İnsanız, yaratılmışız ve yaşıyoruz, yaşadığımız sürede neleri yapabilir neler için mücadele ederiz. İnsan, yaşadığı sürenin sınırlı olması hasebiyle her hevesini hayata geçiremeden bu dünyayı terk eder. İnsan ölümlüdür, normal bir hayatın seyri sonrası ölüme “ecel” deriz. İnsan hayatını sona erdiren sadece ecel mi ya da afetler, kazalar, hastalıklar mı? Ecel bazı düşünce şekillerinde tümünü kapsar bazıları ise yaşam süresinin sona ermesi ve ilahi bir plan neticesinde yaşam süresinin bitmesidir. İnsan ne tür eğitim, öğretim kazanımlara sahip olursa olsun yaşam süresi içerisinde tüm arzuladıklarını, ideali olanları, heves ettiklerini yapamaz, bazılarına başlayamaz bazıları ise yarım kalır.

..

"Madam Hayganuş'un kocası Agop ölmüş.

Hayganuş çok üzgün. Sevgili kocasının mezarının başında oturmuş ağıt yakıyor.

Komşuları, arkadaşları da elleri önlerinde bu dramatik anı saygı içinde sessizce izliyorlar.

Hayganuş'un kocası Agop'a yaktığı ağıt herkesin gözlerini yaşartıyor:

‘‘Ah Agop efendi ah... Sen ne güzel, ne alim adam idin...

Fransızca bilir idin...

İngilizce'yi, Alamanca'yı fevkalade konuşur idin...

Sen edebiyattan, fizikten, kimyadan, riyaziyeden çok iyi anlar idin...

Şiir bilem yazar idin...''

İzleyenler suskunluk içinde bekliyorlar, ama ölçüyü kaçıran Hayganuş'un Agop'a sıraladığı övgüler bir türlü bitmek bilmiyor.

Artık biri dayanamıyor ve patlıyor:

‘‘Yahu Madam Hayganuş, amma da büyüttün ha!.. Agop'u hepimiz tanır idik. Rahmetli hiç de dediğin gibi bir adam değil idi.

Mesela, Fransızca filan bilmez idi. Şiir de yazmaz idi. Az biraz okuması, yazması var idi. Hepisi o kadar...''

Madam Hayganuş, komşusunun bu sözlerini duyunca hemen ağlamasını kesmiş ve başını kaldırarak gururlu bir sesle şöyle yanıt vermiş:

‘‘Olsun... Heves eder idi.''

..

İstek ve ideallerimizin yaşarken gerçek olması hayata geçmesi için en önemli etken mücadeledir. Kişisel düşüncelerimiz, bireysel ajandamız vardır ki, tüm ayrıntılarını da içeriğini de sadece kendimiz biliriz. İnsanın dile getirdikleri ile yaşamak istedikleri her zaman birebir aynı değildir. İnsanlar arasında farklılıklar olsa da her insan ketumdur, gizemlidir, söyledikleri ve yaptıkları farklıdır. Farklılık insanın kendisine ya da çevresine değişken yapısından kaynaklı olabilmesi de ihtimal dâhilindedir. İnsanın düşündüklerini hayata geçirememesi, gerçekleştirememesi, bir kısmını ya da çoğunluğunu yaşayamaması dünyanın, hayatın sunduklarında ki değişkenlik plan program dışı yaşama zorunluluklarının içerisinde saklıdır. Binaenaleyh insanın yaşam süresi boyunca gizemi, sırları, ütopik düşünceleri vardır ki, hayatın kendi içerisine saklı gizem, sır, ütopik oluşum, gelişim, değişim hallerinin katrilyonda biri değildir. İnsanın yaratılışında sahip olduğu akıl işlenip kullanım seviyesi artırıldığında hayatın sundukları ve sunacaklarına, değişim, gelişim, ütopik oluşturacaklarına dair de bir öngörünün sahibi olur.

Heves; 1.bir şeye karşı duyumsanan istek, eğilim, arzu. 2.gelip geçici istek. İdeal; 1.ülkü 2. ancak düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstünlükleri kendinde toplayan. Yaşadığımız süre boyunca heveslerimiz ile yapmak istediklerimizi birbirinden ayırt edebilmemiz ayırabilmemiz mücadeleci yapımızla, müdahili olduğumuz aile, toplum, kazanımlarımız, aldığımız eğitim, öğretimle ve karakterimizle birebir etkileşimdedir. Düşündüklerimiz ve hayata sunduklarımız ise kişiliğimizle, mücadele ruhumuzla, hareket ve dinginliğimize pompaladığımız enerji ile alakalıdır.