Uygulaması Türk Hukuku’nda kendine özgü bir hâl alan çek ile ilgili en önemli problem, çekin karşılıksız çıkması

Uygulaması Türk Hukuku’nda kendine özgü bir hâl alan çek ile ilgili en önemli problem, çekin karşılıksız çıkması durumudur. Yıllar içinde çeşitli yaptırımlar öngörülmesine rağmen, yapılan kanuni düzenlemeler yetersiz kalmış ve karşılıksız çek kesilmesinin önüne bir türlü geçilememiştir. Öyle ki, tacirleri koruma adına 2012 yılında yapılan 6273 sayılı Kanun değişikliği ile karşılıksız çek, suç olmaktan tamamen çıkartılmıştı.





Esasen hukuki niteliği itibariyle teknik anlamda vade içermeyen çek, görüldüğünde ödenmesi gereken bir kıymetli evraktır. Normalde çekin üzerine konulan ve vadeyi içeren her türlü kayıt yazılmamış sayılır. Fakat 2009 yılında kabul edilen Çek Kanunu ile bu sistem değiştirilmiş ve Türk hukukunda ileri düzenlenme tarihli yani vadeli çekler kabul edilmiştir.





Şikâyet Mercii Neresi?





Yakın zamanda yapılan kanun değişikliğine kadar, karşılıksız çeklerle ilgili şikâyetler Cumhuriyet Savcılıklarına yapılıyordu. Fakat 5941 sayılı Çek Kanunu’nda değişikliğe gidilmiş ve söz konusu kanunun 5. maddesinde; karşılıksız çekte ceza sorumluluğuna, çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağına yer verilmiştir. Çek Kanunu’nun eski 5. maddesinde, başvuru mercii Cumhuriyet Başsavcılıkları olarak gösterilmekte iken, 6728 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile yapılan değişiklikle şikâyet mercii olarak İcra Mahkemeleri gösterilmiştir. Yapılan değişiklik sonrasında karşılıksız çekle ilgili başvurular artık İcra Mahkemeleri tarafından kabul edilmeye başlanmıştır.





Şikâyet Hakkı Sahibi Kim?





Çekin karşılıksız çıkması durumunda şikâyet hakkına sahip olan kişi, banka veya cirantalar değil, çeki elinde bulunduran hamildir. Burada hamilden kasıt, çeki bankaya ibraz eden ve karşılıksız işlemini yaptıran ve bu yetkileri haiz kişidir. Şikâyet yeri konusunda kanunda hamile seçme hakkı tanınmıştır. Bu yerler, hamilin çeki tahsil etmek üzere ibraz ettiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer veya hesap sahibinin veya kendisinin ikametgâhının bulunduğu yerdeki İcra Mahkemesi olabilir.





Konuyla ilgili olarak Yargıtay’a intikal eden uyuşmazlıklarda Yüksek Mahkeme, yapılan kanuni düzenlemeden sonra şikâyetler hususunda İcra Mahkemelerinin yetkili hâle geldiğini vurgulamıştır.





Şikâyette Süre





Karşılıksız çek suçunda şikâyet süresi, Çek Kanunu m. 5/1’in atfı ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 347’ye göre belirlenecektir. Buna göre; İcra ve İflas Kanunu m. 347’de bu husus; “Bu bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her durumda fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bizim hukukumuzda karşılıksız çek suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Bu şikâyet süresi ile ilgili Türk Ceza Kanunu m. 73/1’de yer alan fiilin ve failin kim olduğunun bilindiği veya öğrenildiği tarihten itibaren başlayacak altı aylık şikâyet süresi değil, İcra ve İflas Kanunu m. 347’de düzenlenen üç aylık ve her durumda bir yıllık şikâyet süresi uygulanacaktır. Şikâyet ile ilgili sürelere riayet mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacaktır. İcra ve İflas Kanunu m. 347’de öngörülen üç aylık şikâyet süresi; bu hakka sahip olan kişinin karşılıksız çek düzenleme suçunun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren başlar ve her hâlükârda suça konu eylemin işlendiği tarihten itibaren bir yılı geçemez.