İddialı işiniz illüzyon ve mentalistlikle başlayalım. İçinizdeki gücü ne zaman keşfettiniz?

Bunun keşfetmekle değil, çalışmakla alakası var. Güç hepimizde olan bir şey, önemli olan bu gücü ortaya çıkartabilmek. Küçükken Sinan Çetin’in sunduğu bir program vardı. Televizyonun üstüne kaşık koyup bükerlerdi, göz rengini değiştirirlerdi. Ben onları izleyerek etkilendim. O zamanlar çocuktum. İllüzyon bu kadar gelişmiş değildi. Okuduğum kitaplardan araştırarak bu işin içine girdim. Türkiye’nin ilk mentalistiyle tanıştım, arkadaş olduk. Ondan eğitim aldım. Böylelikle sektörün içine girmiş oldum.

Çocukluğunuzda o televizyon programınızı izlemeseydiniz. Yine bugün aynı yerde olur muydunuz?

Hayatın bizi nereye götüreceği belli olmaz. Bugün burada olamayabilirdim ya da daha farklı bir konumda da olabilirdim. Hangi işi yaparsam yapayım, o işte en iyi olacağımı biliyorum.

Mentalist olmak ne demek, nasıl bir şey biraz anlatır mısınız?

İllüzyonist; kuş, tavşan, çiçek gibi var etme gösterileri yapar. Malzemelere dayalı göz kandırma sanatı kullanılır. Mentalizm; tekniklerle yapılır. Hipnoz, trajik olaylar, telepati, telekinezi, astral seyahat gibi alanları içinde barındırır. İllüzyonist şapkadan tavşan çıkartır, mentalist şapkadan çıkan tavşanın düşüncelerini okur.



“Herkesin zihnini okuyabilirim”



Bu gösteriler arasında sizin için hangisi daha zevkli?

İllüzyonu olabildiğince yapmamaya çalışıyorum, ama mentalist gösterilerin içine illüzyon gösterileri ekliyorum, çünkü sahnede sadece düşünce okursam veya sadece hipnoz gösterileri yaparsam belli bir zamandan sonra gösterilerimiz daha kısa sürmeye başlar. Ben illüzyonu salatanın tuzu biberi olarak kullanıyorum.

İllüzyonla mentalistlik aynı çerçeve içinde mi?

Mentalizmin bir alanı olmadığı için illüzyon alanının içinde gösteriliyor, ama bence aynı değil. Mentalistler yurtdışında FBI’da çalışıyor, ama Türkiye’de değer görmüyor. Amerika’da mentalizm bir sanat değil, meslek.

Herkesin zihnini okuyabilir misiniz?

Evet, okuyabilirim. Ben kısıtlama tekniklerini kullanıyorum. Bu demek değil ki, uzun uzun cümleler düşündüğünüzde biz bunları okuyacağız. Biz sizin düşüncelerinizi daraltıyoruz. Tek bir kelimeye indiriyoruz. Aslında o kelime sizin düşündüğünüz kelime değil, bizim size düşündürdüğümüz kelimedir.



“Ben hayal kurmam, düşündüğümü yapmak için çalışırım”



2020 teknoloji çağındayız. Her geçen gün büyüyen ve insanı yutan bir mecra… Özellikle sosyal medya için geçerli bu durum. Yıllar zaman kavramını ve geleceği çürütür mü?

Güzel soru! Yıllar zaman kavramını çürütmez, hatta bunu doğru kullanabilirsek her geçen gün bizim için bir yenilik olur. Bundan 30 yıl önce iletişim kurmak bile çok güçken şuan rahatlıkla iletişim araçlarını kullanabiliyoruz. Her yaşın kendine göre bir güzelliği vardır. Önemli olan o yaşın altını doldurabilmektir. İyi bir insan olduktan sonra geçen zamanın çok da bir önemi yok.

Elinde geçmişi ve geleceği kontrol etmek, zihni yönetmek gibi güçlü yönleri olan biri hayal kurar mı?

Ben hayal kurmam, çünkü hayal gerçek değildir. Ben yapmak istediğim şeyi düşünürüm. Düşünmek bir hayal değildir. Bir gün düşündüğüm şeyin gerçekleşeceğine inanırım ve bunu gerçekleştirmek için çalışırım. Hayal dediğiniz şey imkansızdır. Bundan 20 yıl önce normal bir telefon bile hayalken, şimdi çok uzaktaki bir insanla bile iletişim kurabiliyoruz. Demek ki hayal diye bir şey yoktur. Bir şeyi gerçeğe dönüştürmek için istemek gerekir.

Ödül almak benim için bir basamak, daha büyük hedeflerim var.”



2018-2019 yılının en iyi korku sihirbazı ve en iyi mentalisti ödüllerine layık görüldünüz. Korku sihirbazı söylerken bile korku uyandırıyor…

Aslında korku sihirbazı diye bir alan yok, ama alanlar da siz var ederseniz oluşur. Korku illüzyonu dediğiniz alanda Türkiye’de benden başka kimse yok. Bu alanda rakibim olmadığı için ödül almam normal, ama en iyi mentalist ödülünü almak gurur verici. Yaklaşık 50 kişiye yakın mentalist var, ama profesyonel olarak yapan 5 kişiyiz. Kendi alanınızı yaratmak için farklılık yapmanız gerekiyor.

Bu ödül çalışmalarınızın bir dönüşümü mü?

Ödül benim için bir basamak. Benim daha büyük hedeflerim var. Berlin ödülünü almak istiyorum ve bunun bir hayal olduğunu düşünmüyorum.

Önünüze hedef koyup basamak basamak çıkar mısınız?

Evet, hedef var olduğu için yaratıcılık vardır. Sıkılmazsın, yeni projeler ortaya çıkarırsınız. Hedefleri kısıtlamamak gerekiyor.



“Bana Göz Kulak Ol derneği tamamen gönüllülük esasıyla çalışan bir dernek”



Bir Everest’iniz var mı?

Dünya çapında, dünyanın en iyisi olarak tanınmak istiyorum.

15 Mart’ta gerçekleştirmeye hazırlandığınız “3.Göz” gösterisinin gelirini “Bana Göz Kulak Ol” derneğine bağışlıyorsunuz?

Sokak hayvanları için yaptığım ilk proje değil, son proje de olmayacak. Özge Özde ve Sinan Güleryüz çiftiyle çok iyi bir arkadaşlığımız var. Tamamen gönüllülük esasıyla çalışan bir dernektir. Sokak hayvanları adına en çok aktif olan derneklerden birisi… Bu projeyle biz insanlara bir farkındalık kazandırmaya çalıştık. Herkes sosyal sorumluluk yapmalı, bir işin içinden tutmalı. Biz insanlar olarak çok bencilleştik. Kazandığımızı sadece kendi mutluluğumuza harcıyoruz. Bizimle yaşayan canlılar var. Şuan Corono virüsüyle uğraşıyoruz. Böyle bir problem gün yüzüne çıktığında önlemler alıyoruz. Aslında o önlemlerin virüs olmadan önce de alınması lazım. Bu gösteriden elde edilecek miktar benim yaptığım bir bağış değil, sizler gösteriye gelirseniz dolaylı yoldan sizlerin yaptığı bir bağış olacak. En azından kış mevsiminde sokak hayvanlarının yaşayabileceği sıcak bir yuva yapsak çok güzel olur. Gösteriye gelenlere sokak hayvanları için mama dağıtacağız. Onlar da çıkışta hayvanlara verebilecekler.



“ Her gösteride imkansızı deniyorum”



Bu dernekle nasıl tanıştınız?

Cosmopolitan dergisinin organizasyonunda tanıştık. Ben gösteri için gitmiştim. Aralarında samimi olduğum ünlüler var; bunlardan biri de Özge Özder. Bana Göz Kulak Ol derneğiyle onların aracılığıyla tanıştım.

2020 yılının en iyi gösterisi olmaya aday gösteriliyor. Bu gecede izleyicileri neler bekliyor?


  • Gece için ben de heyecanlıyım. Bu benim özel hazırladığım bir gösteri. Tabi ki düşünce okumalar, tahmin gösterileri olacak, ama bunun yanı sıra gerilimli, hatta aksiyonlu gösteriler de olacak. Normalde ben gösterilerimde hayvan kullanmayı sevmiyorum, ama sürpriz bir hayvan kullanmayı planlıyorum. Bunu da gösterinin sonunda yapacağız. Bununla ilgili bir tüyo verebilirim; gösteri sonunda kaybettiğim asistanım gelirken, bir sokak köpeğiyle meydana çıkmış olacak. Sokak hayvanları için yaptığımız bu gösteride sembol olarak da küçük bir köpek kullanmış olacağız. Güzel sürprizlerin ve heyecanlı geçeceğini düşündüğüm bir gece bizi bekliyor.



“ 8 gün mezarda kalacağım”



Daha önce hazırladığınız “3.Göz” gösterilerinde de aynı konsepti mi kullandınız yoksa bu gösteriye özel bir konsept mi?

Format hep aynı, ama gösteri içeriği farklı. Her gösteride biraz daha imkansızı deniyorum. Şuan ki gösteri için de imkansız gelen şeyler üzerine çalışıyorum.

Sadece Pazar günkü gecenin geliri mi “Bana Göz Kulak Ol” derneğine bağışlanacak?

Bu sezon içinde yapacağım tüm gösterilerin bileti Bana Göz Kulak Ol derneğine gidecek.

“ Daha önce bu gösteriyi deneyip ölmüş insanlar var”



Bir hedefiniz daha var. Guiness rekorlar kitabına girmek için 8 gün mezarda kalacağım iddianız…

İddia değil, gerçek. Bunu daha önce David Blaine isimli illüzyonist 7 gün kalarak başardı. Ben de 8 gün kalarak onun rekorunu egale etmek istiyorum. Hem de Türkiye için bir gurur kaynağı olmayı hedefliyorum. Tehlikeli bir deneme olacak. Bu tabi ki toprağın altında kalacağım anlamına gelmiyor. Üzerimde su tankı olacak ve bu sayede 24 saat hem youtube kanalında hem de haberlerde devamlı takip edebilecekler. Bunun için gerekli izinlerin alınmasını bekliyoruz. Depremden dolayı bu ay alacağımızı düşündüğümüz izin reddedildi, ama önümüzdeki günlerde bu iznin çıkacağını zannediyorum. Havalar ısındığında bu denemeyi yapacağız.

David Blaine’in 7 günlük denemesi size cesaret vermiş olabilir mi?

Daha önce bu gösteriyi deneyip ölmüş insanlar var. 8 gün insanlar yatağından bile çıkmadan yapamazken ben mezarda kalacağım.

Hayatımdan silmek istediğim anılarım var, ama terzi kendi söküğünü dikemiyor”



Neden bu konsept?

Tehlikeli. Bizim insanımız rekorlar kitabına girmiş insanları bile “Ne var yani, iş şuradan alıp, buraya koymaksa ben de yapabilirim” gözüyle bakıyor, ama 8 gün mezarda, hiçbir iletişim olmadan, orada sabit yatmak bir imkansız denemedir.

Zihin yönetebilen siz, geçmişinden silmek istediğin bir tecrübeniz var mı?

Biz hipnoz teknikleri kullanabiliyoruz, ama bunlar kalıcı çözümler değil. Tıp da bile hipnoz bir tedavi yöntemi sayılmıyor, çünkü kalıcı değil. Ben size kısa süre için adınızı unutturabilirim, ama bu demek değil ki, ömür boyu unutturayım. Hayatımdan silmek istediğim anılarım var, ama maalesef terzi kendi söküğünü dikemiyor (gülerek).
Editör: TE Bilisim