Sevgili dostlar son zamanlarda ABD-Rusya gerilimi git gide artmaktadır. Rusya’nın Ukrayna tutumu başta olmak üzere Karadeniz’in statüsü, Kazakistan olayları ve Doğu Avrupa gündeme gelmesi beklenen konulardır. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO-Rusya Konseyi Toplantısı'nın 12 Ocak'ta yapılacağını duyurdu. Rusya, 15 Aralık'ta ABD ve NATO'ya güvenlik garantileri konulu iki ayrı anlaşma teklifinde bulunmuştu. Rusya, teklifinde NATO’nun doğuya doğru genişlemesinden ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin NATO’ya alınmasından vazgeçilmesine dair ABD'den taahhüt istiyor.

Bu toplantı Türkiye için de çok önemlidir. Türkiye bir Nato ülkesi olabilir lakin bu toplantıdaki tavrımız; çıkarlarımız ve bağımsız politikalarımız için önemlidir... Ukrayna konusunda Türkiye, ABD ve Batı yanlısı bir tutum içinde olmamalıdır. Türkiye'nin takınması gereken tavır ise; ''Karadeniz bir huzur denizidir. Buradaki olası bir istikrarsızlık bizi ve bölgemizi olumsuz etkiler. Dolayısı ile biz buranın bir çatışma içinde olmamasından yanayız.'' şeklinde açıklama yapması daha doğru olur. Fakat Türkiye tam tersi ABD ve Batı yanlısı bir tutum içinde olursa, bölgenin istikrarsızlığı konusunda büyük sıkıntılar da baş göstermeye başlar. Umarım Milli politikamızın icabı ve gereği neyse o yapılır. Yoksa Karadeniz'in karışması durumunda Türkiye daha büyük bir kuşatmanın içinde bulabilir kendini... Kazakistan’daki olayların benzeri Türkiye için de planlanıyor. 

Türkiye her ne olursa olsun bölge sorunlarında bölge ülkeleri ile hareket etmelidir. Rusya son olaylardan sonra Orta Asya’da güven tazeleyip, aslında Nato’ya da bir gözdağı vermiştir. Kazakistan’daki olaylar aslında Rusya’yı da bu manada bölgede sıkıntıya sokmak için yapıldı. Türkiye eğer bir cephede olacaksa Türk Devletleri ve bölge ülkeleri ile aynı cephede olmalıdır. ABD’nin yayılmacılığı ve Büyük Asya Projesine karşı dikkatli olmalıyız. ABD, bazı taşeron örgütleri vasıtası ile bölgede bu tarz ayaklanmaların çıkarılmasına devam edecektir. Özellikle de Asya Gladyosu bu manada aktif duruma geçirilmiştir. Yakın gelecekte ABD/Nato ve Batı, Rusya ve Çin’e karşı bu operasyonları sıklaştırarak bu devletlere zarar vermek istiyor. Türkiye bu konuda çok dikkatli olmak zorundadır. Türkiye’yi dört koldan kuşatan Emperyal kuvvetlerin ülkemizdeki kaos planlarına karşı dikkatli olmalıyız. Türkiye özellikle Avrasya politikası hususunda daha sağlam ve temelli adımlar atmalıdır. Geç olmadan içindeki Natocu/Gladyocu isimleri de pasifize etmelidir. Bu kişilerin her olayda ABD’yi ve Batı’yı aklama gayreti içinde olduğunu görüyoruz. Psikolojik savaş konusunda yapılanlar önemlidir. Gelecek dönemde dengelerin kökten değişmesi kaçınılmazdır. 

Ve son söz: ‘’ Dengeler yeniden kuruluyor. Dünyada da dünyanın merkezinde de Türkiye’de de’’