Koca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Koca bir yıl desek de göz açıp kapayıncaya kadar geçti yine.

Sarsıla sarsıla yaşadığımız bir yoldan geriye acılarımız, kayıplarımız kaldı... biraz da umudumuz.

İnsan ne ister sorusuna herkesin vereceği bir cevap mutlaka vardır. Huzur, sağlık ve bolca mutluluk ister sanırım. Bizi neyin mutlu edeceği de meçhul tabi, ucu açık neticede.

Geçirdiğimiz yılı düşününce de elimizdekilerin kıymetini biliyoruzdur artık. Sonuçta kaybetmeyi bilen bir toplumuz.

Kişisel olarak da dolu dolu geçirilen ya da dert yumağı olarak dert yumağı geçirilen seneler olmuştur elbet. Yine de içinde olduğumuz yıl kadar zorlanmadık sanırım toplum olarak.

Vicdanlarımı da bir yolladık bu süreçte. Nerde geliyoruz ve nereye gidiyoruz muhasebesini de hep beraber yapmışızdır.

Şimdi yeni bir yılar daha giriyoruz. Takvimimiz değişiyor. "Yeni yılda beklentilerimiz neler?" diye soruluyor. Nereden başlasak, diye düşünmeden edemiyor insan.

İç huzuru, toplumsal huzur, felaketsiz bir yıl, belki performansımızı tazeleyecek bir sene olur, diye içten içe dileklerimizi sıralıyoruz.

Biliyoruz ki acılar takvimin değişmesiyle geçmez ama sadece hafifler, diye umut edebiliriz.

Düşüncelerimizi de bir derleyip toplamak gerekli. Aldığımız her kararın üzerinden bir daha geçmek lazım sanki.

Yeni bir yıl diye hayatımız değişmeyecek tabi ki. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yılın değişmesiyle köklü değişimin herhangi bir alakası da yok zaten. Noel baba da olmadığına göre beklentilerin çıtasını da normal düzeyde yapmakta fayda var.

Her istediğimizi olması da dünya kanunlarına göre mümkün değil.

İsteklerimizin olması yeni yıla bağlı değil, kendimizi değiştirmemiz bağlı. İstediğimiz şeyin olmamasının sebebi kendimiziz...

Nerde başlamalı istemeye, demiştik; onu da bir düzeltelim "Nereden başlasak değişmeye?".