Bir seçim haftasına daha geldik… Öncelikle hepimizin seçimlere iştirak etmesi önem arzediyor. İştirak olmazsa olmazımızdır. Bahanesi yoktur…

Bir seçim haftasına daha geldik…

Öncelikle hepimizin seçimlere iştirak etmesi önem arzediyor. İştirak olmazsa olmazımızdır. Bahanesi yoktur…

Bu ülkenin bir ferdi olarak, bu ülkeye yıllardır vergi veren bir mükellef olarak, dedeleri bu topraklar için şehit düşmüş vatandaşlar olarak, bizlere sunulan tek yönetimsel işlevimiz “oy” haklarımız…

Unutmayın ki! Bir sonraki Cumhurbaşkanlığı hakkında fikrinizin sorulması için daha 5 yıl beklemeniz gerekecek… Bu sebeple %100 katılım sağlanması gereken, çok çok hassas bir süreç…

Halk içerisinde farklı görüşler var. Bu çok normaldir…

Düşünsenize TV’lerde koca koca profesörler, din âlimleri çıkıyor ve islamı, hakkı, hakikatı anlatıyorlar… Kuran-ı Kerim çercevesinde konuşmalarına rağmen bir çok yerde farklı görüş, duruş sergileyebiliyorlar. Mutlak bir hakikatta buluşamadıklarına çok defa şahit olabiliyoruz.

Bu sebeple halkında siyasi seçim konusunda uzlaşamaması sorun olarak görülemez. Hatta, sağlıklı olanı bulabilmemiz için tam da böyle olmalıdır… Tartışmalı ve görüş bildirmelidir. Bu fikir alışverişi kişiyi geliştirir… Kişilerin gelişimi ise ülkeyi geliştirir…

Toplum içerisinde farklı görüşlerin, farklı dinlerin, farklı kültürlerin yaşaması fikir zenginliği getirir…

Bu sebeple kimse kimseye baskı ile kendi hakikatını aşılamaya kalkmamalıdır…

Ama kesinlikle ve kesinlikle korkmadan tartışılabilsin…

Tartışın ve bırakın fikirleriniz havada uçuşsun… Herkesten fikir fışkırsın… Bu rengarenk duruşumuz en önemli zenginliğimize dönüşsün…

Unutmayın ki! Fikrini söylemekten imtina etmiş, sakınmış insan, umutsuzluğa düşer… Kendini anlatamazsa vicdanını doyuramaz…

Fikrini açıklamaktan korkan bu insan, zamanla büyük resimden ve hatta bilmeden inancından bile uzaklaşabilir. Bir kulun peşinde sürüklenmeye başlayabilir… O olmazsa yarınının olmayacağını düşünmeye başlayabilir. Rızkın kimden geldiğini şaşırmış ve istemeden yanlış yola sapmaya başlayabilir…

İşte umutsuzluk böyledir, mutlaka kötüye saptırır… Umut yoksunu, yokluğun simgesi oluverir.

Dünya görüşü, inanç ve huzur; fikrini korkmadan söyleyebilmek ile başlar…

Vicdanına huzur veren, kendi, hür fikrini söyleyebilen herkes hakikatın kendisidir… Onunla tartışabilir ve fikren zenginleşebilirsin ama onun fikrini katılaştırıp, onun fikrine ambargo koyamazsın…

Fikrini beğenmediğimiz birine, kötü cümlelerimizi açıkça söyleyip, ceza veremeyiz… Çünkü insanlığımız, dinimiz bunu emreder…

Aksini yapanın inandırıcılığı kalmaz, onun ilmi ise bizi doyuramaz…

Bağımlılığı, ithalatı, dış borçlanmayı sonlandıramaz…