Son dönemde akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla çok fazla gündeme gelen telefonda yapılan gizli ses kayıtlarının hu

Son dönemde akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla çok fazla gündeme gelen telefonda yapılan gizli ses kayıtlarının hukuka uygun olup olmadığı konusu, hukuk camiasında tartışılmaya devam ediyor. Özellikle ceza yargılamaları ve aile hukuku davalarında özellik arz eden gizli ses veya görüntü kayıtları, ancak belli şartların varlığı halinde mahkemeler tarafından hukuken geçerli kabul edilip yargılamada hükme esas teşkil edebiliyor. Aynı şekilde bu kayıtlar ceza hukukunda yargılamanın yenilenmesi için de delil olarak kullanılabiliyor.


Günlük hayatta daha çok rüşvet, hakaret, tehdit, taciz ve şantaj gibi suçlarla ilgili durumlarda mağdurlar tarafından veya boşanma davalarında eşlerin telefonla yaptığı gizli kayıtlarda yaşanan tartışmalarla gündeme gelen konu ile ilgili olarak Yargıtay tarafından verilen önemli kararlar bulunmaktadır.


Amaç gerçeğe ulaşmak


Yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 217. maddesinin 2. fıkrasına göre şüpheli veya sanığa isnat edilen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu hükümden ve bu hükmün mefhum-u muhalifinden de anlaşılacağı gibi; hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin ceza muhakemesinde kullanılması yasaktır. Fakat ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğe ulaşmak olduğu için, Yargıtay içtihatlarında da kabul edildiği üzere, istisnai bazı durumlarda, telefonda veya ortamda gizli olarak yapılan ses veya görüntü kayıtları hukuka uygun delil olarak değerlendirilmektedir.


Yargıtay Ceza Daireleri ve Ceza Genel Kurulunun bu hususta dikkat ettiği en önemli kriter, kişinin kendisine veya bir yakınına karşı işlenen suçla ilgili olarak başka türlü delil etme imkânının bulunmaması hâlidir. Bu nokta bir Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında: “Söz konusu kayıtlar bir başkasının özel hayatına müdahale niteliğinde olmayıp kendisine karşı işlenen veya işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kayıt elde etme imkânının bulunmaması ve yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması hâlinin hukuka uygun elde edilmiş delil olduğu” ifade edilmiştir.


Tuzak kurulmamalı


Habersiz yapılan ses kayıtlarının hukuka uygun sayılabilmeleri için gerekli olan diğer önemli bir husus da söz konusu kayıtların tesadüfen-ani gelişen bir konuşmaya ilişkin olmaları şartıdır. Yüksek Mahkeme; hukuka aykırı olarak önceden hazırlık yapılarak ve tuzak kurularak elde edilmiş delilleri kabul etmemektedir. Yargıtay incelemesine konu olan bir uyuşmazlıkta, eşinin hakaret ve tehditlerini gizlice ses kaydına alan kadının elde ettiği deliller, "ani gelişen hâllerde ses kaydının hukuka uygun olduğu" gerekçesiyle hukuka uygun kabul edildi.


Yargıtay 18. Ceza Dairesinin emsal nitelikteki kararında mağdur eş tarafından elde edilen kayıtların Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 135.maddesi (iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması) kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulanarak, şu tespitlere yer verildi: "Söz konusu kayıtlar bir başkasının özel hayatına müdahale niteliğinde olmayıp kendisine karşı işlenen veya işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kayıt elde etme olanağının bulunmaması ve yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun elde edilmiş delil olduğu gözetilmeden, katılan tarafından sanığın tehdit ve hakaret içerikli sözlerinin kayda alındığı CD’nin hukuka aykırı delil olarak değerlendirilerek sanık hakkında beraat kararı verilmesi kanuna aykırıdır.”