1930’lu yıllarda Anadolu’da doğan merhum ve merhume anne ve babamın babaları 1890’larda şu anda Bulgaristan sınırları içinde kalan Osmanlı bakiyesi topraklarda doğmuşlar. Dolayısıyla “muhacir” dediğimiz pek çok aile gibi benim de anne ve baba tarafından geriye doğru şecerem konusundaki bilgilerim birkaç nesilden öteye geçmiyor. Onlar da 40 sene önce 80 küsur yaşında vefat eden dedeme sorarak edindiğim bir takım şifahi bilgiler. Ne yazık ki elde herhangi resmî bir kayıt yok. Dört beş asır öncesine uzanan şecereleri belli bazı köklü Osmanlı aileleri belki de bu sebeple beni hep ilgilendirmiştir.

BİR VEFAT İLANI

Böyle bir giriş yaptıktan sonra geçtiğimiz günlerde gazetelerde yayınlanan bir vefat ilanını hatırlatmak istiyorum:

Merhume Prenses Vicdan Moralı ve Merhum Naci Ali Moralı’nın kızları, Merhum Selahattin Ali Moralı’nın ablası, Merhum Ömer Kavur’un annesi Abbase Sina Moralı, 9 Aralık 2020 günü Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 11 Aralık 2020 Cuma günü Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecektir.

Bu ilan her ne kadar iki cümleden ibaret gibi görülse de zikredilen şahısların kökleri, özellikle Abbase Sina Moralı’nın anne tarafından, asırlar öncesine uzanan meşhur şahsiyetlere bağlanmaktadır. İsterseniz gelin 97, bazı kayıtlara göre 99 yaşında vefat eden Abbase Sina Hanımefendi’nin önce yakın akrabalarına sonra da atalarına bir bakalım ve tarih sayfalarında bir gezinti yapalım.

Adile Sultan, Damad Salahaddin Ali Beyefendi ve kızları Nilüfer Hanımsultan (1918)

HANIM’IN EVLİLİKLERİ

Abbase Hanım üç evlilik yapmıştı ki eşlerinin üçü de dışişleri görevlisiydi. İlk eşi İbrahim Şadi Kavur 1955-1973 yılları arasında Türkiye’nin Belgrad, Stockholm, Dakar ve Lizbon büyükelçiliklerinde bulunmuştu. İkinci eşi Tevfik Kazım Kemahlı da yine 1953-1966 yılları arasında Sofya, Cakarta, Taypey ve Rabat büyükelçiliği yapmıştı. Üçüncü eşi Ali Abdüssettar İksel 1954-1961 yılları arasında Atina ve Bonn büyükelçiliği yaptıktan sonra 1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi’nden İzmir milletvekili olmuştu. 1976’da vefat eden İbrahim Şadi Bey’in babası Giritli Kavur-zâde ailesinden Hüseyin Celal Bey, Sultan Reşad ve Sultan Vahideddin devirlerinde Basra, Diyarbakır, Bağdat ve Edirne valilikleri yapmıştı. Ahmed Kazım Paşa’nın oğlu Tevfik Kazım Bey 1987’de, Settar Bey 1985’te vefat ettiler.

Abbase Hanım’ın İbrahim Şadi Bey’den tek çocuğu, film yapımcısı, yönetmeni ve senaristi Celal Ömer Kavur Alfa Film’in sahibiydi. 2005 yılında 61 yaşında vefat etti. 1981’de, Hümeyra olarak bilinen şarkıcı, söz yazarı, besteci ve oyuncu Fatma Hümeyra Akbay’la evlenen Kavur’un çocuğu olmamıştır.

BABA TARAFI

Abbase Hanım’ın babası Miralay Naci Ali Moralı, Kadıköy belediye başkanlarından Moralı Mehmed Ali Bey’in oğludur. Bunun babası Müşir Moralı İbrahim Paşa Tripoliçe, Mora doğumludur ve 1821’de Mora’da patlak veren Yunan isyanında kurtarılıp 3 yaşında İstanbul’a getirilmiştir. 1877-1878 yıllarında Sultan II. Abdülhamid Han’ın bahriye nazırı olan Paşa, 1876’dan 1889’da vefat edene kadar Meclis-i Âyan üyesi olarak kalmıştır.

Moralı İbrahim Paşa’nın babası Ayetullah Bey onun da babası Tahir Bey’dir. Bunun babası Müderris Abdurrahman Efendi Tripoliçe’de Cerrahî tekkesi açarak şeyhliğini yapmıştır. Bunun babası Yahya Efendi, İstanbul Karagümrük’teki Cerrahî tekkesinin şeyhiydi. 1769’da vefat ederek tekke haziresine defnedildi. Şeyh Yahya Efendi’nin babası Müderris Abdürrahim Selamet Efendi idi ki 1714’teki Mora Seferi’nde ordu şeyhi idi. Bunun babası bahriye beylerbeyilerinden Abdurrahman Paşa 1670’lerde vefat etmiştir. Bunun da babası Bahriye Beylerbeyisi Kastamonulu Koca Memi Paşa’dır ki 1640’ta cami ve medrese yaptırdığı Ağrıboz’da vefat etmiştir. “Mehmed” veya “Mehemmed” nasıl ki Peygamber Efendimizin ismi “Muhammed”in Osmanlılardaki söyleniş şekli ise “Memi” de Mehmed adının Türk denizcilerince kullanılagelmiş biçimidir.

ANNE TARAFI

Abbase Hanım’ın annesi Vicdan Nesibe Hanım Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı’ndan bir prensesti. Babası Prens Mehmed Abbas Halim Paşa (ö. 1935) 1913’te Bursa valisi, 1914’te ağabeyi Sadrazam Prens Mehmed Said Halim Paşa kabinesinde nafia nazırı oldu. İttihatçılara mali yardımda bulunduklarını bildiği için gizli İttihat ve Terakki üyesi bu iki zengin Mısır prensine Sultan II. Abdülhamid Han’ın teveccühü yoktu. Abbas Halim Paşa’nın babası, 1805-1849 yılları arasında 44 sene Mısır valisi olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğullarından Mehmed Abdülhalim Paşa’dır. 1894’te vefatına kadar 26 sene İstanbul’da yaşamıştır. Şûra-yı Devlet üyesi olup ressam ve müzisyendir. Mezarı Çemberlitaş’ta Sultan II. Mahmud Han Türbesi haziresindedir. Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın babası İbrahim Paşa Kavala Kalesi muhafızı idi. Bunun babası Osman Ağa Edirne’den gelip Kavala’ya yerleşmiştir. Bunun da babası İbrahim Ağa 1700’e doğru Konya’dan Edirne’ye hicret etmiştir.

Prenses Vicdan Nesibe Hanım 1966’da vefat ederek Sahrayıcedit Mezarlığı’na defnedilmiştir. Annesi Prenses Fahrünnisa Hadice Hanım, ikinci Mısır Hıdivi Mehmed Tevfik Paşa’nın kızıdır. Tevfik Paşa 1879-1892 yılları arasında hıdivlik yapmıştır. Bunun babası İsmail Paşa 1863-1866 arası Mısır valiliği, 1866’dan 1879’a kadar da Sultan II. Abdülhamid Han tarafından görevden alınmasına kadar 13 sene Mısır hıdivi olmuştur. Hıdiv İsmail Paşa’nın babası, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın büyük oğlu Kavalalı İbrahim Paşa’dır. 1816’da Vehhabilere karşı Necid’de serdar yapılmıştı. Babasından önce 1848’de vefat etti.

Prenses Fahrünnisa Hadice Hanım’ın annesi Prenses Emine Necibe Hanım’dır ki İbrahim Hami Paşa’nın kızıdır. Bu Paşa Mısır Valisi I. Abbas Hilmi Paşa’nın, bu da Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğullarından Tosun Paşa’nın oğludur. Prenses Emine Necibe Hanım, Mısır Hıdivi II. Abbas Hilmi Paşa’nın annesi olduğu için İstanbul’da “Valide Paşa” veya “Valide-i Hıdiv” unvanlarıyla anılmıştır. İbrahim Hami Paşa Sultan Abdülmecid Han’ın kızlarından Münire Sultan ile de evlenmiştir. 24 yaşında İstanbul’da vefat etmiştir.

Osmanlı Devleti 1914’te İttifak devletlerinin yanında I. Dünya Harbi’ne girince İngiltere Mısır’ı ilhak etti. Osmanlı taraftarı Hıdiv II. Abbas Hilmi Paşa’yı azlederek amcası Hüseyin Kâmil Paşa’yı sultan ilan etti. Abbas Hilmi Paşa Türkiye vatandaşı olarak yaşamış, Emirgan Korusu’nu İstanbul Belediyesi’ne bağışlamış, 1944’te vefat etmiştir. Oğlu Muhammed Abdülmün’im, Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Ömer Faruk Efendi’nin kızlarından Fatma Neslişah Sultan’la evlenmiştir. Bunun çocukları Sultanzade Prens Abbas Hilmi Beyefendi ve Prenses İkbal Hanımsultan İstanbul’da yaşamaktadır.

Prenses Vicdan Halim Moralı Tablosu (İbrahim Çallı-1932)

AMCASI VE HALALARI

Abbase Hanım’ın amcası Salahaddin Ali Bey, 1914’te Sultan V. Murad Han’ın oğlu Şehzade Mehmed Salahaddin Efendi’nin kızı Adile Sultan ile evlenmişti. Ancak bahtsız damad 1918’de 33 yaşında vefat edecek ve 2 yaşındaki kızı Nilüfer Hanımsultan yetim kalacaktır. Osmanlı Hanedanı’nın vatandan çıkarıldığı 1924 Mart’ında sürgün listesinde olan anne kız önce Budapeşte’ye sonra Nice ve Paris’e gideceklerdir. Nilüfer Hanımsultan 1931’de Nice’te Haydarabad Nizamı’nın oğlu ile evlenmiş, 20 yıl süren bu evliliğinden çocuğu olmamıştır. Adile Sultan 1973’te, Nilüfer Hanımsultan 1989’da Paris’te vefat edip Bobigny Müslüman Mezarlığı’na defnedildiler.

Abbase Hanım’ın halası Hasene Mazlume Hanım’ın eşi Hüseyin Salah Cimcoz’dur. Selanik Valisi Yenişehirli İbrahim Paşa’nın torunu olan Salah Bey 1914-1919 arası Osmanlı Mebusan Meclisinde, 1931-1946 arası da TBMM’de İstanbul milletvekili idi. Kızlarından Emel Hanım 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’le evlenmiştir.

Diğer halası Melek Hanım, 1941-1950 yılları arasında Lizbon, Budapeşte, Brüksel ve Kahire büyükelçilikleri yapan Ali Şevket Fuad Keçeci’nin eşiydi. Keçeci’nin babası, Şûra-yı Devlet üyesi Reşad Fuad Bey, Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa’nın torunu, annesi Behiye Hanım ise Sadrazam Tunuslu Hayreddin Paşa’nın kızıydı.

OSMANLI HANEDANI İLE DİĞER BİR BAĞ

Abbase Hanım’ın babaannesi Aliye Hanım, Moralı İbrahim Paşa’nın kardeşi Ahmed Celaleddin Bey’in kızıydı. Yani Aliye Hanım amcazadesi ile evlenmişti. Diğer amcazadesi Rabia Adeviye Hanım ise Moralı Abdurrahman Sami Paşa ile evlenmişti ki halası Saliha Hanım’ın oğluydu. Bunun babası Tripoliçe Cerrahî tekkesinin şeyhi Ahmed Necib Efendi, 1821 Yunan ihtilalinde şehit olmuştu. Bunun babası yine Tripoliçe Cerrahî şeyhi olan Abdülbaki Efendi’dir ki yukarıda bahsi geçen Moralı İbrahim Paşa’nın dedesi Tahir Bey’in kardeşidir.

Abdurrahman Sami Paşa 1821 Yunan ihtilalinde üç yıl esir kaldıktan sonra Kahire’ye gelerek Kavalalı Mehmed Ali Paşa’ya vali yardımcısı olmuştur. Daha sonra Trabzon, Vidin ve Edirne valiliği yapmış, 1876’dan 1881’de vefat edene kadar Meclis-i Âyan üyesi olarak kalmıştır. Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyanında o da devlete silah çekmişti. Ali Suavi’yi Sultan II. Abdülhamid Han’a karşı kışkırtanlardandır. Mezarı Çemberlitaş’ta Sultan II. Mahmud Han Türbesi haziresindedir.

Abdurrahman Sami Paşa’nın üç eşinden 12 çocuğu oldu. Oğullarından biri Evkaf, ticaret, maarif ve maliye nazırlıklarında bulunmuş Abdüllatif Subhi Paşa’dır. Diğer bir oğlu Ahmed Necib Paşa’dır ki Sultan ehmed Vahideddin Han’ın anne bir kardeşi Mediha Sultan ile evlenip Osmanlı Hanedanı’na damad olmuştur. Şûra-yı Devlet üyesi Ahmed Necib Paşa 1885’te tifodan vefat etti. Mediha Sultan 1886’da Mehmed Ferid Paşa ile evlendi. 1919-1920 yıllarında beş hükûmet kurarak 13,5 ay kadar sadrazamlık yapan Paşa 1922’de eşi Mediha Sultan ve üvey oğlu Sultanzade Abdurrahman Sami Beyefendi ile birlikte Nice’e gitti. Paşa 1923’te Nice’te vefat etti. Mediha Sultan ve oğlu 1924 Mart’ındaki sürgünde listesinde olduklarından bir daha vatana dönemediler. Sultanzade Abdurrahman Sami Beyefendi’nin iki oğlundan torunları ve bunların çocukları Londra’da yaşamaktadırlar.

İLM-İ ENSAB (SOY BİLİMİ-JENEALOJİ)

Bu kadar isim saydıktan sonra kafanızın iyice karıştığının farkındayım. Bunları yazmamdaki bir amacım da bu topraklardaki son Türk devleti olan Türkiye’nin yerden bitmediğini, tarihinin 1000 yıl önce başladığını, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin devamı olduğumuzu anlatmaktır. Böyle şanlı bir geçmişi, şu anda dünyada bulunan pek çok ülkenin vatandaşları rüyalarında bile göremezler. Bu tarihle ancak gurur duyulur.

Yukarıda yazdıklarımdan anlayabileceğiniz gibi sadece bir kişiden bile yola çıkarak kan bağı veya evliliklerden doğan hısımlıklarla neredeyse bütün Türkiye’yi birbiriyle ilişkilendirmek mümkündür. Abbase Hanım’ın ailesiyle doğrudan veya dolaylı ilgili şu soyadları, ne demek istediğim hakkında sanırım bir fikir verecektir: Kavur, Moralı, Akbay, İksel, Kemahlı, Cimcoz, Keçeci, Barşal, Aral, Korutürk, Arzık, Erkin, Baltalimanlı, Tanrıöver, Kocamemi, Kocareşit, Çeyrekbaşı, Cenani, Fesçi, Yazıcı, Türker, Törün, Özbekkan, Özbekhan, Danişmend, Danışman, Bozcalı, Bozcaadalı, Bayındırlı, Nayman, Üstündağ, İsfendiyar, Özer, Aksoy, Uzdil, Berk, Ongun, Uras, Birgi, Günöy, Gürel, Tekeli, Bilhan, Davran, Kaya, Erbel, Ecevit, Okday, Kuntay, Kulin, İpar, Aşkın, Taşkent, Baykent, Abacıoğlu, Tilav, Ateş, Roa, Tayfur, Taygun, Benson, Celaloğlu, Küneralp, Ayaşlı, Bağana, Moran, Tanman, Tarzi.

Hatta ben bile ucundan kenarından, zorlamayla da olsa bu aileyle bir ilinti kurabilirim. Hadi gelin deneyelim. Gelinlerimden birinin babaannesi Mübeccel Hanım’ın teyzesi Feride Hanım’ın oğlu Erdoğan Bey’in damadı Ahmet Ertuğrul Bey’in amcası Şemsettin Bey’in gelini Hande Hanım’ın eniştesi Ahmet Kerim Bey’in dedesi, Abbase Hanım’ın ikinci eşi Mehmet Tevfik Kemahlı’dır. Nasıl beğendiniz mi?

Yazımı yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’den bir âyet-i kerîme mealiyle bitiriyorum: “İnsanı sudan yaratıp onu soy ve evlilik bağlarıyla büyük bir nesil hâline getiren de odur. Senin Rabbinin gücü her şeye yeter.” (Furkân, 25/54).