Barış Manço, 2 Ocak 1943 yılında İstanbul’da doğdu. İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım’ın İkinci evladıdır. Barış Manço’nun ağa

Barış Manço, 2 Ocak 1943 yılında İstanbul’da doğdu.
İsmail Hakkı Bey ile Rikkat Uyanık Hanım’ın İkinci evladıdır.
Barış Manço’nun ağabeyinin adı; Savaş’tır.
2. Dünya Savaşı yıllarında doğan Barış Manço’nun ailesi; ‘Yeter artık dünyaya barış gelsin’ diyerek bu ismi kendisine uygun görmüşlerdir.
Barış Manço’nun iddiasına göre kendisi Türkiye’de ‘Barış’ adını alan ilk kişidir.

Barış Manço uzun saçları ve Anadolu Rock tarzında söylediği şarkılar ile dikkatleri üzerine çeker ve yavaş yavaş tanınmaya başlar.
Ve henüz Galatasaray Lisesi’nde öğrenci iken arkadaşlarıyla birlikte ‘Kafadarlar’ isimli müzik grubunu kurar.

Pek çok değerli şarkıya imza atan Barış Manço yaklaşık olarak 150 ülke gezmiş ve Türkiye’nin bazı ülkeler ile arasındaki kültürel ilişkilerin güçlenmesini sağlamıştır.

Çok sevilen şarkısı ‘Gülpembe’yi 1957 yılında kaybettiği Babaannesine yazan Barış Manço şarkılarında gündelik bir dil kullanmıştır.
Özellikle çocukların çok sevdiği ‘Arkadaşım Eşek’ gibi şarkılarla adeta minik hayranlarının sevgilisi olmuştur.
Arkasında pek çok değerli eser bırakan Barış Manço 1 Şubat 1999 yılında vefat etmiştir.
Barış Manço’nun bir başka değerli eseri de ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ adlı şarkısıdır.
‘Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı…’

Şarkıda öne çıkan bölüm;
‘Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı…’ bölümüdür.

Şarkı bugün dahi geçerliliğini korumaktadır.
Hükümet yok saysa da Ülke’de ciddi bir ekonomik kriz vardır.
Bu yüzden;
Dolar fırlamış, Elektirk, Su, Doğalgaz, Benzin, Elma, Armut, Atlet, Don fiyatları artmıştır.
Büyük firmalar ‘Konkordato’ ilan etmiş, Küçük esnaf kepenk kapatmıştır.

Sade vatandaş ise ya bakkala yazdırmaya başlamış ya da kredi kartına yüklenmeye başlamıştır.
Köylüsünden, İşadamlarına ve hatta ev kadınına, ve dahi öğrencilere kadar yavaş yavaş ekonomik krizin pençesi altına girmeye başlamıştır.

Söylenen sözlere inanma; Ekonomik krizin asıl nedeni ne Rahip’in tutuklanması ne de Trump’ın attığı twittlerdir.
Asıl sorun siyasidir.

Bu nedenle krizlerin sonu gelmiyor.
Bugün ‘Rahip sorunu ‘ ise yarın ‘Andımız’ oluyor.
Sonraki gün kimbilir ne olacak?

Hadi hükümet her soruna bir bahane bularak günü kurtarıyor ama ya bizler ne yapacağız?
Hangi faturayı hangi parayla ödeyeceğiz?

Ya Bakkal; ‘Artık yazacak gücüm kalmadı. Para peşin. Ne kadar ekmek o kadar köfte derse ne olacak?
Ya da bankalar verdikleri kredi kartlarını iptal ederse ne olacak?
Bu karda kışta sokakta mı yatacağız, elektriksiz mi, susuz mu kalacağız?

Dedik ya; Sorun siyasi.
Çözün artık şu sorunları , Bardak doluyor…