanun’un (MK) 165. maddesinde, eşlerden birisinin akıl hastalığına tutulması durumunda hangi şartlarda boşanma kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Madde metninde “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” İfadesi yer almaktadır.



Kanunumuza göre, eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın tedavisinin imkânı olmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek şartıyla boşanma davası açılabilir. Ülkemizdeki uygulamada özel boşanma sebebi olarak bütün akıl hastalıkları bu kapsamda kabul edilmemekle birlikte ancak hastalığın tedavi edilme ve iyileşme imkânı olmayan paranoyak şizofreni ve benzeri hastalıklar bu kapsamda değerlendirilebilir.



Sağlık Raporu Şart



Boşanma davasının kabul edilebilmesi açısından akıl hastalığının iyileşmesinin mümkün olmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla ispat edilmesi şarttır. Resmî sağlık kurulu tarafından verilecek raporda, akıl hastalığının derecesi ve iyileşme ihtimalinin bulunup bulunmadığının net şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Zira kişide akıl zayıflığı veya akıl geriliği gibi durumların olması hâlinde veya akıl hastalığının iyileşme ihtimalinin bulunması durumunda boşanmaya karar verilmesi mümkün değildir.



Akıl hastalığı sebebiyle açılan boşanma davasında mahkemenin boşanmaya karar verebilmesi için öncelikli şart, eşlerden birisinin akıl hastası olması hâlidir. Bu akıl hastalığının, evlilik birliği kurulduktan sonra meydana gelmiş olması da şarttır. Davayı akıl hastası olmayan eş açabilir. Davasında diğer eşin akıl hastalığı sebebiyle ortak hayatın kendisi için çekilmez hâle geldiğini ispat etmekle yükümlüdür. Ortak hayatın çekilmez hâle gelmesi durumu, her türlü delille ispat edilebilir. Akıl hastalığının, hasta olan eşin evlilik birliğinden doğan vazifelerine engel olup olmadığı, diğer eşin ve varsa çocukların yaşam ve sağlığı noktasında tehlike arz edecek ve onları korku ve endişeye sevk edecek boyutta olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir.