Değerli okuyucular; bu yazımda sizlere eşe karşı işlenen tecavüz yani hukuki adı ile cinsel saldırı suçundan bahsetmek istiyorum. 

Halk arasında tecavüz/ırza geçme olarak nitelendirilen suç tipi; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı suçu olarak tanımlanmıştır.

Suçun mağduru; kadın veya erkek herkes olabilir. Diğer bir deyimle; eşlerden her ikisi tarafından da işlenebilir. Nitelikli cinsel saldırı suçunun eşe karşı işlenmesi halinde; soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır. Kanun koyucu; bu tür fiillerin evlilik birliği içinde işlenmesi halinde, aile birliğine doğrudan müdahale etmemeyi tercih etmiştir. Eşler arasında işlenen tecavüz suçunun suç sayılıp sayılmayacağı konusunda birçok ülkede farklı düzenlemeler mevcuttur. Tecavüz suçunu tanımlarken; “bir kadını evlilik dışı cinsel münasebette bulunmaya zorlayan” ibaresine yer veren birinci grup ceza kanunları, eşler arasında tecavüz suçunun oluşmayacağı konusunda karar kılmıştır. Bu gruba örnek olarak; Hollanda Ceza Kanunu, Finlandiya Ceza Kanunu, Amerika Birleşik Devletleri’nin üç eyaleti (Alabama, Illinois, South Dakota) kanunlarıdır. Eşler arasında tecavüz suçunun oluşabileceğini ve bu suçun cezasının olduğu konusunda karar kılan ülke kanunları şu şekildedir; İsviçre Ceza Kanunu, Belçika Ceza Kanunu, Alman Ceza Kanunu, İsveç Ceza Kanunu, Kanada Ceza Kanunu, İngiltere Ceza Kanunu, İtalyan Ceza Kanunu, Fransız Ceza Kanunu, Danimarka Ceza Kanunu, Norveç Ceza Kanunu, Polonya Ceza Kanunu, Meksika Ceza Kanunu, Şili Ceza Kanunu ve İspanyol Ceza Kanunu’dur.

765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nda; tecavüz suçunda “karı-koca olmama” gibi bir ibare yer almamakla beraber, kocanın bu suçun faili olmayacağı ve aile birliğine müdahalenin doğru olmadığı kanaati yaygındı. Eski Türk Ceza Kanunu’nun uygulandığı dönemde Yargıtay; anal (ters) yoldan zorla gerçekleşen eşe tecavüz eylemlerini kötü muamele suçu olarak değerlendirmekteydi, ancak eşe karşı normal yoldan gerçekleşene tecavüz eylemlerini suç saymamaktaydı. Dünya genelinde eski tarihli Yargıtay kararlarına baktığımızda; aksine bir delil getirilmediği sürece aile hayatının mahremiyeti içerisinde gerçekleşen cinsel ilişkiler eşlerin rızasının var olduğu karinesine dayanır görüşünü taşımaktadır. Günümüzde Yargıtay’ın görüşü; evlenme cüzdanının eşe zorla tecavüz (ırza geçme) yetkisini vermediği görüşünü benimsemektedir. 

CİNSEL SALDIRI SUÇU – TCK MADDE 102

Tehdit suçu; Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinde düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu Madde 102

(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

(3) Suçun;

a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,

d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Cinsel saldırı suçunun oluşması için; cinsel arzuların tatmini amacıyla cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesi aranır. Cinsel saldırı fiili; mağdurun cinsel dokunulmazlığına haksız bir müdahale teşkil eden, onun rızası ve iradesi dışında gerçekleşen bir tecavüzdür. Cinsel saldırı suçunda eylem; mağdurun rızası olmaksızın gerçekleşmektedir.

Cinsel saldırı suçunda korunan hukuki değer; cinsel dokunulmazlıktır yani mağdurun cinsel özgürlüğüdür. Mağdurun cinsel dokunulmazlığı; mağdurun vücudu üzerinde gerçekleştirilen cinsel davranışlarla ihlal edilmektedir. Mağdurun cinsel özgürlüğünün yanında fiziksel, ruhsal ve bedensel bütünlüğünün de korunması amaçlanmaktadır.

Suçun faili; kadın veya erkek herkes olabilir. 

Suçun mağduru; kadın veya erkek herkes olabilir. 

Cinsel saldırı suçunun konusu; mağdurun vücudu ve cinsel dokunulmazlığıdır.

Suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri şunlardır;

Suçun;

- Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

- Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

- Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,

- Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

- İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Yukarıda özetle bahsetmeye çalıştığım suç tipi ile hiçbir zaman ne fail ne de mağdur olarak karşılaşmamanızı diliyor, bu suç tipini görgü tanığı olarak görmeniz/duymanız halinde vatandaşlık görevi olarak mutlaka kolluk kuvvetlerine ihbar etmeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle.