Sevgili okurlarım saygın bir ülke olmanın yolu; Okumaya, Düşünmeye Ve Sorgulamaya engel olanlara karşı Dik Durmaktan geçiyor!. Bu nedenlerdir ki konu EĞİTİM VE ÖĞRETİM olunca yaşamım boyunca bu ibareyi genç nesle aktarabilmek adına verdiğim mücadele aynı zamanda benim kırmızı çizgim olmuştur.
Zira emperyalist güçler, Yaratma Gücü yüksek ve Sağlıklı Öngörülerle geleceği yönlendirebilen ülkeleri kabullenmezler ve karşılarında GÖRMEK İSTEMEZ!
Yazılan 5000 yıllık tarih, güçlülerin(!) daima haklı olduğuna dair acımasız tespitlerle doludur!.
Muktedir olanların insanlığa uyguladığı katliamlar görmezden gelinirken, vatan topraklarını işgal edenlere karşı verilen haklı mücadeleler ne yazık ki sahte tarih sayfalarında katliam olarak yerini almaktadır!
1915’ten bu yana tarihçilere bırakılmayıp siyasi çekişmeye kurban edilen ve her yıl temcit pilavı gibi masaya getirilen Ermeni sorunu ile masa başında kaybetmekte olduğumuz Kıbrıs Barış Harekatı bu olguya verilecek en çarpıcı örnektir.
Kalkınmayı engelleyici eylemlere dur denmedikçe tarih, haksızlığa uğrayan güçsüzlerin aleyhine tekerrür edecek gibi görülüyor!
Bu nedenledir ki küresel ahtapotlar tüm kollarıyla 19’cu yüzyılın başlarından itibaren ülkemizin içine nüfus ederek eğitimin, adaletin, emniyetin, askerin, sağlığın, ekonominin yaşam damarlarını kesmekten hiç çekinmemişlerdir.
Yukarıda dile getirdiğim iki önemli hasleti biraz açmam gerekiyor.
- Yaratma Gücü : Yoktan var etme gücü yüksek bir ülkedir Türkiye.
‘Türk Milleti Zekidir’ ibaresini Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK boşuna dile getirmemiştir. Ülkesini ve insanını çok iyi analiz etmiştir. Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin teşekkülü için verdiği başarılı mücadelelerinden dolayıdır ki dünyada 20 yüzyılın tartışılmaz dehası olarak kabul edilmiştir.
- Sağlıklı Öngörüler: Türk Ulusunun Sağlıklı Öngörüleri hayata geçirebilme yeteneği çok üst seviyededir. Yeter ki fırsat ve destek verilsin. Yapamayacağı iş, çözemeyeceği hiçbir problemi olmaz, olamaz.
Türk insanının zekasına ve yeteneğine dair sayısız örnek vermek mümkündür.
Çarpıcı bir örnekle yetineyim.
“1968 Kara Harp Okulunda öğretim gördüğüm yıl. Türkiye kendi imkanlarıyla bir adet
Piyade tüfeği yapıyor ve 850.00 TL’ye mal ediyor. Uygun görülürse 1932- 1937 yıllarında Kırıkkale’de faaliyete geçen Makine Kimya Endüstrisi ( MKE ) Ağır Silah ve Çelik fabrikasında sürüme geçilecektir.
Yani kendi silahımızı araç ve gerecimizi kendimiz yapacağız. Bu gün yaptığımız gibi…
Ancak kan emici dış mihraklar işlerine gelmeyen akılcı hamlemiz karşısında boş durmamışlardır.
Teklif ilginç ve iğrençtir!. “ Aynı silahı biz size tanesi 650.00 TL’den verelim! ”Hani Türk Milleti zekidir ya, korku bacayı sarınca düşük fiyat vererek zeka fışkıran beyinleri köreltme politikasını devreye sokuyorlar.
Yine acımasın küresel güç, yetenekli bir kısım insanımızı cazip tekliflerle bünyesine katmış, kendi ülkesinin çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmemiştir. Hala ülkemizin içinde fink atmaktadırlar. Ve beyin göçü hızla yol almaktadır! Amerika karşıtı olan ve kendi araç/gereç ve silahını kendi yapmak adına mücadele veren aydınlarımızın nasıl suikasta uğradığına dair de çok örnek vardır.
Suçlular kimdir derseniz?!
İktidarlardır, İktidarların Aldıkları Akıl Dışı Kararlara Duyarsız Kalan Tüm Millet Vekilleridir, Siyasete Soyunanlardır!
Buraya kadar “küresel gücün ne kadar dost, müttefik, stratejik ortak olduğunu” açıklamaya çalıştım.
***
Ana konu Öğretmenler günü olunca makaleme, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yılın başlarında verdiği ve camianın yüreğine su serpen müjdeli bir haberle başlamak istiyorum.
Haberde ; “Milli Eğitim Bakanlığı’nca 28 Ocak 2019’da yapılan açıklamada; özel öğretim kurslarının 2019-2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren kapatılacağı, dershanelerin dönüştürülmesi sürecinde açılan temel liselerin de 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının sonunda söndürüleceği” belirtiliyordu.
Bu minvalde bakanlıkça; milletin düşünme özgürlüğünü elinden alan, ve ezberciliğe sevk eden ‘Dershanelerin kapatılması’ sorununa çözüm getirmek için birtakım çalışma başlatıldığını görüyoruz.
Ancak bu sevindirici haberin ardından bu kez de manşetlere oturan bomba bir haberle maalesef yine sarsıldık!
Neydi bu haber?!
“Özel Öğretim Kursları (Dershaneler) kapatılmıyor”.
O nedenledir ki geçen sene bu vakitler kaleme alıp siz okurlarımla paylaştığım sorunlarda kayda değer bir değişiklik olmamıştır.
Sayın Milli Eğitim Bakanı dershanelerin 2019/2020 Eğitim/öğretim yılında kapatılacağını söylese de yasal değişiklikler yetiştirilemediğinden Özel Eğitim Kurslarının yani Dershanelerin 2020 Haziranına kadar açık kalacağını gösteriyor!..Ancak bir çalışma başlatıldığı nedeniyle ÖNÜMÜZDEKİ SENE İÇİN umut var olmak istiyorum.
Tekrardan fayda geleceği umuduyla bir yıl evvel kaleme aldıklarımı bu yılda siz okurlarımla paylaşmayı kutsal bir görev addediyorum!...
Yorum siz sevgili okurlarımındır.
Geçen sene kaleme aldığım yazımın tamamını aşağıdaki linkten lütfen okur musunuz?
https://www.oncevatan.com.tr/yil-24-kasim-2018-egitim-sisteminin-hal-i-purmelali-makale,43168.html