90 doğumlu olanların internet hakkında yeni nesil genç arkadaşlara göre farklı gerçekleri var. Bir çoğumuz internete bağlanırken aynı süre içerisinde kahve de hazırlayabiliyorduk. Bazen kopan bağlantının yeniden sağlanmasını beklersek hikaye kitabı bitiren arkadaşım bile olmuştu.

Tabi o zamanlar internete bağlanmak için çevirmeli bağlantı kullanılıyordu. Çevirmeli bağlantının o meşhur sesini hatırlamayan yoktur.

Ülkemizde ilk internet bağlantısı 12 Nisan 1993’TE ODTÜ ve TÜBİTAK’ın beraber başlattıkları TR-NET projesi ile gerçekleşti. Bu proje kapsamında şu an için kulağımıza şaşırtıcı gelecek bir hız olan 64 kbps ile ilk internet bağlantısı ABD Ulusal Bilim Vakfı ile gerçekleştirildi.

O yıllardan günümüze internet tüm dünyada oldukça hızlı bir şekilde yayıldı. Tüm alanlarda gelişimlerin önünü açan bir anahtar oldu.

İnternetin ilk yıllarında herhangi bir internet sitesinin açılması için uzun süreler bekliyorduk. Bugün ise geçmişe göre oldukça hızlı bir internet alt yapımız var ve istediğiniz internet sitesine tek tıkla neredeyse anında gidebiliyoruz.

Dünya geneline baktığımızda her ülkenin internet hızı birbirinden farklılık gösteriyor. Gelişmiş ülkelerdeki ortalama internet hızları gelişmekte olan ülkelere göre oldukça yüksek. Bunun doğal sonucu olarak internet alanındaki yatırımların da cazibe merkezi bu ülkeler oluyorlar.

Global ölçekli yapılan araştırmaları incelediğimde ülkemizdeki internet hızının dünya ortalamasının altında kaldığını gözlemledim. Ülkemizin gelirlerini (gsyh) düşündüğümüzde, telekom alanında ve özellikle de fiber/mobil internet alt yapısı yatırımları noktasında gelişime açık bir yönü olduğu sonucuna ulaştım.

Özel sektörün gelişmiş ülkelerdeki gibi güçlü olmadığı ülkemizde fiber ve mobil internet altyapı yatırımları noktasında da özel sektör – devlet ortaklıklarının değerlendirilmesi gelecek nesillerin önünü açacaktır.

Günümüzde endüstri 4.0’ın konuşulduğu, yapay zekanın hayatımıza dahil olmaya başladığı zamanları yaşıyoruz. Gençlerimizin ilgilerini bu alanlara yönlendirecek projelere ağırlık vermeliyiz. Bunun doğal sonucu olarak Telekom alanında kurulacak start up’ların da sayısının artmasına ve gelecek yıllarda gobal arenada yer alan Türk markaları görmemizin önüne açacaktır.

Dünya genelinde en hızlı ülkelerin neresi olduğuna gelirsek bu konu iki ana başlık altında takip ediliyor. Bu ana başlıklar geniş bant ve mobil internet olarak belirlenmiş durumda.

Bu iki ana başlığın hızlarına baktığımızda listenin en üstünde Birleşik Arap Emirleri yer alıyor. İlk 25 ülke arasında 11’inin Asya ülkesi olması dikkat çekiyor. Geleceğin ekonomi ve üretim devi olarak görülen Çin ise listede 4. sırada yer alıyor. Ülkemizle sıkı ilişkiler içerisinde olan Katar ise 5. sırada yer almış durumda. Abd ise bu sıralamada kendisine 7. sırada yer bulabilmiş.

Ekonomik alanda ülkemizle oldukça sık karşılaştırılan Güney Kore ise 11. Sırada ve mobil internet hızında ise ilk 5 içerisinde yer alıyor.

Tüm bunları göz önüne aldığımızda geleceğin dijital dünyada olduğunu görerek kaynaklarımızı geleceğin sektörlerine yönlendirmemiz hem bizim hem de gelecek nesillerin sağlığına olacağı inancını taşımaya devam ediyorum.