Romalılar savaşa giderken tavuklarını da yanlarında götürürlermiş. Eğer tavuklar yemlerini yememiş iseler, bunu hayra alamet saymazlarmış. Sırf bu yüzden savaştan vazgeçtikleri bile olurmuş.

   Roma İmparatoru Klodios zamanında, Drepene Savaşı’na hazırlanan Romalı askerler, tavukların yemlerini yemediklerini fark ederler ve durumu imparatora haber verirler.

   Savaşa kararlı olan imparator:

 “Mademki yem yemiyorlar, bari su içsinler.” diyerek tavukların hepsini denize attırır.

**

OSMANLI’DA HEYKEL

   Osmanlı Devleti’nde dini hassasiyetlerden dolayı heykel sanatı gelişmemiş, padişahlar da heykel sanatına ilgi göstermemişlerdir. Ancak bu konuda bir padişah istisnadır. Sultan Abdülaziz, heykel sanatına ilgi duyduğu gibi heykelini yaptıran ilk ve tek Osmanlı padişahıdır. 

   Padişah olarak Avrupa seyahatine çıkan Abdülaziz, bu seyahatten çok etkilenir ve döndükten sonra heykelinin yapılması için sipariş verdirir. Münih’te yapımına başlanan heykel, padişahın gerçek boyutlarında tasarlanır.

   Padişahın heykeli önce Dolmabahçe, ardından Topkapı ve en son Beylerbeyi Sarayı’na nakledilerek sergilenir. Heykel, hala Beylerbeyi Sarayı’ndadır ve ziyarete açıktır…

**

ZAVALLI DESPİNA

   1402 yılında vuku bulan Ankara Savaşı’nda, Yıldırım Beyazıt yenilerek Timur’a esir olur. Esirler arasında karısı Despina da vardır. Despina yarı çıplak bir vaziyette, Timur’un askerlerine içki sunmak zorunda bırakılır. Bu durum esir padişah Yıldırım’ı derinden yaralar. 

   Son anlarında İzzettin Mesut ve Celaleddin Arabi gibi ünlü doktorlar yanındaydı. Ancak kederinden mi yoksa yüzüğünde bulunan zehri içerek mi öldüğünü, kimse bilemedi. 

   Bu mevzu, hala sırrını korumaktadır…

**

ALAADDİN’İN OĞLU

   Geçmiş yıllarda Anadolu için en ciddi tehlikelerden biri, Moğol tehlikesiydi. Anadolu Selçuklu hükümdarlarından Alaaddin Keykubat, tehlikenin farkında olarak hazırlıklar yapıyordu.

    Ancak uzaktaki tehlike için hazırlık yapan Sultan, asıl tehlikenin çok yakınında olduğunun farkında değildi. Sultan I. Alaaddin Keykubat, bir ziyafette yediği kuş etinden zehirlenerek ölecektir. Bu suikasti, ikinci plana itilen büyük oğlu Gıyaseddin’in yaptırdığı iddia edilir.

   Anadolu Selçuklu Devleti’nin oldukça başarılı sultanı Keykubat’ın ölümü, devletin de çöküşü olacaktır…

**

HÜRREM’İN HESABI

    İnsan olarak hepimizin hesapları vardır. Hesap yapmadan edemeyiz. Ancak çoğu kez işler bizim istediğimiz gibi gitmez. Çünkü bir de Allah’ın hesabı vardır. 

   Kanuni’nin biricik aşkı Hürrem de hesap yapanlardandı. Denebilir ki; Hürrem’in bütün hayatı, Kanuni sonrası için hesaplar yapmakla geçti. Tek istediği, oğlu Beyazıt’ı tahta geçirmekti. Ancak Hürrem, Kanuni’den önce ölecektir.

   Taht namzedi Mustafa’yı bizzat çadırında boğduran Kanuni, Beyazıt ve oğullarına da hayat hakkı tanımaz. Şehzadelerden Cihangir de üzüntüden ölünce tahta, hiç de hesapta olmayan Selim geçer. II. Selim’in:

   “Anam babam varsın beni tutmasın. Elbet beni de tutan bir Allah’ım var.” dediği rivayet edilir.