Atatürk’e, Atatürk İlke ve İnkılaplarına yürekten bağlı, askerliğini teğmen olarak yapan, asıl mesleği öğretmen olan, M. Fehmi Kubilay, 23 Aralık 1930 tarihinde, devlete karşı ayaklanan gerici, yobaz Derviş Mehmet ve cani arkadaşlarının çıkardığı isyanı bastırmaya giderken, Menemen’de başı kesilerek, vahşetle şehit edilmiştir. 

Hadise Ankara’da, Atatürk’e intikal edince, fevkalade üzgün ve hiddetli olan Gazi, derhal komutanları çağırır, gözleri çakmak çakmak, “Ben Türkiye haritasında, bu şehir görmek istemiyorum” der. Komutanlar, çok sinirli, gözü hiçbir şey görmeyen, dinlemeyen, Atatürk’ün yanından ayrılıp, doğru İsmet Paşa’nın yanına giderler. Durumu anlatırlar; “Paşam, çok sinirli olan Gazi Hazretlerini, sadece siz durdurabilirsiniz,” derler. İnönü, derhal Çankaya Köşkü’ne çıkar. Atatürk’ün konuşmasına fırsat vermeden, “Gazi Hazretleri, Menemen’deki olayı büyük bir yeis ile öğrendim. Hiç merak buyurmayınız, devlet ve hükümet olarak tüm tedbirleri aldık, caniler en ağır şekilde cezalandırılacaklardır.” Atatürk’ün yaşamında her zaman yanında olan, Milli Mücadele’yi, İstiklal Savaşı’nı, Cumhuriyet’i, inkılapları birlikte hayata geçirdikleri İsmet Paşa’ya, “Peki İsmet, beni temsil eden, evladım, subayım, Kubilay’a yapılan bu cinayeti kabul edemem, madem ki, sen duruma müdahil oldun, örfi idare ilan edip, gerekeni yaptın, caniler bunu hayatları ile ödeyeceklerdir. Hadiseyi hassasiyetle takip edeceğim” der. 

Bilindiği gibi, Kubilay’ın kafasını kesen, vatan ve millet düşmanı Derviş Mehmet ve çok sayıda şerikleri idam edilirler. Menemen kurtulmuştur. Her sene 23 Aralık günü, Menemen’de Kubilay Anıtı önünde Kubilay’ı anma töreni yapılır. Bu törenleri, kısa bir süre önce zamansız kaybettiğim, Atatürk’e, Atatürk ilke ve inkılaplarına candan bağla Kardeşim Sancar Maruflu tertip ederdi. Ben de bu törenlere devamlı katıldım. Sancar konuşmalarında, bu olayın Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bağlı Menemen halkına mal edilmemesi, isyanı çıkarıp, yeşil şeriat bayrağı açanların, irtica yanlısı, gerici, vahşet kanı içen, caniler olduğunu özellikle tebarüz ettirirdi. Bu törenlere her zaman Vali, Belediye Başkanları, Bakan ve Milletvekilleri katılır. Hadise en ağır biçimde telin edilirdi. 

Kabul edilmelidir ki, bu vatan çok zor koşullarda, böyle ihanetleri yaşayarak bu günlere gelebilmiştir. Laik Cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı hareketler, her zaman hatta zamanımızda da vuku bulmaktadır. Tunceli’nde (Dersim), Diyarbakır’da birçok yerde sürmüştür. Bu olaylar, Cumhuriyet, Atatürk’e bağlı, Türk Milleti, Ordumuz, gençlerimiz tarafından daime önlenmiştir, önlenecektir. Çok dikkatli olmak esastır. Laik demokratik Cumhuriyeti, Atatürk sevgisini, Atatürk ilke ve inkılaplarını, vatanımız Türkiye’mizin bölünmez bütünlüğünü ne pahasına olursa olsun, ebediyen yaşatmaya and içtik...