Bitime 6 hafta kala Galatasaray, Eyüpspor'a deplasmanda konuk oldu. Ligin ilk bölümünde evinde Eyüp'e puan kaybeden sarı-kırmızılı ekip, bu maça ayrı bir motiveydi ve bunu da sahaya yansıttı. Okan Buruk daha önce de dediğim gibi kazanan 11'i bozmadı, zaten bu kadroda pek de sırıtan bir isim yok Frankowski hariç, en ideal 11. Frankowski'ye gelirsek de; "kanat bek olarak geldi ama bek oynuyor" deniliyor ancak bu bambaşka bir mevzu, yanındaki oyuncuya pas bile veremiyor neredeyse, sürekli de kırmızılık oynuyor. Frankowski'de çok ciddi bir özgüven kaybı var. Şu zamana kadarki hal, hareket, tavırları ve performansını baz alırsak büyük takım topçusu gibi durmuyor maalesef. Mesela Sara'nın belli bir süredir performansı düşük ancak adam 2 servisle 2 gol attırdı tertemiz. Yunus desen sakat oynuyor diye yine düştü 2-3 maçtır performansı ama o da bir servisle iş bitiriyor, takım çalışınca bunlar sırıtmıyor zaten ama Frankowski farklı mevzu. Zaten Kaan da iyileşti, hocanın artık Kaan'ı sağ bekte değerlendireceğini düşünüyorum. Lemina'nın savunma işlerini süpürmesi nedeniyle rahatlayan Torreira bu maçta yine skor yazdı, 8-8.5 oynamaya alıştığından beri çok iyi ikili oldular. Daha önce çok defansif kalıyorlardı, Yunus da olmayınca takım kreatif oyuncu eksikliğinden rahat skor üretemiyordu ben de "Lemina - Torreira" olmuyor demiştim doğal olarak. Şu an için bunu söylemek mümkün değil, tam tersine ivme yakaladılar. Osimhen yine öyle bir hareket yaptı ki hem izleyicilerin hem de Caner'in aklını aldı, bacağını kaldırıp topu aldığı pozisyonu en son Zlatan'da falan gördüm ben, o da güzel bir skor yazdı. Son olarak da gelelim İspanyol boğasına; Alvaro Morata. Dünyaca ünlü bir golcüsün, oynama garantisi de veriyorlar sana ama takım öyle bir işliyor ki yedek kalıyorsun, gole çok ihtiyacı vardı böyle bir dönemde. 2 gol atması Morata'yı da rahatlattı, golcülüğünü konuşturdu Morata. Cimbom 5 golle müthiş bir galibiyet aldı, Konya maçında da yine rakibine fark atmıştı. E son viraja geldik malum, Aslan'ın dişine kan değdi bir kere...