Bizim ailede hem besin alerjisi hem alerjik astım sahibi bireyler olduğu için süreci oldukça iyi bilirim. Zor, hem de çok zor.

Yaşam kalitesini ciddi oranda düşüren bu süreç yetişkinler için bile zor iken çocuklar için işin içinden çıkılamaz oluyor haliyle. Bu aralar bende dahil olmak üzere burun tıkanıklığı, kaşıntı, döküntüden şikayet ederken alerjik bir sohbet başladı. Çoluk çocuk sahibi alerjik aileler ile aramızda ve beni derinden etkileyen olaylar anlattılar, oldukça üzüldüm. Alerjinin parmak izi gibi olduğunu, her bireyde farklılık gösterdiğini biliyoruz ancak farkındalık sahibi olmak, toplum içinde nezaket kurallarına uymak, üstümüze düşmeyen, bizi ilgilendirmeyen konulara dahil olmamak gerektiğinin ne demek olduğunu bilmediğimizin üzülerek farkına vardım. Özellikle alerjik küçük çocuk sahibi aileler, park gibi çocukların yoğun olduğu bu alanlarda ciddi zorlandıklarını belirttiler. Parkları piknik alanı gibi gören anneler koca bir kutu kurabiye ile gezerken gördüğü her çocuğun eline tutuşturmadan önce ailesine sormaması neticesinde tehlike atlattıklarını da anlattılar. Düşünün ki çocuğun süt ürünlerine alerjisi var, başka bir anne parkta oyun oynarken çocuklara tamamen iyi niyetle kurabiyeyi veriyor. haliyle çocuk neticede nefsine yenik düştü aldı bir ısırık, sonrası ne biliyor musunuz? Sonrası kâbus. Tamamen iyi niyetle yapılan bu ikramların alerjinin bu kadar yaygın görüldüğü günümüzde özellikle çocukların yoğun olduğu açık alanlarda ailesine sormadan yapılmaması gerekliliği artık son derece önemli ve bu konunun yüksek sesle konuşulması gerekiyor. Alerjinin kaşıntıdan ibaret olmadığını, su tutunca geçmediğini, az biraz yiyince de olumsuz bir şey olduğunu anlamak ve anlatmak toplumun bir parçası olarak hepimizin görevi. Parkta dağıtılanı yiyemediği için canı çeken bir çocuktan hepimiz sorumluyuz. Bu konuya tekrar değineceğiz, konuşacağız, konuşmalıyız. Ailesine sormadan öyküsünü bilmediğiniz çocuklara yiyecek içecek ikram etmeyiniz.

Sağlıcakla.