“Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır.” der Giorgio Armani. Kurban Bayramı için, Aydın’a gitmiştim. Yazar, emekli asker, gezgin, araştı

“Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır.” der Giorgio Armani.

Kurban Bayramı için, Aydın’a gitmiştim.

Yazar, emekli asker, gezgin, araştırmacı, görev yaptığı yıllarda Osmanlıca öğrenip Ömer Hayyam’ın kitabını Türkçe’ye çevirmiş ve aydın sözcüğünü fazlasıyla hak eden İsmet Nadir Atasoy ağabeyimi aramıştım.

Kendisi Atça’da olduğunu ama biraz uzak bir yerde bulunduğunu, ileriki günlerde yüz yüze görüşebileceğimizi söylemişti.

Uzun bayram tatili boyunca böyle bir sohbet ve bir araya gelme gerçekleşmedi ve ben Burhaniye’ye dönmek zorunda kaldım.

Geçen akşam, Edremit Kitap Fuarı’nda imza günüm vardı, telefonum çaldı, arayan İsmet Nadir Bey’di.

Hal hatır faslından sonra zarafetle bayramda niçin görüşmediğimizin açıklamasını yapmaya başladı.

Kuzeninin; gepegenç doktor oğlu ansızın vefat etmişti.

Bu beklenmedik acı gerçek, ‘tecelli’ ve gelen giden ile uğraşmışlardı.

Lakin İsmet Bey, kesif acısına ve Şair’in ifadesiyle ‘yolun yarısında’ hayatını kaybeden yeğeninin gidiş şaşkınlığına rağmen, yine de geri bildirimde bulunuyor, “Sevgili arkadaş” diye hitap ederek, insana güven veren edasıyla, üzüntüsünü dile getiriyordu.

Konuşma boyunca bazı şeylerin zihnimi meşgul etmesine engel olamadım.

Devran sürmüş, yaş yaşamış, başarılar kazanmış, akmış durulmuş bir insandı, kendine vazife edinmiş ve kavilleşilmiş bir konuda dönüş yapıyordu.

Burada hepimizin aklına şu soru gelebilirdi. Aslında İsmet Nadir Bey bunu yapmayabilirdi, fazlasıyla geçerli bir mazereti de vardı.

Ama Falih Rıfkı Atay’ın yorumuyla sanat ve vatan adamı olmak, nezaket, anlayış, insanlık ve devletin çeşitli kademelerinde terbiye almak başka bir şeydi.

Son zamanlarda böyle değerlere, insanlara ve nazik davranışlara fazlaca ihtiyacımız vardı üstelik.

Zaten gerek iş hayatında gerekse gazetecilikte, geri bildirimde bulunmak, açıklama yapmak, hassasiyet göstermek ve konuları yarım bırakmamak önemliydi.

Örneğin BBC’de geri bildirim, düzenli aralıklarla yapılırmış ve bu süreçte çalışanların kendilerini geliştirmesi ve  performanslarının  iyileştirilmesi hedeflenirmiş.

Bütün bunlar ve dozunda anlaşılmaya ve anlamaya çalışmak insan hayatını kolaylaştıran etmenlerdendi.

Tabii birde sözünde durmak, emanete sahip çıkmak vardı. Bunlar da başlı başına başka bir yazının konusuydu.

Hayat böyleydi, yaşanılan her bir olayda ibretle birtakım şeyler öğretiyordu ama öbür yandan bazı hayatları sallayıp geçiyordu.

Bunu bir daha görmüştüm ve genç yaşta vefat eden arkadaş için çok üzülmüştüm. Çünkü genç ölüm çok zordu.

Yazımı nihayete erdirirken, İsmet Nadir Atasoy ağabeyime baş sağlığı ve sabır diliyorum; acısını yürekten paylaşıyorum.

Aynı zamanda sanat ve vatan adamı olduğu, nezaket, anlayış, feraset sahibi bir insan olarak bize yol gösterdiği ve beyefendiliği için kendisine teşekkür ediyor, saygılarımı iletiyorum.

Göze batmadığı ama akılda kaldığı için…