TÜSİKON  TIP BAYRAMINDA SAĞLIKÇILARIMIZLA

Türkiye Üreticiler Sanayiciler ve İş Adamları Konfederasyonu ( TÜSİKON ) Genel Başkanı Orhan Beşiktepe, Genel Başkan Yardımcıları Sadık Büyükkarakurt, Ahmet Yaşar Teymen ve Konya il Başkanı Mevlüt Evkaya 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle sağlıkçılarımız ile bir araya geldi. 

Sadık Büyükkarakurt ziyaret ile ilgili yaptığı açıklamasında sağlık hizmetlerinin insanların en önemli talepleri arasında bulunduğunu belirterek, sağlık çalışanlarının büyük fedakârlıklar yaparak bu hizmeti sunduğunu bu hizmet karşılığında TÜSİKON olarak bizlerde kendilerine bir ziyaret gerçekleştirip tıp bayramlarını kutladık dedi. 

İnsan sağlığının korunmasının ve mevcut sağlık sorunlarının giderilmesinin tüm insanlığın en önemli hedefi olduğunu vurgulayan Büyükkarakurt “Sosyal devlet olmanın bir gereği olarak sağlık hizmetlerinin en üst seviyeye çıkarılması, hepimizin ortak amacıdır. Hükümetimiz döneminde hayata geçirilen reformlarla sağlık hizmetlerimiz Avrupa standartlarına ulaşmıştır. Son olarak bazı illerimizde hayata geçirilen şehir hastaneleri projesi ile standartların üstüne çıkıldığını görmekteyiz” diyerek şöyle devam etti:

“Bireylerin huzurlu, mutlu ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin ana koşulu sağlıklı olmalarıdır. Sağlıklı bir yaşam ise insanoğlunun en temel hakkıdır. Bedenen ve ruhen sağlıklı bireyler, eğitimin artmasına, üretimin güçlenmesine, ülkenin kalkınmasına dolayısıyla toplumsal refahın artmasına önemli katkı sunarlar. Bu durum ise sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde uygulanmasına ve geliştirilmesine bağlıdır. Nitelikli bir yaşam sunmayı ilke edinerek gece gündüz demeden, her yerde ve her koşulda hayatlarını insan sağlığına adamış olan sağlık çalışanlarımız, özellikle içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde tüm risklere göğüs gererek bu zor görevi yerine getirmekte, bunu yaparken de karşılık beklememektedir. Bu duygu ve düşüncelerle; hayatlarını hayat kurtarmaya adamış, büyük bir fedakârlıkla çalışan, kutsal ve onurlu bir mesleği yerine getiren tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum.” dedi.

Dövme sildirmek tehlikeli midir?

 Dövme sanatına gönül vermiş, kibar, genç, dinamik, harika bir çift. Bu sanatın inceliklerini çok iyi bilen, insanların duygularını gerçeğe dönüştüren, vücutlarını bir tuval gibi işleyerek hayal dünyalarının kapılarını aralayan sanatçı bir çift. Eşsiz tattoolar yaratıyorlar ve işlerini çok severek 10 yıldır zevkle yapıyorlar

Bu sanatla nasıl tanıştınız, kaç yıldır hizmet veriyorsunuz, tam olarak neler yapıyorsunuz?

Burak Yırtıcı (instagram/medcezirtattoo): 1998 yılında Erdek’ de yazları geçici dövme ile başladım bu işi yapmaya. Çok sevdiğim bir sanat olan tattooyu profesyonel olarak da 2000 yılından itibaren  kalıcı dövme yaparak geliştirim. Bugün Taksim’deki  yerimizde tüm hijyen şartlarına uygun olara  insanların hayal ettikleri şekillere aracı oluyoruz. 

Burçin Yırtıcı(instagram/burcinyirtici) : Eşimle tanıştığımızda dövme stüdyosu vardı onun sayesinde  10 yıldır dövme ile içli dışlıyım. İlk dövmemi o yaptı ve sonrasında bu aşk hiç bitmedi gerisi geldi.Şuan benim için büyük bir aşk dövme yapmak ve yaptırmak. Medcezir Tattoo 2003 yılında kuruldu. 2003 yılından beri hizmet veriliyoruz . Medcezir farklı tarzlarda bir çok farklı dövmelerin ve piercinglerin yapılabildiği bir studio.

Tattoo ne  ifade ediyor sizce,  siz gelenler hangi amaçla gelirler, sizi neden seçmeleri gerekir?

 Bizce tattoo bir sanat. Bazıları için bir yaşam tarzı, bazıları için bir süs,  bir takı, bazıları için ise bir güç göstergesi...Herkese göre farklı bir şey ifade eder ve herkesin farklı istekleri olur.  Bazıları sadece dövmelerinin sayısını arttırmak için gelir. Bazıları aileleri ile ilgili yada anıları ile ilgili bir şeyler yaptırmak için. Bazıları sanatsal şeylerden hoşlanırlar sanatsal bir şeyler yaptırırlar. Bazıları ise yaptıkları meslekler ile ilgili... Bu böyle farklılık gösterir...

 Biz dövme yaptığımız kişilerin ruhlarına dokunarak çalıştığımızı düşünüyorum. İşimizi aceleye getirmeden onlarla ilgilenerek çalışıyoruz. Tabi ki kaliteli malzeme ve doğru teknikle bu işi yaparsanız daha az acıtır ve genelde acıtmıyoruz elimiz hafif diye de tercih ediliyoruz. Kaliteli malzeme ile temiz çalışıyoruz. 

Kadınlar en çok hangi dövmeyi yaptırmak istiyor ve erkekler tabi?

Kadınlar genelde süs için estetik şekiller ve objeler  yaptırıyorlar. Erkekler işe güç dövmeleri yaptırıyor. Ejderha, Aslan, Kaplan gibi...

Tattoo silinir, rengi atar, soluklaşır gibi sorunlar olur mu bu doğru mudur, neden yaşanmaktadır?

Dövme kaliteli malzeme doğru teknik ile yapılırsa ömür boyu bizim ile beraber yaşar canlı kalır. Solan, bronzlaşan, kuruyan çatlayan bizim derimizdir. Üstteki deriniz ne kadar iyi bakımlı, canlı ve açık tenli olursa alttaki dövmeyi dışarıya o kadar net yansıtır. Eğer esmer biriysek üst derimiz esmer olduğu için dışarıya dövmemizi  mat yansıtır. Bu da dövmemiz soldu zannedilen durumlardan biridir. Kışın beyaz, yazın bronzsanız dövmeniz de kışın canlı,  yazın mat gözükür.

Dövme sildirme işlemi zor  mudur?

Dövme sildirme işlemi uzun ve meşakkatli, acılı bir işlem. Bu gerçekten uzman dermatologtan iyi bilgi alınarak, zahmet gereken bir işlemdir. Bu yüzden bize gelen herkese  önce emin olmalarını, gerçekten bu dövmeyi isteyip istemediği soruyoruz ve  gerekirse vazgeçmesi gerektiğini anlatıyoruz. 

Bu işlemlerde hijyen çok önemli sizin önlemleriniz neler oluyor?

Dövme işleminde herkese özel yani kişiye özel kullan at, steril malzemeler kullanılıyoruz. Ve bu tek kullanımlık malzemeleri kişilerin önünde sıfır  paket olarak açılıyoruz. İşimiz bitikten sonrada tıbbi atık kutusuna atıyoruz. Normal çöplerle atıldığında çöplükten yemek yiyen kedi, köpek, kuş gibi hayvanlara zarar gelsin istemeyiz bu hususa çok dikkat ediyoruz. Maalesef birçok meslektaşımız tarafından dikkat edilmeyen önemli hususlardan biridir.

Neden bu kadar seviliyor dövme sizce?

Herkesin farklı istekleri var bu dünyadan. Daha öncede söylediğim gibi kimi için dövme yaşam tarzı. Kimi için ise sevdiği seyleri, zevklerini dışarı vurma biçimi. Kimisi anne babasını ailesini yazdırır, çizdirir. Kimisi sevdiğini, yarini, kimisi çocuğunu, evladını... kimisi sert şeyler yaptırıp, güçlü gözükmek ister... kimisi naif, zarif şeyler taşımak ister.  Kimisi de anılarını vücudunda taşımak ister. Tüm bu farklı düşüncelerin, farklı insanların ortak noktasıdır “dövme”

Bu dönemin en moda olan dövme şekli nedir?

Hiç bir dövmenin modası geçmiyor. Her tarzın bir seveni var. Ama son 2 yılda gerçekten en fazla istenen dövmelerden biri fotoğraf dövmesi. Eski fotoğraflarımızı dövme haline getirdiğimiz, O anı yansıttığımız dövmeler...

Size nasıl ulaşabilir ve hayal ettiğimiz tattooyu yaptırabiliriz?

Taksim- Beyoğlu’nun o mistik atmosferinde 10 yıldır işimizi aşkla yaptığımız bir mekanımız var.  Burasısizin eviniz,, dövme yaptırırken kahvelerinizi yudumladığınız bol sohbet ettiğiniz bir ortam.Bize  @medcezirtattoo adresimizden rahatlıkla ulaşabilirsiniz,  özel sorularınız içinde @burcinyirtici her  zaman sizinle..

NADİR-X ÇİZGİ ROMANI ÇOCUKLARIN EMPATİ YETENEĞİNİ GELİŞTİRECEK

Nadir hastalıklara dikkat çekmek için hazırlanan Nadir-X çizgi roman kitabının basın lansmanı gerçekleşti. Lansmanda GEN Kurumsal Marka Yöneticisi Bulutay Güneş, Nadir-X çizgi roman kitabının çizeri Erhan Candan, projenin danışmanı Uzman Psikolog & Pedagog Ebru Şen, KİFDER Başkanı İlknur Görgün, SİSTİNDER Başkanı Gülnur Gökmen, Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sadullah Erol yer aldı. Buluşmada çocukların arasında yaşanan akran zorbalığına dikkat çekilirken, Uzman Psikolog & Pedagog Ebru Şen, Nadir-X çizgi romanı sayesinde nadir hastalığı bulunan çocuklara arkadaşları tarafından empatiyle yaklaşılabileceğini belirtti.

PANDEMİ SÜRECİNDE VUCUT AĞRILARI , BEL VE BOYUN FITIĞI NEDEN ARTTI?

BİLGİSAYAR VE SOSYLA MEDYA KULLANIMININ ARTMASININ OLUMSUZ BEDENSEL ETKİLERİ ŞAŞIRTTI

Uzayan pandemi süreci ile birlikte hem hareketsizliğin hem de evden çalışma zorunluluğunun getirdiği bazı sağlık sorunları gün geçtikçe artıyor. Bilgisayar başında geçirilen zamana bağlı kronik boyun sırt ağrıları ve yine hareketsizliğe bağlı bel bacak ağrıları bu şikayetlerin başında yer alıyor. Dünyada popülerliği artan ve ülkemizde de giderek yaygınlaşan KAYROPRAKTİK yöntemi ile bu şikayetlerden kurtulmak ve oluşmadan önlemek mümkün. 

Toplumun büyük çoğunluğunun cevap aradığı üç önemli soru için Akademisyen ve Kayropraktik uzmanı Doruk Turhan’dan bilgi aldık;

Pandemi ile birlikte evde hareketsiz geçirilen zaman sonucu vücut ağrılarımız ne kadar arttı?

Bir çoğumuzun yaşlanma ile birlikte bedensel şikayetleri de artar.

Fakat son 1 yıldır yaşadığımız pandemi süreci sadece yaş almaya bağlı değil aktif iş yaşamından evde masa başında sabit çalışma ortamına transfer olan bir çok kişinin karşılaştığı bir sorun halini almaya başladı.

Kısacası masa başı çalışanlar başta olmak üzere neredeyse herkesin bel, sırt, boyun ağrıları ivmeli bir biçimde arttı ve artmaya da devam ediyor. 

Bu durumu pandemi sürecinin ilk birkaç ayından itibaren gözlemlemeye başladık, yani hareketsizliğin kısa vadeli sonuçları idi. 

Pandemi sürecindeki pasif ve hareketsiz yaşamın çok daha ciddi olan orta-uzun vadeli sonuçlarına mutlaka değinmek gerekiyor. Hareket, bilişsel ve duygusal fonksiyonları besler. Öğrenme, hafıza, karar verebilme becerisi, duygu kontrolü ve hatta dürtü kontrolü gibi birçok nöral fonksiyon aktif yaşam ile desteklenebilir. Hareket etmeden yaşadığımız son 1 yıllık pandemi sürecinde kas iskelet ağrıları, denge ve koordinasyon kayıplarının yanı sıra yukarıda bahsettiğim bilişsel fonksiyonlarda da kayıp gözlemlemeye başladık. Bu durum anksiyete, depresyon ve panik bozukluk gibi problemler olarak kliniğe yansıyarak, kişilerin ağrı-hareketsizlik-ağrı döngüsüne saplanmasına sebep oluyor ve yaşam kalitelerini ciddi ölçüde düşürüyor. 

Bu durum, normal adım sayılarının ve yürüyüşün dışında, haftanın 4 günü 40 dakikalık tempolu bir yürüyüşle beraber, haftanın 2 günü 30 dakikalık koşu, bisiklet yüzme gibi bir fiziksel aktivite ile önüne geçilebilir.

Pandemi sürecinde evden çalışmak zorunda olan çalışanları ileri de bekleyen bedensel tehlikeler nelerdir ? Bunlarla nasıl başa çıkılabilir?

Son 1 yıllık pandemi döneminde ofis çalışanları ergonomik ofislerinden, homofislere geçmek zorunda kaldı. Bu durum ve “rahat” çalışma ortamları ilk başta çalışanları sevindirse de, bir süre sonra bu durumun bedenleri üzerindeki fiziksel etkilerini gözlemleyince pek de olumlu olmadığı anlaşıldı. 

Tüm ofis çalışanı için en önemli kavramdır ergonomi, ve birçok ofis de çalışanlara uygun ergonomi ile tasarlanmıştır. Dolayısıyla ofis ortamındaki masabaşı çalışanlar için, belli aralıkta molalar ve düzenli fiziksel aktivite sürekli oturmanın verdiği travmatik etkiyi minimize edebiliyordu. Fakat homofis ortamlarında, çalışanlar “ergonomi” kavramını tam anlamıyla terk etti ve bu durumun götürüleri de kısa bir sürede ortaya çıktı. Evden çalışıyor olmanın verdiği rahatlıkla kişiler oturma pozisyonuna önem vermemeye başladı ve fiziksel aktiviteleri de ciddi ölçüde azaldı. Bununla beraber bireyler omurgada eklem blokajları, kas imbalansları, boyun düzleşmesi, hareket kısıtlıkları ve hatta fıtıklaşmalar gibi birçok omurga problemi ile karşı karşıya gelebiliyorlar. Bir kayropraktik uzmanı olarak hastalara sürekli şu cümleyi telkin ediyorum: “probemi oluşmadan önlemek, tedaviden çok daha kolaydır”. 

Fakat bu durumda maalesef kliniklere başvuran hastaların büyük bir kısmında homofis çalışmanın omurga üzerinde yarattığı bu olumsuz etkileri görebiliyoruz. 

Ev ortamında dikkat edilmesi gereken hususları birkaç alt başlıkta inceleyebiliriz.

1- Monitör yüksekliği göz hizasında olmalı

2- Dizüstü bilgisayar kullanan çalışanlar mutlaka harici bir klavye ve ergonomik bir fare kullanmalı ve bu ekipmanları vücuda olabildiğince yakın tutmalı.

3- Ergonomik tasarlanmamış bir sandalye kullanıyorsa mutlaka bel desteği kullanılmalı. 

Tüm bunların ötesinde 45-60 dakikada bir ayağa kalkıp, birkaç dakikalık yürümek veya bir dizi mola egzersizi yapmak, oturmanın verdiği travmatik etkiyle başa çıkmaya yardımcı olmaktadır.

Sosyal medya ve telefon İLE fazla vakit geçirmenin vücudumuzdaki olumsuz etkilerinden nasıl kurtulabiliriz?

21. yüzyılda hayatımıza giren tablet ve telefonlar zamanımızın çok büyük bir kısmını kaplamaya başladı. Bununla beraber sıklıkla gördüğümüz boyun düzleşmesi durumlarında ivmeli bir artış görmeye başladık. 5 kişiden 4’ünde gözlemlediğimiz boyun düzleşmesi, çok yaygın olmasının yanı sıra bir tanı değildir. Hatta bu durumla beraber “text-neck” (kısa mesaj boynu) kavramı literatüre gitmeyi başardı. 

Boyun bölgesinin mekanik fonksiyonu gereği, düzleşen boyun eğriliği tek başına bir şey ifade etmemekle beraber boyun fıtıklarına zemin hazırlamaktadır. Boyun düzleşmesi görülen vakaların çok büyük bir kısmında en ez bir diskte fıtık başlangıcı görmekteyiz. Bu yüzden tek başına major bir problem olarak görmesek de bu duruma karşı mutlaka önlem alınması gerekmekte aksi takdirde kişiyi geri dönüşü sancılı bir süreçle başbaşa bırakabilmektedir.

Bu durumu önlemek ve vücudun başa çıkabilmesini sağlamak adına:

1- Sosyal medya ve akıllı telefonlarda geçirdiğimiz zamanı kısıtlayın. Gerekiyorsa hatırlatıcı bir uygulama kullanın.

2- Oturur pozisyonda isek bacakların üstüne bir yastık vb. destek alarak dirseklerinizi yükseltin. Bu yolla telefona bakmak için boynun öne eğilmesini azalacaktır.

3- 1LT su dolu plastik bir su şişesini boyun altına koyup sert bir zeminde 2-3 dakika sırt üstü uzanın.

Unutmamalıyız ki, oluşmadan önlemek, oluştuktan sonra düzeltmekten çok daha kolaydır.

Ciltte lekesiz bir bahara Biolog Leke Kremi ile merhaba

Havalardan çevresel faktörlere, hormonal değişimlerden kışın yıpratıcı etkilerinden dolayı ciltte meydana gelen lekelenme problemleri için Biolog Leke Kremi, kışın bitip baharın başladığı bu günlerde cilde ihtiyacı olan desteği sağlayarak sağlıklı bir ışıltı kazandırıyor.

Düzenli kullanım ile birlikte etkisini kanıtlayan Biolog Leke Kremi, kışın kuruyan, lekelerle boğuşan ciltlerin imdadına yetişiyor. İçeriğinde bulunan papatya ekstresi ve meyan kökü ile cilde daha berrak ve aydınlık bir görünüm veriyor. 

İNGİLİZLER TÜRK DOKTORU KONUŞUYOR

Bağımlılık tedavisi sektöründe çalışanların oluşturduğu İngiltere’nin saygın pratisyenlerinin bir araya geldiği Alkol ve Madde Bağımlılığı Federasyonu’ndan (FDAP) Türk doktor Alpekin Aydın’a büyük onur… Alkol ve Madde Bağımlılığı Federasyonu, İngiltere’de kendi bulduğu kombine tedavi yöntemi ile bağımlılık tedavisinde büyük başarı sağlayan Uzman psikolog Alptekin Aydın’ı İleri Düzey Pratisyen ünvanı ile onurlandırdı. Aydın için ayrıca federasyona ait sitede yaptığı tedavinin içeriğinin anlatıldığı bir sayfa yayınladı. Alkol ve Madde Bağımlılığı Federasyonu, İngiltere’de bağımlılık tedavisinde İngiltere’nin en saygın isimlerini bünyesinde barındıran bir ağ olarak bilinirken, SMMGP (Genel Uygulamada Madde Kötüye Kullanım Yönetimi) uygulamasıyla 20 yıldan daha uzun bir süredir, bağımlılık tedavisinin gelişmesine katkılarını sürdürüyor. Uzman Psikolog Alptekin Aydın, Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi ile Alkol/Madde ve Kumar bağımlılığı terapisi duygusal, davranışsal ve kişilik yapısından kaynaklanan sorunlarla başetme, vb. tedavilerle hastalarına hem Londra / Southgate, hem de İstanbul / Kartal’daki kliniğinde ışık olmaya devam ediyor. Aydın, özellikle pandemi sürecinde psikolojisi bozulan İngilizlerin en çok tercih ettiği doktorlar arasında yer alıyor.