Süper Lig’de Hatayspor karşısında şok bir beraberlik alan Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi’nde lig tablosu sonuncusu Dinamo Kiev ile karşı karşıya geldi. Galatasaray büyük rakipleri sever, alt sıralardaki rakiplere karşı da rehavet yaşar bu sene hiç şaşmaz. Ben Hatay maçının bir ders olacağını düşünmüştüm ancak olmamış. Kulübeyi küstürmenin ve forma adaletinin ne kadar önemli olduğunu bu maçta daha iyi anladık. Galatasaray, hücumu seven ama savunmada bu aralar tökezleyen stoperleri Abdülkerim ve Davinson’un golleriyle 2-0 öne geçti ancak Davinson’un yetişemediği topta Kiev maçı 2-1’e getirdi. Kaleye gelen ilk şut gol oldu klasik, bu maçın sonlarına doğru yaşanacak olayların maç genelinde temeliydi bu gol. İkinci yarıda Galatasaray Osimhen’in penaltısıyla 3-1 öne geçti, dersiniz ki “sıralama sonuncusu Kiev’e karşı fark gelecek herhalde” ancak öyle de olmadı. Oyuna ikinci yarıda giren 35’lik kurt Yarmolenko dağıttı Galatasaray savunmasını, kalede zaten kaleci yok. Son 3 sezondur uyardığım zaman bana “Muslera düşmanı” dediler ancak zaman kimin haklı olduğunu ortaya çıkardı. Galatasaray efsanesi Muslera, taraftarlar tarafından ıslıklandı. Kendisi oynamakta bu kadar ısrar etmese, performansı düşmesine rağmen hala yüksek maaştan sözleşme yenileme konularında diretmese bunlar yaşanır mıydı bilemiyorum ancak ben bu durumların da payı olduğunu düşünüyorum. Keşke böyle bir şey yaşanmasaydı, Günay erkenden kaleye geçip Muslera yavaş yavaş emekli edilseydi. Burada da olay hocaya geçiyor; Okan Buruk performansı düşük oyuncuların üstünde çok durmaktan kulübeyi kaybetti. Yunus Akgün son maçlarda düşüşte, Abdülkerim 1 senedir düşüşte, Muslera 3 sezondur düşüşte ama bu sene reflekslerini tamamen kaybetti, Davinson düşüşte. Baktığınız zaman bu isimlerin yerine Günay, Nelsson ve Jelert’in oynaması gerekiyor. Bu isimler tek hatasında kesilirken saydığım isimler bir sürü hataya rağmen hala oynuyor. Ziyech de 85-90’da alına alına küstü gitti bunu unutmayalım. Kulübeyi hazırda tutmaz ve forma adaletini sağlamazsanız işler sarsılır, şimdi Konyaspor ve Ajax maçlarını kesin almanız gerekiyor. Üstüne bir de daha önce uyardığım konu gerçekleşti; 8 puan geriye düştüğünde transferde çalım atarak psikolojiyi tersine çevirmek isteyen Fenerbahçe cephesi, Galatasaray’ın sıkı temasta olduğu Skriniar’ı şak diye bitirdi. 2 beraberliğin üstüne böyle bir hamle rüzgarı şu anlık tersine çevirdi. Bu beraberlikler, bu transfer çalımları tesadüfi değil, göz göre göre yaşandı. Şimdi Konyaspor ve Ajax maçlarını kazanıp, transferde panik yapmadan düzgün hamleler yapmanız gerekiyor, hocanın da kulübeyi yeniden kazanması şart. Zaman neler gösterecek bakalım hayırlısı…