Ezeli rakiplerini, sahadan silmişsin.

14 maçtır kaybetmemiş, 4 deplasmandır üst üste galip gelmişsin. 

Sıralamada sana en yakın rakibine sezonun ilk iç saha yenilgisini net bir skorla yaşatmışsın.

Stoperlerinden birisi sezonu kapatmış, en iyi oyuncularından birinden neredeyse hiç yararlanamamışsın.

Sağ bek oyuncun futbola küsmüş, merkez orta sahanı kör topal devir almış, forvetten kanat devşirmişsin…

Tüm bu olumsuzluklar içinde geldiğinden bu yana 2.4 puan ortalaması ile lige ambargo koymuş, 2. Devre ligde zirveye oturmuş, elindeki malzemeden maksimum verim alarak taraftara “acaba mı?” dedirtecek kadar umut aşılamışsın. İşte bu yüzden hesabı siz ödemelisiniz…

Şöyle bir sezon düşünün… 

Sergen hocadan sonra takımın başına Şenol Güneş’i getirmişsiniz. Aboubakar’ın istediği 3.5 milyon Euro’yu o dönem vermiş ve devamından önce Bathsuayi ve sonradan da Weghorst’a olmak üzere toplamda 6 milyon Euroluk olmamışsınız. Beşiktaş şu an nerede ve kaç kupalı olurdu? Peki Beşiktaş yönetimi bu süreçte ne yaptı? 

Sergen hoca sonrası 3 isimle görüştü. 

Pinheiro; 14 maç, 2 galibiyet ve Estoril’den kovuldu…

Farke, M’glagbach’tan 10 ay sonra kovuldu…

Valerien Ismael, 1.devreyi tamamlayamadı… 

Geldiğimiz noktada şunu net bir şekilde söylemeliyim ki, Beşiktaş saha içinde ne kadar başarılıysa, saha dışında son 2 senedir o derece başarısız. Burada başkan Ahmet Nur Çebi özelinde değerlendirmek, bizi gerçeklerden uzaklaştırır. Başarı da, başarısızlık da bir plan ve doğru ekiple gerçekleşir. Beşiktaş’ın idarecileri bu konuda sınıfta kalmıştır. Beşiktaş camiasını yapılanma adı altında yapboz tahtasına çevirmiş ve gerçekle bağdaşmayacak sportif hamlelerle bugünün temellerini atmıştır. Eğer bugün Beşiktaş taraftarı 14 maçtır yenilmeyen, son 4 deplasman maçını kazanan, gelene gidene 4 atan takımları için tribünde “Başın öne eğilmesin, aldırma kartal aldırma…” diye tezahurat yapıyorsa, bunun hesabını, bu adisyonu birileri ödemeli. 

Eğer adına futbol dediğimiz bu oyunun en önemli unsuru Taraftar ise, taraftarı başarıyla ve keyif veren bir futbol ile bir arada tutarsınız. Başarı ise, doğru teknik adamlar ve kaliteli futbolcularla gelir. Bazı hocalar vardı, yönettiği takımla adeta bütünleşir. Beşiktaş’ta bu tanıma 2015’ten bu yana uyan tek isim Şenol Güneş’tir. Bundan sonra yapılacak belli, armudun sapı, üzümün çöpü demeden, Beşiktaş’ı Şenol Güneş’e emanet edip, alacağı kararlara saygı duyarak başarı için ilk adım atılmalıdır.