Karma hayatın gerçeğiydi; düşündüğünüzü mıknatıs misali çekiyorduk, enerjimiz bizi resme yerleştiriyor ve bizim orada şekil almamızı sağlıyor. Sırf bu yüzden bu resme dışardan bakıp enerji ile özdeşleşip benimsememiz gerekiyor. Ancak bu sayede potansiyelimizi algılarız. Kullanmadığımız hiçbir ürünün verimini bilemeyiz. Beyin de tam olarak böyledir. Ne kadar etkili kullanılırsa, o kadar verimli sonuçlar verir.
Beyin tahmin edilenin aksine aptaldır, verileri öylesine hızlı alır ki işleyip uygulamaya soktuğunda şaşırtıcı bir şekilde kabul ettirir; çünkü daha en başında bilinçaltı düzeyinde onaylatmıştır. İnsan olmanın maksadı da burada başlar. “Neden varım?” sorusunu sormalı; çünkü kendi iç sesini duymayanlara hiçbir şey ifade edilemez. Oysa insan olarak enerjinin en kuvvetlisine sahibizdir.
Bu kuvvette enerjiden gelir. Söyleneni bir emirmişçesine kabul etme hızı; inancın yüksekliği ile doğru orantılıdır. Neye inandığınızın önemi yoktur. İnancınız ne kadar yüksek ise, olabilitesi de o kadar yüksektir. Buradaki mesele öncelikle inanç akabinde ise, olumlamadır. Atalarımızın kıymetli sözleri de bu yöndedir. “Bir şeyi kırk defa söylersen olur.” Öyledir de; en çok tekrar ettiğiniz kelimelere dikkat edin. Çünkü siz “O” sunuz.
Kelimelerin insan beyni üzerindeki etkisi yadsınamayacak kadar büyük bir gerçektir. Bu doğrultuda, doğru kelimeler kullanılmalı ki doğru bir sonuca ulaşılabilsin.
Başarabileceğine inancı olan insanlar sebep ve koşul ne olursa olsun muhakkak bir noktada başarıya ulaşabilir. Çünkü başarı öyle bir tatlı ki hep daha fazlası istenir. İşte tüm bunlar da öncelikle karma yani isteklerimizdir. Söz konusu, istek sadece kendimiz için istediklerimiz değildir. Diğer insanlar adına istediklerimiz için de geçerdir. Öylesine kuvvetli bir dalgadır ki kime ne istersek kendi hayatımızda aynı şekilde oluştuğunu görürüz. O halde yola buradan çıkmalı! Her canlı ve cansız varlığa aynı hassasiyet, saygı ve sevgiyle yaklaşılmalı. Pekiyi bu nasıl olacak?
Nefes alarak. Durup nefes almamız durumunda sakinliğimizi kazanıp mevcut durumumuzu algılamış olacağız. Ve beynimiz zaten yüksek algı kapasitesine sahip olduğundan doğru yönlendirmeleri yapıyor olacak.
