Görünen lüzum üzerine birtakım şeyleri hatırlatmanın faydalı olacağını düşünmekteyim…

- Burası, kurucularının arasında Teşkilat-ı Mahsusa’yı da kuran şerefli vatanseverlerin de olduğu bir kulüptür.

- Burası, 120 yıldır Şeref, Onur ve Haysiyetini her şeyin önünde tutmuş, gerektiğinde başarıyı elinin tersi ile itmiş, adına Şerefli ikincilikler denilen bir başarı modelini literatüre sokmuş bir kulüptür.

- Burası, 1 asrı aşkındır TARAFTARI ile var olmuş, TARAFTARI ile bağını koparak herkesin de bu camiadan uzaklaştığı bir kulüptür.

Dolayısıyla, taraftar ile bağı kopan, taraftara racon kesen, taraftarı karşısına alan hiç kimse, bu kulübün başkanı, hocası ya da futbolcusu olarak kalamaz, kalması teklif dahi edilemez. Bu kavramlar kafalarda oturduysa, yazının geri kalanına devam edebiliriz.

YÖNETİME

Geçen sezonun ilk maçından başlayan sürecin en üst noktasına geldiniz. Aldığınız mali kararlardan ziyade, idari zafiyetlerinizin her geçen gün arttığı, çağ dışı iletişim yöntemleriyle, belirlediğiniz 3,4 basma kalıp cümlenin ve eski iletişim modellerini uygulayarak, kendinize yakın medyacılarla yürüttüğünüz algı ve sipariş haber ve soru-cevaplarla, taraftardan iyice uzaklaştınız. Doğru kadroyu kuramadınız, oyuncu grubunu toparlayamadınız, yönetim içinde birlikteliği sağlayamadınız. Sezona, masada da güçlü olmalıyız mottosu ile başlayıp, birçok yöneticinizi revize ettiniz. Aldığınız isimler, kendi siyasi ikballerini düşünerek farklı görevlerde ve ilişkilerde bulunarak yöneticilik titrini dibine kadar kullanıp, bir tek Beşiktaş için devreye girmediler. Sözün özü, gün geçtikçe taraftardan kopuyorsunuz dedik dinletemedik, ama artık pamuk ipliğinde bile değil bu ilişki bilesiniz.

HOCAYA

Yaşattığın başarılar referans alındığında, bu kulübün başına gelmen için en çok yangının yapıldığı 2 isimden birisi sensin hocam. Yayıncı kuruluş başta olmak üzere, dışarıya karşı adeta bir Beşiktaşlı YÖNETİCİ gibi yaptığın konuşmaların altına imzamı atarım. Lâkin, transfer döneminde yönetime kalkan olman, halen bu süreci devam ettirmen, taraftara bu konuda akıl vermen süreci durdurmaz. Sadece sürece seni de dahil eder bilesin. Bu taraftarın senden beklentisi, 15/16 ve 16/17 sezonlarındaki başarılı oyunu tekrar izletmendir. Bu insanların senden umudu, geçen sene yakaladığın seriyi yeniden yakalamandır. Bu çocukların senden tek arzusu, saha içindeki hırsı, isteği yeniden görmektir. Pendik maçından başlayan süreç, dün oynanan Konya maçı da dahil izaha muhtaç bir süreçtir. Senin ve ekibin bu kulüpte olmasının temel gayesi, iyi futbol, seyir zevki yüksek ve tempolu bir oyunla rakiplere sahaya dar etmendir. İşin idari kısmını CAMİA kendi içinde çözecektir. Sen, saha içinde olan bu rezil oyuna odaklan hocam. Kendini sahaya verdiğinde neler başarabildiğini hepimiz tecrübe ettik. Sen eskiye dön, bu taraftar sana omuz olur. Sen kalkan olma hocam. Hele hele seni getirmek istemeyen ama buna mecbur kalanlara hiç olma…

TARAFTARA

Siz ne deseniz ne talep etseniz, neye itiraz ederseniz haklısınız. Bu başarısız denklemde en son laf edilecek taraf bile değilsiniz. Siz, BEŞİKTAŞ’IN GERÇEK SAHİPLERİSİNİZ… Bunca üzüntüye maruz kalan, buna rağmen bu camiaya sahip çıkmaya çalışanlar sizlersiniz. Unutmayın! Siz olmazsanız ne yönetim olur, ne yönetici, ne hoca, ne futbolcu, ne de malzemeci. Siz, dişinizden tırnağınızdan, sofranızdan ve rızkınızdan ayırarak yukarıda saydığım vasıf ve görevlerdekilerin maaşını ödeyenlersiniz. Siz bu kulübün İŞVERENLERİSİNİZ.