Gençlik dönemi açık denizde bir sandalda olmaya benzetilebilir. Kimi zaman sakin, kimi zaman dalgalı bir dönemdir. Önemli olan bu dönemde az hasar almak, ya da onarılmayacak hasarlar almamaktır. Tabiki bunun için biz yetişkinlere çok iş düşmektedir.
Öncelikli olarak onların bir birey olma çabalarını ve yöntemlerini izlemek önemlidir.Yanlış olduğunu düşündüğümüz yerlerde onunla bir birey gibi, nasihat vermeden, fikrimizi paylaşmak önemlidir. Unutmayalım ki bu dönemde çocuklarımızın omuzlarında inanılmaz bir yük vardır. "Yediği önünde, Yemediği arkasında", her istediği oluyor, şımarıklık yapıyor gibi düşünceler, aslında bizim kendi yetiştirme tarzımızı gözden geçirmemiz gereken bir durumdur. Bu tarzda düşünmek onları bize yaklaştırmayacak aksine bizden uzaklaştıracaktır. Bu süreçte dikkatli olmak ve onunla iletişimi korumak önemlidir. Bilgi edinme yolları konusunda destekleyici olmak gerekir. Bu dönemde madde kullanımı, intihara meyil, başkalarına özenerek yapılan birtakım davranışlar ile karşılaşılabilinir.O yüzden baştan beri çocuğumuzla kurduğumuz pozitif ve destekleyici tutum işe yarayacaktır. Soğuk, mesafeli ve katı tutumlarla kurduğumuz bir ilişki varsa, bu dönemde ona ulaşmak daha da zor olacaktır. Bu gibi durumlarda da rol model teşkil eden bir öğretmeninden ya da lider gibi kişilerden yardım isteyebiliriz.Gençlik dönemi normal bir süreç gibi görünse de iyi idare edilmesi ve iyi şekillendirilmesi gereken, erişkinlik öncesi bir dönemdir. Onların bu dönemden olgunlaşmış, hayata hazır çıkmaları için aile, okul, sosyal çevre, medya ve mevcut yönetim sistemi olarak hep birlikte el ele çalışmalıyız. Çünkü geleceğimiz olan bu gençleri anlamak ve sorunları konusunda destek olmak, çözümlerde yardımcı olmak, daha güçlü bir toplum olmamızı sağlayacaktır. Unutmayalım ki bugünün gençleri geleceğin anne babaları, öğretmenleri, yöneticileri, hukukçuları, sanatçıları, mühendisleri, vs. olacaklardır. Eğitim sorunları, işsizlik, toplumsal kaygılar, ekonomik sıkıntılar, bu gençlere yüklenen beklentiler sadece onların tek başına aşması gereken sorunlar değildir.
Sonuç olarak günümüz gençliği birçok potansiyele sahip olmasının yanı sıra çeşitli zorluklarla da karşı karşıyadır. Değişen dünya şartlarında Genç olmak her dönem gibi zorlayıcı bir dönemdir. Büyürken tuttuğumuz el, ne kadar büyüse de yanında olarak, onları severek, değer vererek, anlayarak, refah, mutlu, eğitimli bir gelecek sağlayabileceğimizi unutmamalıyız. Bugün gençlerimize yatırım yapmak, yarının başarılı toplumlarını inşa etmek anlamına gelir. Gençlerin enerjisi, tutkusu ve potansiyeli toplumları ileriye taşıyan bir güçtür...