UNDP insanların korkudan, aşağılanmadan uzak yaşamlarına yardımcı olacağını umduğu yeni bir kalkınma yaklaşımını savunuyor.  İklim değişikliği dünyanın her yerinde önde gelen ölüm nedenlerinden birisi haline gelecek.  

Artık mevsimsel değişikliği sıkılıkla yaşıyoruz.  Yıllar öncesine dayanan imgeler zamanla kayboluyor. Buna başlıca örnek olarak yılbaşını verebiliriz. Yılbaşı kartlarını hepimiz biliriz ve kartlar kar figürüyle süslenir. Ocak ayı her zaman yoğun kar yağışıyla geçmiş. Yılbaşı karla birlikte kutlanır ve yılbaşı tatilinin ardından kar tatili gelirmiş. Duruma şimdi baktığımız zaman Ocak ayında bazı illerde kar görülmemiştir.   

BM Genel Sekreter Yardımcısı ve UNDP Kriz Bürosu Direktörü Asako Okai, “Raporda vurgulanan uygulamaya dönük eylemin temel ögesi, ortak güvenlik fikrine dayanan daha geniş küresel dayanışma duygusu yaratmaktır. Ortak güvenlik anlayışına göre, ancak ve ancak birbirine komşu toplumlar güvende olduğu sürece bir toplum kendini güvende hisseder. Yaşadığımız küresel salgında bunu fazlasıyla açık biçimde gördük. Ülkeler, Koronavirüsün sınırlardan geçen yeni mutasyonlarını önlemeyi başaramadı.” şeklinde konuştu.

UNDP’nin yayınladığı Antroposen’de insan güvenliğine yönelik yönelik yeni tehditler başlıklı raporunda bazı bulgular bu şekilde:

  • Günümüzde yaklaşık 2,4 milyar insan, sosyoekonomik ve çevresel etkilerin sonucu olarak gıda güvensizliği yaşıyor. 
  • İklim krizi gelecekte de hepimizi ciddi şekilde etkilemeye devam edecek. Orta düzeyde bir senaryoda bile, çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere dünya çapında yaklaşık 40 milyon insan yüksek sıcaklıklar nedeniyle hayatını kaybedebilir. 
  • Gelişmişlik düzeyi daha yüksek olan ülkeler, gezegensel baskılardan daha çok yararlanıyor ve sonuçlarına daha az katlanıyor; bu da, iklim değişikliğinin eşitsizlikleri nasıl daha da artırdığını ortaya koyuyor.
  • Yaklaşık 1,2 milyar insan çatışmalardan etkilenen bölgelerde yaşıyor, bunların yaklaşık yarısı (560 milyon) ise, kırılgan olarak değerlendirilmeyen ülkelerde; bu da, hangi ülkelerin çatışmalar karşısında en kırılgan olduğuna ilişkin geleneksel görüşleri gözden geçirmemiz gerektiğine işaret ediyor.
  • 2021 yılında tarihteki en yüksek GSYH düzeyine ulaşılmasına ve COVID-19 aşılarının birtakım ülkelerde daha ulaşılabilir olmasına rağmen, dünyada beklenen yaşam süresi peş peşe iki yıldır düşüyor: COVID öncesi döneme göre ortalama 1,5 yıl azaldı.
  • Ülkeler arasında sağlık sistemleri bakımından büyük ve gittikçe açılan farklar var. Raporun yeni Evrensel Sağlık Güvencesi Endeksi’ne göre, 1995 ile 2017 yılları arasında, düşük ve çok yüksek insani gelişmeye sahip ülkeler arasında sağlık performansında eşitsizlik daha da kötüleşti.

Kaynak: UNDP Türkiye