“Kendi halimiz!” diye bir yer var ve herkes orada çok mutlu. Kimseye zararı olmadan, kimseden bir şey beklemeden yol almaya deniliyor belki de.

İnsan sosyal bir varlık olsa da bazen de kendine kalmak istiyor. Dışarının gürültüsünün kalbinizden geçenleri bastırmaması için biraz da kendi haline kalmalı insan.

Ne halimiz varsa gördük zaten. Biraz da kendimize yönelelim. Hayatın neresindeyiz, nereye kadar sürer böyle ya da aklımızdaki binlerce soruya yanıt aradığımız yerdir aynı zamanda kendimiz.

Önce kendini bilmeli insan komşunun tavuğuna bakana kadar. Kendi hali nicedir bir ölçüp tartmalı. Kendi kabuğuna çekilmek deyimi de buradan geliyor olmalı.

Hayat koşturmacasında en çok kendimizi ihmal ediyoruz, bu da içsel dünyamızı etkiliyor nihayetinde.

Dışa dönük olsak da kendi gelişimimiz için de zaman ayırmalıyız. Hayat devam ettiği sürece öğrenecek çok şey var ki dünyamız hızla çağdan çağa geçiyor; yetişmek bile mesele.

Kendimizin ne zaman farkında olursak o zaman içsel ve yetenek olarak gelişimimiz o kadar erken başlayacaktır.

Hayat sonuçta bir kendini gerçekleştirme sürecidir. Aslında çoğu insan kendini arar yaşam yolculuğunda.

Kim olduğunu, ne seviyede olduğunu, nerede durması gerektiğini vs. gibi bir dolu hesaplaşması vardır kendi kendiyle.

Nereye, ne zamana ve nelere ait olduğunu da bu ‘kendi halinde’ ki süreçte keşfedecektir. Bunun içinde geriye dönüp kısacık yaşamlara neler sığdırıldı, daha neler sığdırılabilir bakılmalıdır.

Kendimizi haricindeki dünya ile ne kadar ilgileniyorsak, çok daha fazlasını kendimize ayırmamız gerekli. Mesele sırf hatırı var diye motivasyon saatinizden çalınmamalı ya da en verimli olduğunuz zamanlar iyi kullanılmalı.

Sonuç olarak kendine haline dönemeyen, hayata yönelemez!