Yazıya nereden başlasam bilemiyorum… En başa bir dönelim; Bir önceki sezonu 13. bitirmenin yüküyle birlikte sırtladı takımı Dursun Özbek, Metin Öztürk, Erden Timur ve yeni yönetim ekibi. Takımın başına da; futbolculuk döneminde başta UEFA Kupası olmak üzere sayısız başarı elde etmiş Okan Buruk’u getirdi. “Karşısında kurt hoca Jorge Jesus var yapamaz” dediler, yaptı! Neredeyse yepyeni bir kadro kuruldu. Zamanında İngiltere’de esip gürleyen Juan Mata ve Roma’ya Konferans Ligi aldırmış Zaniolo yedek kaldı düşünün öyle bir takım. Gomis’inden, Okan Kocuk’undan, Gaziantep’te son dakikalarda golü zorlayan Seferovic’inden Abdülkerim ve Nelsson’una kadar ismini sayamadığım her ismin bir tuzu oldu çorbada. Ama en çok onun oldu: Mauro Icardi. Türkiye’ye gelmesi neredeyse imkansız olan Icardi geldi, Süper Lig’i fethetti! Lucas Torreira’ya da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Melo’dan sonra gördüğüm en iyi liberoydu açık ve net. Icardi ne kadar konuşuluyorsa, onun da bu şampiyonlukta payı çok büyük. Şampiyonluğun öyküsünü tamamıyla yazmaya çalışsam sığmaz buraya. Yönetiminden, teknik ekibinden futbolcusuna kadar  u şampiyonluğun mimari olan herkesi tek tek tebrik ederim. Türkiye Cumhuriyetinin 100. Yılında şampiyon Galatasaray!