Tüm hafta boyunca dizi platformlarında çokça Britanya tarihine maruz kalınca size Edinburgh’ dan (Edinbraa) bahsetmenin yerinde olacağını düşündüm

Benim oldukça beğendiğim hem gezerken hem bahsederken keyif aldığım yerlerden biri Edinburgh, aynı zamanda İskoçya’nın başkenti, başkent dediğime bakmayın bizimkiler gibi kaotik bir durum yok en turist alan hali bile bizim bazı ilçelerden daha az nüfusa sahip

Size şehirle bütünleşmiş ikonik kalesini, kraliyet yolunu, şapelini, müzesini ve bunun gibi tarihi birçok yerini uzun uzun anlatmak isterim elbette ama beni en çok etkileyen yeraltı şehirine ayrı değineceğim

Edinburgh Kalesi, sönmüş volkanik bir kayanın üstünde yaklaşık 1100 senelik bir geçmişi olduğu düşünülmekte, zamanında kraliyet ailesinin ikametgahı, askeri üs, hapishane olarak da kullanılmış 27 binadan oluşmakta, içerde savaş müzesi ve çekimin yasak olduğu kraliyet mücevherlerinin sergilendiği bir müze de var, oldukça dik bir yamaçta olan kale şehrin her yerinden görülmekte eğer giderseniz mutlaka buraya uğramanızı öneririm, oldukça büyük bir arazi üstünde bulunan kaleyi gezmek için en az 3 saat ayırmanız gerekiyor ve rahat spor ayakkabılar…

Ayrıca pazar günleri, Noel ve dini günler hariç kaleden her gün saat 13:00 de top atışı yapılıyor ziyaretinizi bu saate denk getirebilirsiniz

Royal mile diğer adı ile kraliyet yolu

Bu yol Dünya’da keyifle yürüyebileceğiniz en güzel yollardan, ortaçağdan fırlamış gibi hissedeceğiniz Harry potter a İlham kaynağı olan bu yolun bi ucunda kraliyet sarayı diğer ucunda Edinburgh kalesi var ve ikisinin arası 1 mil olduğu için kraliyet mili ya da diğer adıyla kraliyet yolu adı verilmiş. Buradaki binalar 16.yy izlerini taşıyor ve orjinalliğini koruyor binaların giriş katlarında alışveriş yapacağınız yerel dükkanlar var yol boyunca müze, dini yapılar, restaurant ve cafeleri görebilir kilt giymiş gayda çalanlar ile sokak sanatçılarına rastlayabilirsiniz

Yeraltı şehirleri ise oldukça etkileyici, dönemin soyluları yeryüzünde apartman dairelerinde yaşayıp şehrin nimetlerinden faydalanırken fakirler ise yeraltındaki şehirlerde yaşamaya çalışıyorlarmış, üstteki şehrin yeraltı versiyonunu düşünün ama oradaki fakirler arasında da sosyal farklılıklar var örneğin durumu daha iyi olanlar iki gözlü, eve daha çok benzeyen odalarda yaşarlarken, durumu daha fakir olanlar kalabalık tek göz havasız odalarda kalıyorlarmış. Tabi bu durum tuvalet ihtiyaçlarında oldukça sıkıntılı, düşünün ki onca insan bir yerde biriktirip dışarıya attıkları için şehirde veba salgını baş göstermiş, tabi bu durumdan soylular da etkilenmiş ölümler artınca önlemler alınmaya başlanmış ve kanalizasyon sisteminin de gelmesiyle şehir toparlanmaya başlamış, buradaki cinayetler ve paranormal olayların da anlatıldığı hayalet turlar düzenleniyor, giderseniz katılmanızı öneririm bambaşka bir dünya ben çok etkilendim

Sonuç olarak tarihe doyup, ruhunuzu da doyurup, bacaklarınızı yokuşlarda yoracağınız oldukça keyifli bir rota Edinburgh. Kültür turu yapmak isterseniz kesinlikle doğru destinasyonlardan biri aklınızın bir köşesinde bulunsun

Keyifli hafta sonları..