Saygıdeğer okurlarım, kış mevsimini idrak ettiğimiz ve Corona ile mücadele ettiğimiz şu günlerde, sizlerin de beğeneceğinizi umduğum kış mevsiminin en değerli sebzesi, kat kat şifa kaynağı olan lahananın yararları ve zararları konusunda bazı bilgileri sizler ile paylaşmak istiyorum.

Hekimliğimin yanında 4 yıl süre ile İstanbul Üniversitesi Botanik Bölümü’nde almış olduğum eğitim sonucu özümsemiş olduğum bilgilerin yanı sıra yeni literatürlerin ışığı altında bu konuyu hep birlikte gözden geçirmenin yararlı olacağı kanısındayım. Evet, bu sebzemiz, kış mevsiminde, dolması, salatası, turşusu, haşlaması, kapuskası, hatta böreği ve çorbasıyla bizleri yemek yapma derdinden bir ölçüde kurtaran bin bir şifa kaynağı lahana. Bu sebzemiz bol miktarda B, C, K ve E vitamini ve içermektedir. Ayrıca terkibinde büyük oranda lif, protein,  flotlar, niasin, piridoksin, riboflavin, tiamin içermektedir. Ayrıca, yapısında potasyum, kalsiyum, magnezyum, manganez, demir, fosfor ve çinko da yer almaktadır.

Lahananın, şeker ve romatizma hastaları için de çok faydalı olduğunu belirten literatürlere sıkça rastlanılmaktadır. Ayrıca, lahananın arsenik, kükürt ve vitaminleri ile kanı temizleyip cildi güzelleştirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, yani diüretik etkiye sahip olduğunu, vücuttaki suyu ve toksik maddeleri idrarla dışarı attığı ileri sürülmektedir. Bununla birlikte, lahananın anemiyi giderdiğini ve kansere karşı antioksidan etkili olduğu da bilinmektedir. Araştırmacılar, sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamininin, mide ve bağırsakların iç yüzeyini koruduğunu, oralardaki yaraların iyileşmesini sağladığını da vurgulayarak, bu sebzenin, yaşlanmayı önleyici ve kalp krizine karşı koruyan bir mineral kabul edilen selenyumun kaynağı olduğunu önemle vurgulamaktadırlar. Kısaca ifade etmek gerekirse 100gr. lahananın yaklaşık besin değerlerini şöyle ifade edebiliriz:

Vitamin A: 80 İ.Ü. Vitamin C: 50 mg. Kalsiyum: 45 mg. Fosfor: 31 mg. Potasyum: 140 mg. Karbonhidratlar: 5 gr. Protein: 1,5 gr’dır. Kalori si ise  25 civarındadır. Lahana, besin değerlerinin yanı sıra birçok yararı ile de diğer sebzelere nazaran ön plana çıkmaktadır. Şöyle ki; Lahana, içerdiği antioksidan ve diğer bazı maddeleriyle vücudumuzun hastalıklara karsı direncini artırmaktadır.

Yapılan bazı araştırmalar, lahanayı sık yiyen kişilerde özellikle mide, kalınbağırsak, akciğer ve deri kanserlerine pek seyrek rastlandığı sonucunu ortaya koymuştur. Ayrıca içerdiği antioksidan maddeleriyle kalp hastalıklarına yakalanma, felç geçirme olasılığını azaltmaktadır. Batı ülkelerinde lahananın sıkılmasıyla elde edilen su, mide ülserleri için geleneksel bir tedavi yöntemi olmuştur. Yapılan deneyler, lahana suyunun mide ülserlerini önlediği ve iyileştirdiği yönündedir.

Lahana tüketirken dikkat edeceğimiz önemli husus, lahananın tüm turpgiller familyası bitkilerinde olduğu gibi vücudun iyot emilimini azalttığının bilinmektedir. Haftada 2-3 defadan daha çok lahana tüketen kişiler, iyotlu besin ya da iyotlu tuz almayı ihmal etmemelidir, özellikle içme suyunun az iyot içerdiği yörelerde durum daha da önem kazanmaktadır. Ayrıca tiroid hastalığı olanların karalahana tüketirken dikkatli olmaları gerekmektedir. Biliyoruz ki, lahana genellikle yemeklerde kullanılmasının yanında çiğ olarak ve turşusu yapılarak da tüketilebilir. Sıkılıp lahana suyu çıkarılabilir. Lahana haşlamasının suyu nezle ve öksürüğe iyi gelir. Lahana tohumları kurt düşürücüdür.

Lahana suyu cilde canlılık verir, sivilceli ciltlere de faydalıdır. Beyaz lahanada bulunan maddeler, toksinlere suda çözünme özelliğini kazandırır ve toksinlerin vücuttan atılmasını büyük ölçüde sağlamaktadır. Beyaz lahana kilo vermeye yardımcı bir sebze olarak bilinmektedir. Vücudumuzdan tuz dengesini bozmadan su atılmasını sağlamaktadır. Beyaz, kara, kırmızı veya bürüksel olsun, tüm lahana türlerinin yararları üç aşağı, beş yukarı hemen hemen aynıdır. Yeter ki tüketirken severek ve aşırıya kaçmadan tüketelim.

Sağlıklı mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum