Değerli okuyucular; bu yazımda sizlere soykırım suçundan bahsetmek istiyorum. Bu suç; Türk Ceza Kanunu’nun “Özel Hükümler” başlıklı ikinci kitabının “Uluslar arası Suçlar”ı düzenleyen birinci kısmının “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümünde düzenlenmiştir.

Soykırım (jenosid) kelimesi; Yunanca’da “ırk, kabile” anlamına gelen “genos”  kelimesi ile Latince’de “öldürmek” anlamına gelen “caedere” kelimesinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur. Hukuki anlamda soykırımın ne anlama geldiği ilk olarak, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde yer almıştır.

Jean-Paul Sartre, soykırım gerçeğinin insanlığın tarihi kadar eski olduğunu söylese de, “soykırım suçu” kavramı 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi toplumuna karşı işlenen insanlığa karşı suç olarak nitelenen eylemlerden sonra uluslararası toplum, bir daha bu tür eylemlerle karşılaşılmayacağını ifade etmesine rağmen, 1950 yılından 1990 yılına kadar 17 soykırım olayına tanık olunmuş ve yalnızca iki soykırım olayında bir milyonun üzerinde insan ölmüştür.

Soykırım

Madde 76- (1) Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:

a) Kasten öldürme.

b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.

c) Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.

d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.

e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.

 (2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.

 (3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.

 (4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.

Soykırım suçunda korunan hukuki değer;

*Söz konusu gruba mensup bireylerin maddi ve manevi varlıklarını korumak yani; bireylerin onuru, şeref ve haysiyeti, yaşam hakkı, vücut bütünlüğü, kişi özgürlüğü ve cinsel özgürlüğünü korumaktır.

* Grubun, bir grup olarak var olma hakkını korumaktır.

* Uluslararası toplum düzenini korumaktır.

* İnsanoğlunun varlığının devamını korumaktır. 

* Uluslararası barışı ve uluslararası güvenliği korumaktır.

Soykırım suçunun maddi unsurları;

Türk Ceza Kanunu kapsamında aşağıdaki fiillerden birinin; bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi amacıyla işlenmesi halinde soykırım suçu oluşur.

*  Kasten öldürme: Failin icrai veya ihmali hareketinin neticesinde grup üyelerinin ölmesidir.

* Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme: Kişilerin sağlığına zarar verme, sakatlama, organlarını veya duyularını yaralama, işkence, cinsel saldırı gibi davranışlardır.

* Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması: Kişilerin hayatını devam ettirmesi için gerekli olan temel ihtiyaçlardan (gıda, temizlik, tıbbi bakım gibi) kasten yoksun bırakma, kişileri evlerinden kovma, kişileri ağır yaşam koşullarında yaşamaya zorlama (Nazi kampları örneği gibi).

* Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması (biyolojik soykırım): kişileri kısırlaştırma, zorunlu doğum kontrolü uygulama, evlilikleri yasaklama, erkek ve kadınları birbirinden ayrı yaşatma, sistematik olarak tecavüz etme neticesinde kişileri çoğalma arzusundan uzaklaştırma.

* Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi: Belirli bir grupta bulunan 18 yaşından küçük çocukları gruptan uzaklaştırarak, ait oldukları sosyal ve kültürel özelliklerden koparmak ve nihayetinde grubun maddi varlığını yok etmek.

Soykırım suçunun manevi unsuru; bu suç özel kastla işlenebilir. Suçun maddi unsurunda belirlenen hareketlerin, “ulusal, etnik, ırki veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen yok etmek” amacıyla işlenmiş olması aranır.

Suçun faili; herhangi bir gerçek kişi olabilir. Bu kişinin; devlet veya örgüt bağlantısı olması aranmaz.

Suçun mağduru; belirli bir ulusal, etnik, ırki veya dinsel gruba mensup kişi topluluğudur. Bu kavramları açıklamak gerekirse;

Ulusal grup; örneğin Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan Türklerdir.

Etnik grup; aynı dili konuşan, ortak kültürel geleneklere ve yaşam tarzına sahip kişilerin oluşturduğu topluluktur. 

Irki grup; üyelerin aynı ırsi yapıya (deri rengi, beden yapısı, fiziksel özellikler gibi) sahip olduğu sosyal gruplardır.

Dini grup; aynı inanca sahip, ortak manevi düşüncelere sahip, ortak ibadet şekilleri olan kişilerden oluşan gruptur.

Tüm uluslararası hukuk metinlerinde güvence altına alınan; kişilerin yaşam hakkının, vücut bütünlüğünün, bir grup olarak var olma hakkının, onur, şeref ve haysiyetinin korunduğu, uluslararası toplum düzeninin, uluslararası güvenliğin ve barışın hiçbir zaman zarar görmediği bir dünya dileğiyle.