Pilonidal Sinüs (Kıl dönmesi) hastalığında lazer teknolojisi açık cerrahinin yerini almakta
Kıl dönmesi veya tıp dilinde pilonidal sinüs olarak bilinen hastalık, son 100 yeldir bilimsel olarak incelenen ve her ne kadar önemsiz bir hastalık olarak görülse de hastaların günlük hayatını sürekli etkilemesi, yüksek tekrarlama riski ve toplumda yaygınlığı sonucunda ülke bazında tedavi masrafının yüksek olması nedeniyle önemini halen korumakta olan bir has taliktir. Bir Pilonidal sinüs (Kıl dönmesi), hava, sıvı ve kıl yumakları ile dolu yuvarlak bir doku kesesidir. Bu yaygın kist türü, vücudun kıvrımlı bölgelerinde bulunur ve genellikle bir deri enfeksiyonundan kaynaklanır. Pilonidal sinüsler ülkemizde her yıl bildirilen 15.000’den fazla vaka ile yaygın bir durumdur. En sık kuyruk sokumunda görülmekle birlikte uzun süre oturan kişilerde daha fazla olduğu bilinmektedir. Tedavi edilmediklerinde tekrarlayan apseler ve ağrılarla hastanın yaşam kalitesini büyük oranda düşürmektedir.
Pilonidal Sinüs (Kıl dönmesi ) kimlerde olur?
Herkes pilonidal sinüs olabilir, ancak bazı kişiler daha yüksek risk altındadır. Erkeklerin pilonidal sinüs teşhisi konma olasılığı kadınlara göre üç ila dört kat daha fazladır. Ergenlik ve 40 yaş arasındaki insanlarda daha sık görünmektedir. Özellikle tüm gün oturan kişilerde kamyon şoförleri ve ofis çalışanları risk altındadır. Fazla kilolu/obezite sahibi kişiler, kalın veya pürüzlü vücut kılları olan kişiler, dar giysiler giyenlerde kıl dönmesi görülme oranı diğer bireylere göre daha yüksektir.
Pilonidal Sinüs (Kıl dönmesi) nasıl önlenebilir?
Pilonidal sinüslerin oluşmasını önlemek veya tekrarlamalarını önlemek için atabileceğimiz birkaç adım vardır.  Kalçanın düzenli olarak yıkanıp kurulanması çok önemlidir. Kıl dönmesi bölgesinden baskıyı uzak tutmak için (işiniz izin veriyorsa) çok uzun süre oturmaktan kaçınmak, kalçanın ve kuyruk sokumunun düzenli tıraş edilmesi (haftada bir veya daha fazla) ya da tüy dökücü kremlerin kullanılması kıl dönmesi riskini azaltacak uygulamalardır.
Pilonidal Sinüs (Kıl dönmesi) tedavi yöntemleri nelerdir?
Pilonidal hastalığı tedavisinde seçilecek cerrahi yöntem hem hastanın hayat tarzı ve düzeni, hem hastalığın derecesi ve tabii ki operasyonu gerçekleştirecek cerrahin kararı ile belirlenir. Uygulanacak ameliyat basit bir şekilde hastalıklı dokunun çıkarılması ve yaranın kendi kendine iyileşmesini sağlamaktan değişik deri yamalama tekniklerine kadar çok geniş bir yelpazeden seçilir. Bu cerrahi yöntemlerde günlük pansumanların gereksinimi, yaranın sudan korunma zorunluluğu ve iyileşme süresinin uzun olması (3hafta – 3ay) olumsuz taraflar olarak sayılabilir. Erken dönemde fark edilen kıl dönmelerinde son zamanlarda lazer teknolojisi başarılı bir şekilde uygulanmakta olup tedavi başarı oranı açık cerrahi sonuçları kadar iyi olmaktadır. Minimal invazif cerrahi yöntem olarak bilinen lazer uygulamanın poliklinik şartlarda yapılabilmesi, işlem sonrası pansuman ve istirahat ihtiyacının olmaması, aynı gün içerisinde günlük yaşam aktivitelerine geri dönmesi ve en önemlisi tedavi başarı oranının yüksek olması hem hastalar açısından hem de doktorlar açısından büyük konfor oluşturmaktadır.