TBMM Başkanlığına, İstanbul Milletvekili Sn. İsmail Kahraman seçilmiştir. Kendilerini kutluyorum. Ben, TBMM yüce makamına seçilen her başkana açık

TBMM Başkanlığına, İstanbul Milletvekili Sn. İsmail Kahraman seçilmiştir. Kendilerini kutluyorum. Ben, TBMM yüce makamına seçilen her başkana açık mektup yazmayı ilke haline getirmişimdir.
TBMM Başkanı, hem daha önce Yüce Parlementoda görev yapan, hem de halen görevde bulunan tüm milletvekillerinin başkanıdır. TBMM’nin ve milletvekillerinin itibar ve özlük haklarını korumak, başkanın görevidir. Birgün gelecek cumhurbaşkanı, TBMM başkanı, bakanlar, milletvekilleri, eski parlementerler olacaklardır. Ne yazık ki yaptığım hatırlatmalara, çok az tepki ve icraat aldım. TBMM başkanları, birgün, bu görevlerinin sona ereceğini unutup, hep oralarda kalacakları yanılgısına düşmüşlerdir.
Sn. İsmail Kahraman, özellikle eski milletvekillerinin sıkıntılarını, parlemento dışında kaldığı yıllarda yaşamış, bunları çok iyi bilen bir arkadaşımızdır. Milletvekilliği, demokratik parlementer rejimlerde, çok değerli, yüce, fedakarlığı gerektiren, bir vatan ve devlet görevidir. Yaşamınızda, birçok görevler ve işler yapmış olabilirsiniz. Siyaset yolu ile ülkeye, millete hizmet, yapılanların en kutsalı, sereflisi, herkese nasip olmayanıdır. Önce, aday olacaksınız, binlerce rakip arasından, 550 kişilik listeye gireceksiniz, tabii seçilebilecek sıraya. Gecesi, gündüzü olmayan, yoğun, aylarca süren, parasal kaynaklara ihtiyaç duyulan, seçim kampanyası yapacak, gezecek, tanıtım malzemeleri için önemli miktarda para harcayacaksınız. Eğer seçilebilirseniz, TBMM’de milletvekili olarak yerinizi alıp, yasama, denetim faaliyetlerine katkıda bulunacaksınız. Seçildiğiniz komisyonda ve genel kurulda, iyi hazırlanarak konuşmalar yapacak, kanunlara, araştırma, soruşturma, gensoru, soru önergelerine katkıda bulunacaksınız. Hele benim gibi, Plan-Bütçe ve Dış Komisyonlarda görevliyseniz, yoğunluktan dolayı ailenizi ve çocuklarınızı bile göremezsiniz. Ayrıca, seçim bölgenizdeki teşkilatları, delegeleri, partilileri, katiyyen ihmal etmeyeceksiniz. Teşkilatlarınızın düzenlediği etkinliklere, gecelere, yemeklere davetiye katkısı yaparak mutlaka katılacaksınız.
Öte yandan Ankara’ya, TBMM’de her gün gelen seçmenlerle, partililerle ilgilenip, onlara Meclis Lokantasında, yemek vereceksiniz. Denir ki, efendim, milletvekileri Meclis’te ucuz yemek yiyorlar. Evet, eğer tek başınıza yerseniz makuldur. Ama, her gün gelen seçmenlerinizle 20, 30 kişi yemek yerseniz, ucuz mu? Ne ilginçtir ki, milletvekilleri ucuz yemek yiyor diye, bunu yazan basın mensupları da, milletvekillerinin yediği yemeği aynen, onlarla beraber ucuzdan yerlerler. Basın mensuplarını, milletvekillerinin yemek yediği meclis lokantasıdan uzaklaştırmaya, hiçbir TBMM Başkanı, muvaffak olamamıştır. Tüm bu harcamaları, size verilen maaşla yapacaksınız. Öyle basının yazdığı gibi, milletvekillerinin, meclis tarafından tahsis edilen arabaları, şoförleri yoktur. Sadece, TBMM’de Başkana, Başkan vekillerine, İdare Amirlerine araç verilir. Bu da sınırlı sayıdadır. Ayrıca, Özal’dan beri, milletvekillerine, bir danışman ve sekreter verilir. Milletvekilleri, bayramlarda, yılbaşında, gönderdikleri tebrik kartlarının posta paralarını, kendileri öderler. Turgut Özal, zamanında, milletvekillerine, Oran şehrinde kalacakları birer lojman verilirdi. Nedendir bilinmez, AKP zamanında, bu lojmanlar, milletvekillerinin ellerinden alınmıştır. Oysa, Türkiye’de Adalet, İçişleri, Milli Savunma, Tarım Bakanlıkları ile diğer Devlet Kuruluşlarına ait, tahsisli 300,000’i aşkın lojman bulunmaktadır. Neden sadece 550 milletvekiline ait lojmanlara göz dikiliyor? Lojmanları ellerinden alınan milletvekilleri, şimdi, ev kiralamak mecburiyetinde bırakılmışlardır.
Eskiden, milletvekili odalarına, üç kişi bir arada giremezdi. Allahtan şimdi, yeni halkla ilişkiler binasının hizmete girmesi ile bu mesele çözümlenmiştir.
Milletvekili, tüm bu masrafları karşılamak, ayrıca ailesini, çocuklarını geçindirmek mecburiyetindedir. Örneğin, ben, Meclisteyken, biri yazlık olmak üzere, iki ev sattım. Belki akla şu soru gelebilir. Öyleyse neden milletvekilliği cazip bir görevdir? Eğer gerçekten ülkenize, milletinize, hizmet etmek istiyorsanız, bu görev yüce, zirve bir makamdır. Herşeyin üzerinde, şeref, onur, prestij makamıdır. Milletvekillerine, hayatlarının sonuna kadar söylenen ’Sn. Milletvekilim hitabı, yakanıza taktığınız, o şerefli rozet, herşeye değer. Ancak, bazen, milletvekili olmaması, listelere konulmaması gereken bazı kişiler, milletvekili seçilebilmektedir. Oysa bunlar, daha doğru dürüst yemin bile edemezler. Genelde, milletvekilleri değerli insanlardir.
Tüm bu hususların üstünde, Meclisi çalıştırmak, siyasi partiler arasında uzlaşmayı sağlamak, eski ve yeni milletvekillerinin haklarını korumak, her hususun üstünde TBMM’nin itibarını korumak için, Meclis Başkanı vardır. Meclis’e ve milletvekillerine yönelik haksiz hücumları, medya ve basında sık sık görüyoruz. Hiçbir Dünya Parlementosu’nda olmayan, milletvekillerinin, hakaretlere uğraması, yerden yere vurulması, sadece bizde görülüyor. Kendileri de milletvekili oldukları halde, sırf popülizm yapmak için bazıları yanlışlar yapmaktadırlar.
Bir ara ABD’den gelen, ekonomiden sorumlu devlet bakanı, milletvekillerinin haklarını kısmak için büyük çaba harcamıştır. Bir siyasi parti lideri de, emeklilere birer maaş vereceğim derken, emekli milletvekilleri almayacak diyebilmiştir. Çünkü, emekli milletvekilleri vebalidir, bu ülkeye hiç hizmet etmemiştir... Dile getirilmesi gereken bir hususta, devlet ve millete hizmet edenlere, bir kadirşinaslık olarak tanınan, VİP uygulamasıdır. Sadece, milletvekilleri ve bakanların, yüksek dereceli müsteşar gibi kişilerin yararlanması gereken VİP salonları, yol geçen hanına dönmüş, kullanmayan kalmamıştır. VIP listesine girecek kişiler, yeniden düzenlenmelidir. Diğer bir husus da, eski mİlletvekillerinden esirgenen kırmızı diplomatik pasaportlardır. Eğer, kırmızı pasaport verilemiyorsa, mİlletvekillerine TBMM, kendi özel pasaportunu vermelidir. Zaten kaç kişi seyahat ediyor? Önemli olan, statünün korunmasıdır. İllerde, valiler, vilayetlerinde olan milletvekillerini tesbit edip, törenlere, özel davetlere çağırmalıdırlar.
Mesela, spor müsabakalarını, maçları izlemek isteyen milletvekileri, terbiye dışı tutumlarla karşılaşabilmektedirler. THY’de, milletvekileri için tanınan indirimler kaldırılmıştır. Tüm bu sorunlara ilaveten, emekli milletvekileri, parasal haklar bakımından büyük sıkıntı içindedirler. Taşıdıkları ünvanların, şeref ve haysiyetini korumak için, belli şekillerde harcamalar yapmaya mecburdurlar.
Sağlık ve tedavi imkanları, özellikle Sn. Derviş’ten sonra, kısılmış, milletvekillerinden, katkı payı adı altında paralar alınmaktadır. Dokunulmazlık, tüm dünya parlementolarında, milletvekilinin görevini hiçbir şeyden çekinmeden, korkmadan, bihakkin, cesaretle yapmasını teminen mevcuttur. Mutlaka olmalıdır. Dokunulmazlık hakkı mutlaka olmalıdır, kaldırılmasına dönük öneriler, popülizm olup, bundan vazgeçilmelidir. Bazı demokratik parlementer sistemlerde, görevi sona eren, milletvekili unvanı taşıyan, parlementerlere de, ülkesi için ileri sürdüğü her görüş ve öneride, dokunulmazlık tanınmaktadır.
Sayın İsmail Kahraman’la dostluğumuz vardır. İstanbul’da Filizli Köşk Parlementerler Birliği’nde, bir araya geldiğimizde, ülke meselerini ve özellikle, o tarihlerde kendisi de eski milletvekili olduğundan, eski milletvekillerinin sıkıntılarını konuşurduk.
Ben, Sn. Kahraman’ı, bilgili, görgülü, kültürlü, iyi yetişmiş, zarif, kibar, vatanını ve milletini seven, beyefendi, çelebi bir insan olarak tanıyorum. Türkiye’nin iki numaralı hiyerarşik koltuğunda, bu yüce görevi, tüm yönleri ile bihakkın, deruhte edeceğine inanıyorum.