Ömür dediğimiz ne kadar uzun geliyor. Aslına bakarsak o kadar da uzun değil ve bir sonu var. Yıldızların bile bir karadelik olup yok olduğu evrende insan hayatının kısa olduğunu kıyaslayabiliriz.
Hayatı ertelememek gerekli o yüzden de. Ne varsa şu an söylenmeli ve yapılmalı. Yarının ne getireceği ya da götüreceği belli değil çünkü.
Hayatın bize uzun gelmesi sadece bir yanılsama ve hayatın koşturmacasında fark da etmediğimiz bir şey.
“Şunu da atlatayım.”, “Bu da bitsin.” Derken bir bakmışız ki sona doğru yaklaşmışız.
Önemli olan yaşarken neler yaptığımız aslında, kısalığı veya uzunluğu değil. Ne hedeflerimiz ne hayallerimiz vardı ve ne kadarı gerçekleşti sorusuna yanıt verebilmek önemli. Yoksa günlerin arka arkaya anlamsızca geçmesi bir anlam ifade etmiyor.
Her hayat değerli fakat dünyadan hep bir şeyler isterken, biz ne verdik insanlığa ve dünyaya; buna da bir bakmak gerekli.
Yaşamın içine neler sığdırabildik ve belli bir amaç için mi yaşadık önemli bir yer edinmeli havsalamızda.
Belki de bir iz bırakmak gerekli dünyada. Hayatımıza bir değer katmalı ve yaşam sona erdiğinde iyi anılmalı.
Çoğu insan sonunu düşünmez ama sonunu düşünmeyen de bir amaç edinemez. Öylesine yaşar ve kendinden geriye bir şey bırakmaz.
Anlam kazandırmalı ömre. Çokça vaktimizin olmadığını bilmeli ve “Hayat kısa bir an.” diye düşünerek yaşamalı.