PANDEMİ DÖNEMİNİN OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLAR VE ERGENLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

 Pandemi nedeni ile 1,5 yıla yakın evde izole bir hayat süren öğrenciler, ders zilinin çalması ile okullarına ve arkadaşlarına kavuşmanın heyecanını yaşıyor. Okula ilk kez başlayan çocuklar ise dış dünyayı tanıyacakları önemli bir yolculuğa adım atıyor.

 Bu yolculukta, küresel salgının çocuk ve ergenler üzerinde bıraktığı etkilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu uzmanları, velilerin gözünden kaçabilen hastalıkların önlenmesi ve çocukların daha başarılı bir eğitim hayatı yaşayabilmesi için bazı sağlık kontrollerinin önemine de değindi.

Pandemi nedeni ile 1,5 yıla yakın  evde izole bir hayat süren öğrenciler, ders zilinin çalması ile okullarına ve arkadaşlarına kavuşmanın heyecanını yaşıyor. Okula ilk kez başlayan çocuklar ise dış dünyayı tanıyacakları önemli bir yolculuğa adım atıyor.

Bu yolculukta, küresel salgının çocuk ve ergenler üzerinde bıraktığı etkilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Pediatri Bölüm Başkanı Uzm. Dr. Nevin Aykol, yaşanan sorunları 3  başlıkta açıklarken, mutlaka uzmanlardan destek alınması gerektiğini belirtti:

▪  Gelişime etkisi; Her yaştaki çocuk ve ergenin bilişsel, soyal, ruhsal, fiziksel gelişimi için ev dışı ikili ve/veya grupsal  ilişkilere ihtiyacı vardır. Bilişsel gelişimi defter kitap,  öğretmen yolu ile anlatımın dışında çocuğun etrafından aldığı uyarılarla gördüklerini, dokunduklarını, deneyimledikleriyle de oluşur.  Örneğin doğadaki bir hayvana, bitkiye  dokunarak, onunla ilgili soruyu birilerine sorarak öğrenir. Sıcağı, yağmuru, karı, buzu görüp dokunarak deneyimler, onlar hakkında  sorular sorarak bilgilenir. Pandemide 1,5 yıla yakın bir dönem evde kalan 18 yaş altı çocuk ve ergenler bunlardan mahrum kaldılar.

Fiziksel olarak  çocuğun büyüyüp gelişmesi sadece beslenmesi değil  koşup zıplamasına, ağaca tırmanmasına, yüksekten atlamasına da bağlıdır. Çocuklar aylarca evde kalarak hatta ekran karşısında oturarak, sağlıklı gelişmesinin aksaması dışında kilo alma sorunuyla karşılaştılar. Ruhsal ve sosyal gelişim ise en çok etkilenen alan oldu. Çocuklar küçük yaşlarda hayatı önce evde anne-babalarının aracılığıyla, daha sonra da yaşıtları ve diğer çocuklarla kazandığı  ilişkiler aracılığıyla öğrenir. İkili ve grup etkinlikleri ve oyunları ile dış dünyayı tanırken kendi benliğini  tanımayı ve pekiştirmeyi öğrenir.

Özellikle ergenlik döneminde yaşıtlarıyla birarada olmak kimlik kazanım sürecinin olmazsa olmazıdır. Ergen, kendini arkadaşının ona bakışında, tutum ve tavrında bulur. Onun içindir ki bu dönemde arkadaş ilişkileri, anne-baba ile olan ilişkilerden daha çok önem kazanır. Spor, sanat etkinliklerinde yine bu dönemdeki kimlik oluşumunda etkilidir. İşte  1,5 sene gibi bir süre  evde kalmaları bu sürece sekte vurdu. Evdeki bilgisayar, akıllı telefon, sosyal medya araç gereçleri ile ikili ilişkilere kısmen girdikleri varsayılabilir ancak bu defa bunların komplikasyonu olan ekran, dijital oyun alışkanlıkları hatta bağımlılığı sorunu ile karşı karşıya kalındı.

▪  Başarıya etkisi: Uzaktan eğitimin etkilerine baktığımızda ve klinik örneklerden de yola çıkarak öğrenme pratiğinin yetersiz kaldığını söyleyebiliriz. En başta dikkat ve konsantrasyon sorunlarının arttığını, öğrenme, bilgi edinme, başarma motivasyonunun azaldığını hem çocuğun kendi bildirimi hem de ailenin gözlemlerine dayanarak söyleyebiliriz. Ayrıca özellikle ergenlerin lise eğitiminde olanların gelecekleriyle umut ve beklentilerinin zedelendiğine de sıklıkla tanık olduk.

▪  Ruhsal sağlığına etkisi: Sıklıkla evde kalınması ve az kişi ile ilişki kısıtlanması çocukları depresif, kaygılı, hırçın ya da çekingen olmaya, özgüven yitimine bağlı başarı düşüklüğüne ittiği görülüyor. Aile içi iletişim ve ilişkilerde de bazı olumsuzlukların örneğin ebeveyn-çocuk/ergen inatlaşmaları, aşırı müdahaleler ya da ihmallerin yaşandığı gözlendi. Özellikle ergenlik döneminde bu müdahaleler kaygı ve davranış bozukluklarını tetikleyebiliyor. Yine sportif aktivitelerin örneğin takım oyunlarının durması okul çağı ve ergenlik dönemindekileri olumsuz etkiledi. Tüm bunlar sağlıklı gelişimin yanı sıra sosyalleşmeyi, sosyalleşirken çocukların hayatı öğrenmesini, ergenlerin kimlik kazanım ve dürtü kontrolü süreçlerini aksattı.  Yaşadığımız pandemi dönemi çocuklarımızın gelişmelerini, ruh sağlığını beden sağlığı kadar hatta daha çok tehdit etti.

OTANTİK GÜZELLİĞİN ADRESİ 

Dış güzelliğin, iç güzelliğimizin bir yansıması olduğuna inanan AUTHENTIC BEAUTY CONCEPT, şimdi yeni çok amaçlı ürünleriyle #otantikgüzellik hareketiyle saçın ötesine geçiyor. Özenle seçilen saf içerikler ve zarif kokularla doğal güzelliğinizi öne çıkarmayı amaçlayan 3 yeni premium ürün, güzelliğe bütünsel bir yorum getiriyor. Silikon, mineral yağ ve paraben içermeyen, vegan* ve premium marka AUTHENTIC BEAUTY CONCEPT ile fotoğraf filtrelerine asla ihtiyaç duyulmayan, karakterimizle güzelliğimizi yansıttığımız bir dünya bizi bekliyor. 

“Saçın Ötesine Geçmek” zihin, beden ve ruhun birlikteliği anlamına geliyor; özenle seçilmiş içeriklerle ve dikkat çekici kokularla, kuaför salonlarında gerçekleştirilen, bireysel Memento servisleri ile sadece saçı değil, bütünsel güzelliğimizi etkiliyor.

YEŞİL BİR GELECEĞİN TOHUMLARINI ATIYOR!

IGORA ROYAL, daha güzel bir gelecek ve sürdürülebilir yarınlar için harekete geçti. Schwarzkopf Professional'ın renklerle özdeşleşen ve yeni sürdürülebilir ambalajlara sahip markası IGORA ROYAL’in E-cording işbirliği ile gerçekleştirdiği projesi ile doğaya daha yeşil yarınların tohumları atılacak. 

E-cording işbirliği ile daha yeşil Türkiye…

Sürdürülebilirlikte öncü olan, uzman saç boya markası IGORA ROYAL, yaşanabilir bir dünya vizyonu doğrultusunda, doğayı yeşillendirmek üzere çok özel bir proje başlattı: E-cording işbirliği ile gerçekleştirilen proje kapsamında, Schwarzkopf Professional iş ortağı salonlarında saçlarını IGORA ROYAL marka saç boyaları ile renklendirenler, yine aynı salonlarda konumlandırılan QR kodlarını telefonlarına okutuyor. Telefonlarında açılan ekrandaki sayfadan ise bir fidan tohumu seçiyor. Seçilen tohum, @ecordingmapp aracılığında bir ecodrone ile doğaya filizlenmesi için bırakılıyor. Böylece saçlarını IGORA ROYAL ile renklendiren kadınlar, ülkemizde doğanın daha yeşil bir renge bürünmesine yardımcı oluyor. Schwarzkopf Professional salonlarında saçlarınızı IGORA ROYAL ile renklendirerek, siz de bu girişimin bir parçası olabilir, ülkemizin yeşil bir geleceğe sahip olmasına katkı sağlayabilirsiniz. 

SAĞLIK TİCARET ARACI OLAMAZ

Estetik ve plastik cerrahi uzmanı olarak adını yaptığı işlerle her geçen gün daha fazla duyuran Op. Dr.Emre Üregen, “Sağlık ticaret aracı olmaz” açıklamasıyla dikkatleri üzerine topladı. İnsan sağlığı üzerinde çalışmalar yapan hekimlerin, yaptığı iş aynı zamanda para kazandığı iş olsa da, insan vücudunun ticaret aracı değil, sağlık ve mutluluk İle ayakta duran bir oluşum olduğu konusuna vurgu yaptı. Op.Dr. Emre Üregen, Estetik ve Plastik cerrahinin, insanların sağlık konularının yanında üzerindeki psikolojik baskıyı kaldırmakta etkili olduğunu savunurken ihtiyacı olduğuna inanmadığı hiçbir hastasına müdahale yapmadığını da vurguladı. “Biz Estetik Cerrahlar olarak, elbette ki hastamızın talebini detaylı dinlemek ve sonuç memnuniyeti için hastamızın hayal ettiğini gerçekleştirmek arzusunda olsak da, ekstrem sonuç beklentileri olan hasta adaylarını doğala yönlendirmek, yapılanın yeterliliği konusunda bilinçlendirmek ve bu konuda tabir yerindeyse frene basan taraf olmak zorundayız” açıklamasını yapan Üregen,  Son dönem medyada gündeme gelen ve gereksiz veya fazla müdahaleler sonucu mağdur olan kişilerin kendisini üzdüğünü de dile getirdi. Op. Dr.Emre Üregen, insan vücudu ve sağlığını bir ticaret aracı olarak görmeden işlem yapmak, biz hekimlere yakışandır ifadesinde bulundu. Örnek vermek gerekirse, fazlaca dolgu madde enjeksiyonuyla doğallıktan uzak, ekstrem büyütülmüş dudaklar, birbirine benzetilmiş yüz hatları maalesef başarısız sonuçlar doğururken, hastayı doğru bilgilendirip gerekmiyorsa, fazla olacaksa o işlemi yapmamak gerektiğini anlatmanın maddiyattan daha önemli olduğunu belirtti. Estetik ve Plastik cerrahi konusunda en önemli konunun güven ve güveneceğiniz kişinin mesleğine bakış açısı olduğunu da sözlerine ekleyen Üregen, sağlık ve özellikle Estetik Sektörünün ülkemiz için de önemli bir gelir kapısı ve bir turizm kaynağı görülmesinin yadsınamaz bir gerçek olduğunu belirtirken, “işimize ufak hesaplarla ihanet etmeyelim, etik olup günün sonunda başımızı yastığa rahat koyabilelim”  çağrısında bulundu.

Okul zamanı Homend ile kahvaltılar daha da keyifli olacak!

Okul sabahlarında çocuklarınızı uyandırmak artık çok kolay olacak. Mutfaktaki en büyük yardımcınız Homend’in tost makinesi, ekmek kızartma makinesi ve blender setleri ile hazırlayacağınız keyifli kahvaltıları kaçırmak istemeyecek olan çocuklarınız, erkenden sofrada yerini alacak, leziz bir kahvaltının ardından enerjik ve zinde bir şekilde okul yolunu tutacak. 

ÇOCUĞUNUZUN ÖNÜNDE TARTIŞMAYIN !

Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Evlilikle birlikte artık çift olarak devam ettiğiniz hayatınıza küçük bir bireyinde katılmasıyla artık ilişkilerinizde daha da dikkatli olmanız gerekiyor demektir.Özellikle eşinizle kavga ederken bu davranışların çocuğunuzun üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkilerini mutlaka düşünmelisiniz.

Çocuğa yapılan en büyük kötülüklerden biri, mutlu bir anne babanın olduğu ortamın çocuğa sağlanamamasıdır. Çünkü anne babanın olduğu ev, çocuk için güvenli alandır. Çocuk güvenli alan olarak yaşamını sürdürdüğü ev ortamında güven duygusu yerine korku ve kaygılar ile büyürse o çocuktan sağlıklı bir ruh yapısı ve sağlıklı bir kişilik örüntüsü beklenemez. Dolayısıyla eşler arasındaki ilişkiden en çok anne babalık rolü etkilenir.

Bilmelisiniz ki çocuğunuzun yanında eşinizle tartışmaya başladığınızda;

-Mutlu bir anne baba profili görmek isteyen çocuk, anne babasını mutsuz gördüğü için o da mutsuz olur.

-Mutlu bir evliliğin devamı için eşler arasındaki bağın güçlendirilmesi gerekirken bu bağ sürekli yaptığın tartışmalar ile zayıflar ve anne/baba rolün de bundan olumsuz etkilenmiş olur.

-Çocuk nezdinde anne/baba otoritesi de tartışmadan zarar gördüğü için çocuğa tesir gücün azalır.

Şöyle düşünün;

“Bir tarafta anne mutsuz, bir tarafta baba mutsuz. Yaşam alanın huzursuzluğun ve gerginliğin olduğu bir atmosferin içinde. Çocuğun güven ve sükunet bulması gereken yuvasında ne bir hoş sohbet, ne bir kahkaha, ne de bir keyifli ortam yok. Hatta gelip geçici bir misafir bile böyle bir ortam içeren bir eve ziyarete gitmekten haz duymaz. Zira negatif duygu enerjinizin yansıması o evdeki herkesi mutsuz hissettirir. Misafir bile bir kaç saatliğine bu kasvetli ortama belki sabredemezken düşün ki çocuğun her gün bu ortamda bulunmak ve bu tartışmalara maruz kalmak zorunda.”