30  yıldan bu yana Almanya'da yaşayan Çiğdem Bora bir çok faliyetler ve çalışmalarda bulunmuştur. 1978 yılında Sarıkamış'ta doğdu. 2 yaşından itibaren Edirne şehrinde ikamet edip lise öğrenimini Edirne İlhami Ertem Lisesi’ni   bitirdi. Lise eğitimini bitirdikten sonra Almanya'ya yerleşti. Medyanın içerisinde uzun yıllar emekleri ile 15 yıl çalışmalarını yürütmüştür. Aynı zamanda çeşitli Türkiye geceleri düzenleyip Alman halkına tanıtmıştır. 2009 yılından bu yana Avrupalı Bayan Dergisi ve Avrupalı Sport Dergisi, Siyaset Dergisi Avrupalı Bayan Expres Baskı “Yürü Türkiyem Kim Tutar Seni” ve Avrupalı Bayan Gazetesi  imtiyaz sahibi ve Genel Yayın Yönetmenliğini yaparak yazdığı editör yazıları ile okuyucularının gönlüne taht etmiştir.  İki kız annesi olması Almanya'da da olan Türk gençleri adına bir çok projelerde yer alıp medya olarak desteklemiştir.Öncüsü olduğu dergi ve gazete yayınlarında vatanser ve birleştirici duygular ile Avrupa'daki gurbetçilerimizin sorunlarına açıklık getirmiştir.Aynı zamanda  Almanya ve Türk  medyası haricinde siyasette ciddi çevresi ile çok yakından tanınılıyor.Türkiye odaklı yıllar içerisinde bağını koparmadan Edirne Bağımsız Belediye Başkan Adayı olarak geniş referanslı, mevcut donanım ve bağlantılarını birleştirerek, Avrupa’nın kalbi Edirne’yi yıldız bir şehir haline getirmek kesin kararlığı  arasındadır.

  

Yaklaşık  30 yıldır Avrupa’nın beşiği Almanya’da yaşıyorsunuz. Aslen Kars Sarıkamış’lı büyüdüğünüz şehir  Edirne. Anadolu’nun en doğusundan dünyanın en batısına uzanan bu hikaye de çok kültürlülük size ne kazandırdı?

Doğudan batıya ve Avrupa’ya uzanan bir hikayem var. Sarıkamış’ta doğmuşum. 2 yaşından itibaren Edirne’de büyüdüm. Liseyi Edirne 'de bitirdim. Sonra da evlilik nedeni ile Almanya’ya geldim. Doğu kültürü ve Trakya kültürünü çok iyi biliyorum. Avrupa kültürü ile tabii ki hayatımda harmanlamış oldum. İnsanların isteklerini çok iyi biliyorum. Her kültürün farklı özelliklerini gördüm. Bu fırsat bana hayatımda mütevaziliği kazandırdı. İnsanlara insan gibi bakmayı öğretti. Hak yememeği öğretti. Avrupa’da kaldığım sürede vatanına sahip çıkmayı öğretti. Çok kültürlülük hayatımda, insanlık adına derin izler bıraktı diyebilirim.

MAKAM İÇİN GELMİYORUM,HİZMET İÇİN GELİYORUM…

İki farklı ülke arasında dostluk köprüleri atmak için de uzun yıllardır yayınlanan derginiz önemli bir görev üstleniyor. Çiğdem Bora Türk- Alman dostluğu için bugüne kadar hangi çalışmalara imza attı?

Şu ana kadar bir çok yayınlar arasında Avrupalı Bayan Dergisi , Avrupalı Sport Dergisi ve Avrupalı Bayan Gazetesi ile 3 yayın Avrupa’da yayınlandı. Türkiye’nin ve Türk gurbetçilerimizin sesi olduk. Alman halkının takdiri, benim ve ekibimin her zaman gururu olmuştur. Ülkemi ve Türk kadınını temsil etmek o da başka bir keyif diyebilirim. Avrupalı Bayan Gala töreni ile ülkemizi en iyi şekilde Alman halkına tanıttım. İşimde kaliteye çok önem veriyorum. Türk ve Alman dostluğu adına sadece bir projemi gerçekleştiremedim. Eğer gerçekleştirseydim şu an Türkiye'nin prestiji 1 ise 10'a çıkmıştı. Bu projede siyasi diyalogların önemi büyük.. Köln Belediye Başkanı'na projeyi sunduğumda büyük heyecan ile "biz varız" dediler. "Köln Arena Stadyumu sizindir" dediler. Türkiye'ye sunulduğunda o zamanlar Sayın Davutoğlu Başbakandı. Hiç ses bile çıkmadı. Tabiiki burada ülke başbakanını suçlayamam. Etrafında çalışanlarda sorun ararım ben. Sadece üzüldüğüm tek nokta Avrupa'da insanları hayran bıraktırırken Almanya biz sizin yanınızdayız, iki ülke tanıtımı bizi gururlandırır derken kendi ülkende ses çıkmaması insanı acıtıyor tabii. İşte bu gibi tavırlar" kimseye eyvallahım yok" dememeyi öğretti. Öyle de yapıyorum zaten. Ters yanlarımda yok değil. Masada bekleyen projemi de dediğim gibi kimseye eyvallahım olmadan Allah'ın izni ile Belediye Başkanlığı  ile gerçekleştireceğim.Edirne için Türkiye’nin prestiji için önemli.

Masada bekleyen o projenin detaylarını paylaşabilir misiniz peki? Sadece iki halkın dostluğu ile sınırlı bir proje mi? Eminiz ki çok daha ötesinde bir fikir...

Proje ve planlarımızın fizibilite çalışmaları tamamlandı. Sözünü verdiğimiz tüm projeleri Edirnemize kazandırmak için hazırım. Edirnemizi cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında hak ettiği şekilde yönetilmesi için çalışıyoruz. Tüm projelerimizi adaylık lansmanımızda halkımızla paylaşacağız.   

Dergiler ve Gazeteniz vesilesi ile Avrupalı gençlerin sorunlarına, taleplerine de ışık tutuyorsunuz. Gurbetçilerin de taleplerini dile getiriyorsunuz. Tüm bunlardan yola çıkarak yayıncılığın yanı siyasetin içerisinde olup görünmeyen bir isimsiniz. 

Siyaset o kadar kolay değil. Büyük bir bilgi birikimi gerekir. Bu kararı almak benim için zor değil. Türkiye ve Almanya siyasetinde her partiden çevre ve bilgi birikimim ile tecrübelerim  var…    Türkiye’den bağımı koparmadan 30 yılım Almanya’da geçti. Bir Türkiye sevdalısı olarak, Türkiye adına konuşarak vaat vererek değil, kendi çalışmalarım ile insanlara ve ülkeme 15 yıl hizmet ettim. Şimdi  Cumhuriyet şehri Edirne’ye hizmet etmenin zamanı geldi.

Türkiye'ye taşımak istediğiniz Avrupa'daki o sistem nedir?

 Bir kadın ve anne gözüyle de şunu söyleyebilirim ki Avrupa ülkelerinde insan odaklı sosyal hizmetlerin konumu çok önemlidir. Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele, geçici sığınmacılar, doğal afetler, tarım ve sanayii, eğitim, iklim ve çevre, enerji, hava kalitesi, atık yönetimi ve geri dönüşüm, sosyal ve kültürel faaliyetler, turizm, akıllı ve dijital şehirler, ulaşım ve mikromobilite, sağlık ve tabii ki gıda ve suya erişim konularında bu ülkeler şeffaf,disiplinli ve kararlı şekilde mücadele etmektedirler.  Daha yapacak çok iş var. Edirne‘nin maalesef hak ettiği şekilde yönetilemediğini bundan dolayı da Edirne‘li hemşehrilerimizin şikayetçi ve mutsuz olduklarını biliyorum. Edirne Yaşanabilir bir kent olmaktan çıkmış durumda . Mevcut belediye yönetimi verdiği sözlerin yarısını ancak tutabilmiştir. Vatandaşımız her şeyin bilincindedir.

Parti kavgalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye maalesef Cumhur ve Millet ittifakları arasındaki iktidar ve rant kavgaları arasında boğulmuş durumdadır.Özellikle partiler arasında sığınmacı tartışması yerini alıyor. Edirne göçmen konusunda Avrupa‘nın sınır karakolu haline gelmiş durumdadır. Vatandaşlarımız ekonomik problemlerle boğuşurken Türkiye için göç oranı fazladır .Bu söylemlerim sakın ola ki yanlış anlaşılmasın. İnsanlık  özümüzü unutmuş değiliz. Biz Türk milletiyiz yardıma muhtaç ve  mazlumun yanındayız.Göçmenler konusunda herkes elini kolunu sallaya sallaya giremez. Bakın Avrupa’ya herkez girebiliyormu ? Hayır tabiki. Prosedürlere uygun şekilde olması gerekir.  Halkın derdine derman olmak ve anlamak gerekir. Partiler üzerinden rand yapmak , kişiyi karalamak gibi bir konuşma yapmak bana göre değil. Laf yetiştirmek yada kızgın olmak insanı güçlü kılmaz. İnsanlara bu şekildemi güç gösterisi ile algı yapacaksınız. İyi bir yöntem değil. Seçim zamanlarında partiler birbirini öldürecekmiş gibi bağırıyorlar. Kendileri akresif halkıda akresif hale getiriyorlar.Böylesi bir durumda muhattap olmamak en güzeli. Laf yetiştirecek zaman değil. İnsanların o kadar derdi varki! Polimiklere girmek zaman kaybı. Aynı zamanda enerjinizi tüketir. Atatürkçü ve çağdaş bir kadın olarak parti kavgalarını danışıklı dövüş olarak nitelendiriyorum.

Peki size partilerden sataşan olursa?

Şimdikten söylüyorum kimse bulaşmaşsın bana. Kimsenin ne egosu ile uğraşırım nede kimsenin laflarını duyacak kadar vaktim var. Size şöyle söyleyeyim.Ben kafamı yastığa koyduğum zaman makam hayalini kurmuyorum. Edirne’yi nasıl güzelleştirebilirim,insanlarımıza  iş istihtamı nasıl sağlarım  konusunda projeler üretiyorum. 

Kimse aristokrat bir aileden gelmemektedir.

Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği laik cumhuriyet ülkemizin herhangi bir köyündeki Türk gencini bu ülkeye vekil,bakan ve cumhurbaşkanı olma fırsatı vermiştir. Aramızdaki hiç kimse aristokrat bir aileden gelmemektedir. Bu nedenle bize emanet olan cumhuriyeti ve sadece halkı temsil eden bir vatandaş olduğumuz unutulmamalıdır. Halkımızın dertlerini ve problemlerini halktan biri olarak iyi biliyorum. Halkımızın isteği ve Allahın izniyle Belediye Başkanı olduğumda halkımızın şikayet,talep ve önerilerine en hızlı şekilde cevap vermek için oluşturacağımız önemli bir projelerimiz var. Bunu da Edirne‘lilerin hizmetine sunacağız.

Siyaset çevresinde  bir anınız varmı?Sizi etkileyen bir durum oldumu?

Olmaz mı ! Türkiye’de bir vekilin ziyaretinde bulundum. İyidir hatırı sayılan düzgün bir insandır. Toplantı başlamadan önce bir ziyaretçi geldi. O beyfendiyi hiç unutamam . İçeri girince sayın vekilim diyerek el pençe durdu. Derdini anlatıp ellerini bağlayınca inanın kalbim çok acıdı. İnanın zor tuttum kendimi ellerini çözsün diye. Hatta ellinden tutup oturtup ilk önce ne içersiniz demek geldi içimden. O insanın o duygusundan çıkarmak çok önemli.Benim çok ağrıma gidiyor bu gibi hareketler. Bende vekilin misafiri olunca haddime kalmamış müdahele etmek.Fakat  sayın vekilin bu durumdan rahatsız olması beni de rahatlattı.  Ben bu tür şeyleri kaldıramıyorum. Bu konularda çok hassasım. İnsanlarımız sizi o koltuğa layık  görüp  seçiyorsa,halkta çekinmeden belirli bir saygı ile girecek o kapıdan.Gözüme takılan o kadar şey var ki hangi birini  anlatayım size.  

Neden Edirne Belediye Başkanlığı…

Edirne şehrinde gözlerimi açtım. Benim memleketim burası. Küçüklüğüm burada geçti ve okul hayatım bu şehirde geçti. Anılarımın olduğu  hikayem burası. Avrupa‘nın can damarı, kalbimin attığı  şehir Edirne. Belediye Başkanlığı'nda insanların sorunlarına daha yakınsınız. Benim istediğim insanlarımızın derdine çareler bulmak. Kafamda olan şehri Avrupa bağlantılı  yıldız şehir haline getirmek. İki ülke arasında kardeş şehir ilan edilerek beraber projeler gerçekleştirmek. Finansından gelecek gelir ile o şehirdeki ihtiyaçları karşılamak. Halkımızın memnuniyeti ve "Allah razı olsun" demeleri, dualarını almak benim için külçelerce altın değerinde.. 

Bugün her iki ülkenin vatandaşı olarak baktığınızda bahsettiğiniz bu kardeş  şehirlerde en temel ihtiyaç nedir?

Türkiye’nin ciddi anlamda tanıtıma ihtiyacı var. Bir çok Avrupa vatandaşı Türkiye’yi tanımıyor . Kimse hayal görmesin tanıtım propagandaları diye bir şey yok. Bir çok siyasetçisinden tutun firma sahipleri bile tanımıyor ülkemizi. Bu konuştuklarım çevremde samimi görüştüğüm Avrupa insanlardır.Avrupalı  Bayan Dergisi ve Gazete yayınları hayranlıklarını söylüyorlar. Bir nebzede olsa fikirlerini değiştirdim. Edirne şehri üzerine planladığım, projelerimiz gerçekleştiği zaman Avrupa şahit olacak. Türkiye ve Türk insanına karşı ön yargılar kırılmalıdır. Ben de Edirne‘den başlayacağım.

Belediye Başkanı seçilirseniz halk sizi nasıl tanıyabilir?

Daha önce bahsettiğim gibi ben halkın içinden gelen ve belediyeyi yönetmeye talip bir vatandaşım. Bir kadın ve bir anneyim en önce.  Halkımızın, kadınlarımızın, gençlerimizin, çocuklarımızın yani kısacası Edirnemizin problemlerini biliyorum. Şeffaf, ulaşılabilir, adil, kararlı ve disiplinli bir cumhuriyet kadınıyım. Halk beni pazarda ,otobüslerde ya da minibüslerde görebilir. Halkın içerisinde olmazsam nasıl bilebilirim ki sorunları. İnanın öyle sorunlar dinledim ki göz yaşlarınızı tutamazsınız. Elimden geldiği kadar maddi olarak da yardım ediyorum fakat benim cebimin de bir sonu var. Bir çok insan var yardıma muhtaç. Her kese gücüm yetemez ki. Siyasi kanallar bu devrede önemli.Resmi olarak yardımlar düzenli olmalıdır. Projeler olması lazım.Halk beni sözün eri olarak tanıyacak.Bu zamana kadar öylede bilinirim. Hayatımda yapacamayacağım hiç bir şeyin sözü vermemişimdir.

MAKAM İÇİN GELMİYORUM,HİZMET İÇİN GELİYORUM…

Edirne Şehri için vaatleriniz nelerdir?

Çevre düzenini çok önemsiyorum.Almanya da yaşamış bir insan olarak, Gözüme bir çok şey  takılıyor.Avrupa‘da düzen varsa Türkiye nin güzelim Edirne‘nin neyi eksik.Avrupa sistemini getirmek istiyorum. 

Çevre düzenlenmesi,yollar,temizlik hijyen,çöp sorunları, ayda bir Halk buluşması ve bunun yanında ayda bir benim ile halkın sorunlarını birebir görüşüp Edirne insanların sorunlarına problemlerini çözmek çok önem verdiğim konulardır.

Almanya ile Türkiye arasında bağı güçlendirerek Edirne‘yi Almanya nın herhangi bir şehrini kardeş şehir yapıp Festivallerde Alman turistleri getirmek. Edirne nin ihtiyaçlarını giderlerini buradan elde edilecek gelir ile ferahlatmak.Bunun yanında  sahibi olduğum Avrupalı Bayan dergisi ,gazetesini kullanarak ya da tanıdığım medya sahiplerinin desteği ile Almanya da Edirne şehrinin ciddi reklamlarını yer verip, Edirnenin prestijini arttırıp Alman halkına tanıtmak.

 Aynı zamanda Edirne‘yi yıldız şehir haline getirip,Almanya da  tanıtmanın gururu ayrı bir keyif olacaktır. 

Edirne gençlerini önemsiyorum. Geleceğin neferleri onlar. Mutsuz bir gençlik istemiyorum.Gençlerimize  spor alanında yenilikler projeler. Belediye olarak Edirne nin başarılı gençlerini Almanya‘da burs imkanı sağlamak. Bu gençlerimiz oradaki yenilikleri bilgi donanımını Edirneye kazandırmak.Aynı benim şuan yaptığım gibi.Sonrasında Edirne gençliğinde uyuşturucu konusunda ciddi bir artış var. Çok sıkı önlemler alınması gerekir. Belediye olarak okul ziyaretleri  düzenli aralıklar ile öğrencilerin istedikleri ,sıkıntıları konusunda birebir bilmek istiyorum.

 Hastane ziyaretleri ve gözüme takılan çok detaylar var.(?)

Sonrasında kadınlarımıza iş istihdamı sağlamak ve sorunlarını çözmek.Belediye Başkanı seçilirsem dar gelirli aileler olsun kadınlarımız olsun içimi nasıl acıtıyorlarsa yanında olma sözü veriyorum. Ben buraya makam için gelmiyorum hizmet için geliyorum. Makam,kariyer, tanınmışlık bana bir şey ifade etmiyor. 15 yıl yaptığım iş ile Avrupa da zaten nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyorum.  

Edirne Belediye Başkan Aday Adaylığına karar vermeden Edirne de nasıl bir keşif yaptınız? Türkiyeye konularına nasıl hakimsiniz?

Öncelikle medya sahibi olarak Avrupa‘da yaşamımın  yılın yarısıda Türkiye’de geçiyor. Edirne‘de geçirdiğim aylar içerisinde çok eksiklere şahit oluyorum. Hep eski yöntemler yenilik yok.  Yazıya döksem sayfalar yetmez.Şimdi  şu güzel ya da değil diyerek polimikler ile uğraşmak istemiyorum. Halk beni Belediye Başkanı olarak seçerse şayet, geçmişteki yapılan çalışma dökümanları, gelir gider ortaya çıktığında anlıycam neyin ney olduğunu .İşte o zaman halk ile paylaşacağım. Hep eski yöntemler yenilik yok. Kim olduğumu kimseye söylemiyorum. Sessiz izleyici diyebilirsiniz.Önemli olan faaliyetlerdir. Mesela özel ve devlet hastanesine gittim ve aradaki farkları tarttım. Hijyen sıfır personelde bir sıkıntı var. Fakat bizim Türk doktorlarımız  bir numara. Nasıl bir çalışma sistemi hayran kaldım. Bir yandanda doktorların uzun çalışma sistemi biraz ağır.Caddelerde pisiklet yolu yok. Kaldırımlar facia engelli vatandaşlarımıza özen gösterilmemiş. Sadece bir kaçını size söyledim. Dilekçe yazmaya kalksam sayfalar yetmez.

Sayın Çiğdem hanım neden Bağımsız  Belediye Başkanlığına karar verdiniz?

Bu sorunun bana sorulacağını biliyordum. Kısa cümleler ile size yanıt vereceğim. Bu zamana kadar Avrupa’da büyük gurur ile  Vatan ,millet, dedim. Bir Türk kadını olarak kendi ülkemi tanıttım. Bir bakıyorum ki derdi olan sorunları olan bana ulaşmaya çalıyor.Bunun yanında Almanya projeleri bana geliyor.Almanlar dan da iki ülke arasında bağı benim ile birlikte kurmak istemeleri yaptığım işin nasıl önem verdiklerini  gösteriyor. Hatta Alman televizyon kanalı benim vasıtam ile Almanya’da yaşayan Türk gençleri konulu proje hala rafta. Bu tür güzel adımlar siyasi kanallar ile kurulur.Fakat işteeee. Devamını getirmeyim kısa olsun. Şimdi kimse bilmez beni tetikleyen ne oldu bağımsız aday olmamım sebebini.2023 milletvekili aday adayı olarak bir partiden giriş yaptım. Hiç bir yerde reklamımı duyurumu yapmadım. Sonucu görmek istedim. Her şey güzel ilerlerken mulakatta kendimi tutamadım. Kendimi tanıttım konuştum, hesap sordum ve mulakatı ben sonlardırdım çıktım kapıdan. Ee yaşınılanlar gözümün önüne şerit gibi gelirse bende tutamam kendimi. Şunu çok iyi anladımki özgür olmam lazım ki insalara hizmet edeyim. Şimdi bana sakın sormayın hangi parti diye. Beynimi geçmişle yoramam.Polimiklere girersek  mahalle kavgasına döner.Buda benim tarzıma ve kişiliğime uymuyor. Önemi yok zaten şimdi önemli olan yapacağım hizmetler…  

Edirne Belediye Başkanlığı için „Hem vallahi hem billahi söz veriyoruz“ şarkı ile tanıtımınız olacak. İzlediğiniz yol sıra dışı merak ediyoruz?

Sıradışı dediniz işte farklılık burada. Küçük bir detay gibi görünen aslında tanıtımın nasıl şekilleneceği konusunda bir hedeftir aslında. Profesyonel işleri seviyorum çalışıyoruz emek veriyoruz. Adaylığımı kesinleştirince projeler devreye girdi. Beni Almanya tanıyor fakat Türkiye halkı  tanımıyor. Türkiye  de siyaset ve sanat dünyasında tanınılıyorum. Fakat halk tanımadığı için kısa bir sürede ben kimim hangi amaç ile Türkiyedeyim, burada neler yapacaklarımı ancak bir şarkı ile tanıtımın uygun olduğunu düşündüm. Almanya’da  Türkler bana inanıyor ve güveniyorlar. Onlar da Avrupanın kalbi Edirne nin  çok eksiklerinden şikayetçiler. Edirne Gümrük kapısından girdikleri zaman yolların bozukluğu ve çevre düzeninin  daha güzel olmaları taraftarlarıdır. Edirne Belediye Başkanlığına seçilirsem Almanya da ki gurbetçilerimizinde Edirneye katkıları olacaktır. Seçim şarkısını Almanya da çok yakınen tanıdığım  popüler bir sanatçı olan Gökhan Doğru’ya aittir. 3 ay bu şarkı üzerinde çalışıp emek verdi.Kendi şarkısı üzerinde değişiklikler yaparak,  „Hem vallahi hem billahi söz veriyoruz“  sloganı ile  seçim  şarkısını bitirdi.  Yılların tanışmışlığı, dostluğu adına şarkıyı Edirne halkı için hediye olarak hazırladı. Kendisine teşekkür ediyorum.

Sayın Çiğdem Bora son cümlelerinizde Edirne halkına neler söylersiniz.Mesajınız neler?

Siz güzel hemşerilerim Edirne Halkına sesleniyorum.Siz Türkiye halkı olarak demiyormusunuz ,yenilik ler istiyoruz, yeni yüz görmek istiyoruz, Avrupa daki referansım bilgi donalımlarım ile sizin  için buradayım. Ben bir yemin ile yola çıktım hem vallahi hem billahi size söz veriyorum Avrupa sınır kapısının  kalbi Edirne’de atacak. 

Belediye Başkanı seçilirseniz halk sizi nasıl tanıyabilir?

Açık ve Dürüst İletişim: Halkla sürekli iletişim halinde olurum.. Belediyenin çalışmaları, projeleri ve hedefi hakkında şeffaf bir şekilde bilgi veririm. Dürüstlük ve şeffaflık, halkın güvenini kazanmak için temel bir güvencedir.

YILDIZ TİLBE YENİLENDİ

 

Yaptığı şarkılarla gönüllere taht kuran, son dönemde verdiği sayısız konserde sevenleriyle bir araya gelen Yıldız Tilbe dün akşam Jolly Joker Vadi sahnesine yeni imajıyla çıktı ve yeni şarkısının da müjdesini verdi. Tilbe aynı zamanda artık ünlü iletişimci Özgür Aras ile çalıştığını da duyurdu...

Türkiye’nin en önemli kadın şarkı yazarlarından olan Yıldız Tilbe hem eserleriyle hem de sahnesiyle yıllardır kitleleri peşinden sürüklüyor. Dün akşam da bu gelenek bozulmadı ve Yıldız Tilbe Jolly Joker Vadistanbul’da kapalı gişe bir konser verdi. 2024’ün ilk konserine Yıldız Tilbe uzun afro saçlarıyla çıktı ve dünden bugüne hit olmuş şarkılarını söyledi. Durmaksızın kendisine eşlik eden seyirci ise Yıldız Tilbe’yi dakikalarca alkışladı.

Bu yıla yeniliklerle başladığını söyleyen Yıldız Tilbe yeni şarkısı ‘Kalbimden Çıkmıyorsun’un da müjdesini verdi. Şarkı ay sonunda müzik severler ile buluşacak. Kariyerinde de büyük bir adım atan Yıldız Tilbe bundan böyle ünlü iletişimci Özgür Aras ile çalışacağını açıkladı. Özgür Aras, Yıldız Tilbe’nin tüm iletişim ve menajerlik işlerini yürütecek.

EBRU POLAT’TAN İDDİALI COVER ŞARKI

“ATEŞİNİ YOLLA BANA”

Ebru Polat, pop türündeki yeni şarkısıyla bu kez “Ateşini Yolla Bana” diyor!

Sosyal medyada yaptığı dikkat çeken paylaşımlarla adından sıkça söz ettirmeyi başaran Ebru Polat, Hakan Peker’in sesinden tanıdığımız “Ateşini Yolla Bana” şarkısına kendine özgü, iddialı yorumuyla yeniden hayat veriyor. Sevilen pop şarkıcısı, güzel enerjisi ve danslarıyla aynı zamanda son dönemde çok sık kullanılan bir Beşiktaş taraftar marşı olan şarkıya farklı bir yorum getirerek müzik kariyerindeki iddiasını sürdürmeyi hedefliyor.

Yapımcılığını Hayrettin Güneş’in üstlendiği Grand Müzik etiketiyle yayınlanan şarkının söz ve müziği Feyyaz Kuruş imzalı. Genel koordinatörlüğünde Selim Seven, dağıtım ve dijital pazarlamada sounderland bulunurken, şarkının düzenlemesi Caner Tepecik’e ait. Mix, mastering işlemleri ise Barış Büyük imzası taşımakta. İddialı klibin yönetmen koltuğunda Teoman Topcu oturuyor. Polat’a trumpette Tan Güven, perküsyonda Ömer Arslan, trombonda Can Yıldırım, saksafonda Muhammed Ali Günay eşlik ediyor.

Klip 17:00'de yayında.