"Gözdağından doğan ahlak ahlaksızdır." demiş. Adam Phillips, Metis Yayınları’ndan çıkan Yasak Olmayan Hazlar adlı k

"Gözdağından doğan ahlak ahlaksızdır." demiş. Adam Phillips, Metis Yayınları’ndan çıkan Yasak Olmayan Hazlar adlı kitabında.



Nereye kadar gözdağı verebilirsin ki bir kadına… Nereye kadar korkutabilirsin ki onu…



Bir kadın seni sevmedikten, sana saygı duymadıktan sonra senden korkmuş, dediklerini yapıyor görünmüş neye yarar ki…



Hem bu kendilerine bile doğru dürüst hâkim olamayan erkeklerin dünyaya geliş amaçları kadınlara üstünlük taslamak mı?



Kadınları sindirmek mi?



Kadınlara karşı hep bir buyurgan tavır takınmak mı?



Al işte Adam Phillips olayı açıklamış, gözdağından doğacak ahlakı, sevgiyi, boyun eğmeyi ahlaksızlık olarak nitelendirmiş.



Nebahat Çehre ile Yılmaz Güney, Eşrefpaşalı isimli filmin çekimlerindedir.



Yılmaz Güney, Nebahat Çehre'ye, rol gereği, başının üstüne şişe koyarak, ateş edecektir.



Bir anda Yılmaz Güney gerçek silah ve gerçek kurşun kullanacağını söyler.



Herkes itiraz eder, hem filmdeki hem de gerçek hayattaki sevgilisi Nebahat Çehre, şaşırır, afallar, o da karşı çıkar ama sonrasında boynunu büker.



Çünkü o, Yılmaz Güney’in bir şeyi yapacağım dedi mi bunu bir şekilde hayata geçireceğini bilir, tanımıştır onu.



Gene de vazgeçirmeye yönelik tartışmalar olur, itişmeler kakışmalar yaşanır. Ama neticede Yılmaz Güney, Nebahat Çehre'nin başının üstüne şişe koydurur, üçüncü denemede vurur şişeyi.



(Çekim yapılmıştır ve film o şekilde (yani şişe sahnesinde gerçek silah ve kurşun kullanılmış olarak) gösterime girer.)



Çekimden sonra Nebahat Çehre çığlık atar, sırtından ter boşalmıştır, o an film çekiminde olan birçok kişi çok öfkelendiklerinden dolayı yalıyı terk eder.



***



Nebahat Çehre, bunu bir akşam televizyonda, katılmış olduğu bir programda anlatıyor.



O gün Yılmaz'a olan sevgimin yanında korku da belirdi diyor. Ve aynı zamanda ciddi manada ilk defa Yılmaz Güney’e kırıldığını söylüyor.



Üstelik gençlere, sevgililere, evlilere ve birbirini seven herkese kendine göre uyarılarda bulunuyor.



"Sevgilerinizin yanında korku olmamasına, aranıza kırgınlık sokmamaya çok ama çok dikkat edin," diye ekliyor.



Tabi kendisi anlatmasa da Nebahat Hanım, esas kırgınlığını sonraki zamanlarda yaşıyor.



Çünkü bir gün Yapımcı Abdurrahman Keskiner, Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre, bir gece kulübüne giderler.



Her şey güzel başlamıştır aslında, ama birbirlerine deli gibi ve fırtınalı bir şekilde âşık olan Nebahat Çehre ile Yılmaz Güney orada ufak bir şeyden kavga ederler.



İkisi de geri adım atmaz. Nebahat Çehre kulübü terk eder. Yılmaz Güney’in “Dur, gitme!” demesine hiç aldırmaz.



Nebahat Çehre, Elmadağ'da kaldıkları otele doğru koşarken, herkesin önünde rezil olduğunu düşünen Yılmaz Güney, otomobiline biner, kadına yetişir ve arabayı Nebahat Çehre’nin üstüne sürer, çarpar ona.



Nebahat Çehre havada uçar, tekrar arabaya ve kaldırıma çarpar... Kadın 4 gün hastanede yatar.



Bu olaydan sonra tamamen ayrılmışlardır artık. Çünkü Nebahat Hanım’ın kırgınlığı dağlar kadar olmuştur.



Bu olayı, Eşrefpaşalı filminin yapımcısı, o an orada bulunan Abdurrahman Keskiner anlatır.



Bu güzel bir örnektir.



Bir aşkta, arkadaşlıkta veya akrabalık ilişkilerinde, araya korku, hayal kırıklığı ve kırgınlık girdi mi o işin sonu gelmiştir demektir. Sevginin yanında korku barınmaz.



Bir kadını korkutacağını sanıyorsan ahmaklık ediyorsun demektir.